8 Eylül 2019 Pazar

Matematik Problemlerinin Çözümü

Matematik dersinde en çok korkulan konulardan birisi problemlerdir. Problem çözmek için üst düzey bir matematik bilgisi gerekmediği halde öğrencilerin hemen hepsi bu konuyla karşılaşmak istemez. Bu sorunun nedenleri:
  • Ön yargılarınız
  • Yeterli seviyede matematik bilmemeniz
  • Matematik dersine çalışmamanız
  • Not almadan ve soru çözmeden çalışmanız
  • Yapamadığınız soruların peşine düşmemeniz
  • Farklı çözüm yolları aramamanız
  • Yorum yapamamanız

Bu nedenlerden kaynaklı problem çözememe sorununuza yardımcı olmak amacıyla adım adım yapmanız gerekenleri sıraladım😉 Hangi basamaktaysanız oradan devam edin, hiç başlamadıysanız yolunuzu çizdim size sadece uygulamak kaldı✍️

Problem çözebilmek için; 
  1. 9. Sınıf konularını tamamlamalısınız. Buradaki konulardaki eksikleriniz soruları çözememenize neden olacaktır. 
  2. Oran orantı konusuna hakim olmalısınız, oran kurma mantığını zihninize yerleştirmelisiniz. 
  3. Basitten zora doğru ilerlemelisiniz . Önce en basit, en temel soruları çözmelisiniz. 
  4. Yapamadığınız soruları arkadaşlarınıza sormalı, öğretmeninize çözdürmeli sonra yine kendiniz çözmelisiniz.
  5. Problemleri farklı yollarla çözmeyi denemelisiniz. 
  6. Yeni öğrendiğiniz çözüm yöntemlerini not etmeli ve benzer soru gördüğünüzde uygulamalısınız. 
  7. Sürekli matematik soruları çözmeli, matematiksel yorum kabiliyetinizi ilerletmelisiniz.
  8. Soru çözüm videoları izlemelisiniz.
  9. Farklı soru tipleri barındıran en az 3 kitaptan problemler konusunun tüm sorularını çözmelisiniz.
  10. Meb kazanım testlerindeki, çıkmış sınav sorularındaki problemleri çözmelisiniz. 

23 Temmuz 2019 Salı

Sınava Bir Yıl Daha Çalışsam Mı?

Sınav sürecinin sonunda sıralamanıza baktınız ve istediğiniz yere yerleşemeyeceğinizi gördünüz. Şimdi yol ikiye ayrılıyor; birincisi tercihlerinizi yeniden değerlendirmek ve sıralamanıza göre üniversite ve bölüm seçmek( böyle düşünenler buraya tıklasın), ikincisi ise mezun olarak sınava tekrar hazırlanmak. Karar vermenize yardımcı olacak soruları kendinize sormanızı istiyorum; 
  1. Bu yıl neden istediğin sıralamayı yapamadın? 
  2. Tekrar sınava hazırlanırken geçen yılki hatalarından ders almış olarak ilerleyebilecek misin?
  3. Kiminle, ne ile, nasıl hazırlanacaksın?
  4. Bunun için yeterli maddi ve manevi imkana sahip misin? 
  5. Tekrar aynı sıralamayı yaptığında veya altını yaptığında yine de “ İyi ki mezun olarak bir yıl daha çalıştım!” diyecek misin? 
Mezun olmanın avantajları; Deneyimlisiniz, hatalarınızı biliyorsunuz, neler yapmamanız gerektiğini bizzat yaşayarak öğrendiniz, belirli bir seviyedesiniz, okul olmadığı için ekstra zamanınız var, sınavlar yok ve tek bir odak noktanız var, elinizde neler yapabildiğiniz ilgili gerçek bir veri var. 

Mezun olmanın dezavantajları; Hatalarınızdan ders alıp harekete geçemeyebilirsiniz, eski sınavın stresini üstünüzde hissedebilirsiniz, korkularınız ve sürekli stresli haliniz öğrenmenizi olumsuz yönde etkileyebilir, etrafınızda her an sınava odaklı arkadaşlarınız olmayabilir.

Bu verdiğim olumlu ve olumsuz örnekler kişiseldir, artabilir veya hiçbiri sizde olmayabilir. Kendinizi tanımalısınız, sizin kişilik yapınız nasıl, böyle bir durum sizi nasıl etkiler gerçekçi bir değerlendirme yapmalısınız. 

Hayat sizin; ailenizin ve öğretmenlerinizin fikirlerini mutlaka alın ama kararı siz verin. İyi çalışmalar diliyorum😌

18 Temmuz 2019 Perşembe

Tercih Nasıl Yapılır?

Öğrencilik hayatınızın sizin de farkında olduğunuz en kritik noktasındasınız. Elinizde emek verdiğiniz bir sınavın sonucu duyuyor. Kiminiz için mutluluk verici kiminiz için idare eder kiminiz içinse hayal kırıklığı olan bu sonucu değerlendirmenize yardımcı olmak istiyorum.

Sonuçtan memnun ama okuyacağı bölüm ve üniversiteye karar veremeyenlerdenseniz: 

  • Çocukluğunuzdan beri istediğiniz bir alan varsa buna yönelmek size sadece üniversitede değil hayatta da büyük başarılar, mutluluklar getirecektir çünkü insan sevdiği her şeyi çok daha büyük bir istekle yapar. 
  • Bölüm tercihinizi gelecekte garantili bir mesleğim olsun diye düşünerek yapacaksanız bilmeniz gereken ilk şey bunun tamamen size bağlı olduğu. Yeterince emek verirseniz, gelişme gösterirseniz çalıştığınız her işte başarılı olabilirsiniz . Karar  aşamalarını izleyin lütfen; 
  1. Okumak ve yaşamak istediğiniz şehirleri araştırın. Bunu yaparken ulaşım, barınma, sosyal ve kültürel hayat , ekonomik durumu inceleyerek size uygunluğuna karar verin. 
  2. Başarı sıralamanızla girebileceğiniz bölümleri yazın, bunlar içerisinden ders içeriği ve meslek olarak kesinlikle size uymayanları eleyin. Örneğin; ben gece gündüz bilgisayar başında kod yazamam diyorsanız Bilgisayar Mühendisliğinin üstünü çizin, ben çoluk çocukla uğraşıp fedakarlık yapamam diyorsanız öğretmenliğin üstünü çizin, sabahtan akşama kadar bir laboratuarda ayakta iş yapamam diyorsanız kimyagerliğin üstünü çizin.
  3. Çalışkan, her işi yapabileceğine inanan birisiniz ama hedefiniz yoksa iş imkanları yüksek bir bölüme girebilirsiniz; Sağlık Bilimleri, Bilgisayar Mühendisliği, Elektrik Elektronik Mühendisliği, Uzay ve Havacılık, Endüstri Mühendisliği, Hukuk, Psikoloji, Veterinerlik.. İş imkanı sizin bilginiz, tecrübeniz, çevreniz, yapacağınız işin yaşadığınız yerle uyumuyla doğru orantılıdır.. 
Sonuçtan memnun olmayan ama bu yıl tercih yapmak isteyenler:
  • Bu durumda yapmanız gereken en doğru şey girmek istediğiniz bölüme geçiş yapmanıza imkan verecek üniversite ve bölümlere bakmak. Çift ana dal ve yan dal imkanlarını araştırıp üniversiteye girdikten sonra geçiş yapabilirsiniz. Bu şekilde hem zaman kaybetmemiş olursunuz hem de üniversitedeyken ilgilendiğiniz bölümleri yakından inceleme şansı elde edersiniz. 
  • Kişisel olarak sizin için bölümden ziyade üniversitenin ismi önemlidir. Bu durumda gitmek istediğiniz üniversitede sizinle ters düşmeyecek ve puanınız yettiği bir bölüme giriş yapabilirsiniz. Bu durumda lütfen üniversitelerin sosyal ve kültürel imkanlarını araştırın. Size çok daha zengin seçenekler sunan üniversitelere yönelin. 
Hangi kısımda yer alırsanız alın bilmeniz gereken birkaç şey var; çalışkanlık her zaman başarıya götürür, kişisel gelişimine önem veren dil öğrenenler bir adım öne geçer, üniversite hayatını stajla değerlendirenler iş hayatına erken bir giriş yapar, meslekler okuduğunuz bölümlerle sınırlandırılamaz sizin yetenekleriniz ve emeklerinizle şekillenir. İstemek, inanmak önemlidir ama çalışmadan bunlar hiçbir sonuç vermez. İsteyin, inanın ve çok çalışın sevgili öğrenciler:)

Instagram: zynpbnck, 40netmatematik
Youtube: Eyüp B.

20 Şubat 2019 Çarşamba

Matematik Kitabı Önerileri 2019

Daha önce paylaştığım “Matematikte Başarıya Götüren 10 Adım” yazımı okuyup Matematik en iyi nasıl çalışılır öğrendikten sonra hangi kaynaktan çalışacağınızı sormaya başladınız. Ben de lisenin her kademesi ve her seviye öğrenci için şu an piyasada olan kaynaklardan  hangilerinin alınabileceğini yazmaya karar verdim. Kaynakları seviyenize uygun seçmezseniz ; kolay olan kitaplar zaman kaybına dönüşürken , seviyenizin çok üstündeki kaynaklar kalem oynatamadığınız için çalışıp öğrenmenizi engelleyen araçlar olur! O yüzden popüler olan, arkadaşınızın çözdüğü kaynakları değil, kendinize uyan kaynakları tercih etmelisiniz.. MEB kitapları, EBAdaki konu anlatım ve sorular, Kazanım testleri ve denemeleri mutlaka çözün.Bunun yanı sıra dersi kavrayabilmek için  önce seviyenizi belirleyin sonra karşısındaki kaynağı temin edin.


9., 10. Ve 11. Sınıflar İçin:

Matematikten hiçbir şey bilmiyorum, ben daha dört işlem yaparken zorlanıyorum diyorsanız: Antrenmanlarla Matematik veya Yarıçap alıp her gün sayfalarca çözmelisiniz.

Dört işlem biliyorum ama bu yılki konuları öğrenirken zorlanıyorum diyorsanız:
Yarıçap ve Çap( ikisini de çözmelisiniz)

Ortalama bir öğrenciyim diyorsanız:
Çap ve Karekök (ikisini de çözmelisiniz)

İyi bir öğrenciyim diyorsanız:
Karekök, Esen Üç Renk, Endemik( üçünü de çözmelisiniz)


12. Sınıflar İçin:

Matematikten hiçbir şey bilmiyorum, ben daha dört işlem yaparken zorlanıyorum diyorsanız: Antrenmanlarla Matematik 1,2,3,4 her gün sayfalarca çözmelisiniz.

Dört işlem biliyorum ama bu yılki konuları öğrenirken zorlanıyorum diyorsanız:
Karekök 0 veya Birey A

Ortalama bir öğrenciyim diyorsanız:
Karekök veya Birey B

İyi bir öğrenciyim diyorsanız:
Karekök, Üçdörtbeş , Endemik,( üçünü de çözmelisiniz)

Çooook iyiyim diyorsanız:
Karekök, Endemik, Acil

Kitapları hazırlayan tüm öğretmen arkadaşlarımın emeklerine sağlık, sizler için çok güzel sorular hazırlamışlar. Tabii ki benim söylediğim kaynakları almak zorunda değilsiniz, elinizdeki kaynaklarınızı çözün ekstra bir üst düzey kaynak arıyorsanız buradan yardım alın. Ayrıca YouTube: Eyüp B. kanalında sizin için tıpkı bir özel ders gibi konu anlatımı ve soru çözümü yapmaktayız, oradan ilgili konuların pdflerini indirip çıkartıp kendiniz de çözebilirsiniz. Peki siz ne yapıyorsunuz sevgili öğrencilerim? Dersi iyi dinleyip not alıyor musunuz? Öğrendiklerinizi tekrar ediyor musunuz? Soru çözüyor musunuz? Yapamadıklarınızı soruyor musunuz? Şimdi sıra sizde.. Emek verin, gayret edin ve öğrenin:)

instagram: zynpbnck , 40netmatematik
youtube: Eyüp B.


9 Şubat 2019 Cumartesi

Matematikte Başarıya Götüren 10 Adım




 Her öğrencinin zeka türü birbirinden farklı olduğu gibi öğrenme stili de farklılık gösterir. Buna rağmen  derslerin özelliklerine göre ortak çalışma şekilleri oluşmaktadır.

  Bazı dersler öğrencilerin geneli tarafından kolay bulunup daha iyi anlaşılırken bazı dersler zor görülmektedir. Ne yazık ki Matematik dersi de öğrencilerin genel olarak zorlandığı derslerdendir. Olumsuz  ön yargı, öğrenilmiş çaresizlik(daha önce denedim olmadı), çalışmanın zor gelmesi, sadece dinleyerek yapılacak bir ders olmaması, doğru öğreten öğretmenle tanışmamış olmak, ÇALIŞMAMAK gibi etkenlerle Matematik öğrenciler için bir “Ruh Emici”ye dönüşmektedir.

  Peki tüm bu olumsuz düşüncelere ve deneyimlere rağmen bir öğrenci Matematik öğrenmek isterse(zorundaysa) bunu nasıl yapacak? Yıllardır masanın başına geçip bir testi tamamlamamış bu çocuk nasıl olacak da Yüceler Yücesi Matematik dersini öğrenecek? Hazırsan başlıyorum:

1) Seviyeni belirle!
Anlama ve soruları çözme düzeyin ne? Temel, orta, ileri hangi aşamadasın bunu sapta. 

2) Seviyene Göre Kaynaklarını Temin Et!

Hangi düzeydeysen ona uygun kaynak almalısın. Henüz konunun temeli olan  soruları çözemiyorken;  herkesin önerdiği, mutlaka çözmelisin dediği, 30 net garantili o kitapları almak fayda etmez. Aldığın kitabın sorularını çok hızlı ve doğru çözüyorsan, yeni şeyler öğretmiyorsa sen o kitaptan bir üst seviye daha zorunu almalısın demektir. Bu durumda elindeki kitabı bırak,  hırs yapma ve bitirmek zorundayım diye düşünme o kitabı bir arkadaşına hediye et ya da değiş tokuş yapmayı dene. MEB kaynaklarını takip et, kazanım testlerini, denemeleri mutlaka  çöz.

3) Defter, makas, yapıştırıcı, kalem al!

Temiz, daha önce kullanılmamış, açtığında seni mutlu edecek bir defter al. Farklı örnekleri, yapamadığın soruları, tekrar etmeni sağlayacak temel özellikleri içeren soruları kesip yapıştır ve notlar al. Böylece benzer sorular karşına çıktığında dönüp bakabilirsin, sınav öncesi çalışırken çok yardımcı olur, renkli kalemler ve kendi notların öğrendiklerini kalıcı kılmayı kolaylaştırır.

4) Rotanı Çiz!

Hangi saatler okuldasın, haftaiçi ve haftasonu ders çalışmaya ne kadar vakit ayırabilirsin, bu zamanın kaç saatini Matemetik dersine ayıracaksın belirle. İhtiyacına göre ve çalışma tarzına göre her gün belirli saat aralığında çalışabilirsin veya bir ay boyunca sadece Matematik çalışabilirsin. Çalışma tarzın senin tercihinine kalmış.  Eğer daha önce bir çalışma tarzı geliştirmediysen en verimlisini bulana kadar birkaç farklı yöntem deneyebilirsin. 

5) Sıralı Git Acele Etme!

Matematikte konular sıralıdır,  birbiriyle ilişkilidir o yüzden “Nereden başlasam?nasıl ilerlesem?” diye düşünmene gerek yok kitabın sırasını takip et! Bildiğin konuları hızlı geçip bilmediklerine daha çok zaman ayırabilirsin.

6) Konu Çalış!

Aç kitabı konuyu öğrenmek için çalış, özellikleri not al. Çözümlü örnekleri çöz. Konu anlatım videosunu aç, örnekleri durdurarak kendin çöz sonra devam ettir çözümlerini izle eksiklerini gör ve yanlışlarını düzelt. Konu çalışmak, konuyu kavramak çok önemli lütfen acele etme en zor soruları çözmeliyim diye düşünme kendine zaman ver.

7) Soru Çöz!

Soru çözmek; konuyu çalıştıktan sonra çözdüğünde  konuyu pekiştirmeni, eksik kalan öğrenilmemiş kısımları öğrenmeni sağlar. Konuyu biliyorsun ama unutmamak için tekrar etmen gerek, yine konu  ile ilgili test çözmek konuyu hatırlamanı ve kalıcı bir öğrenmeni sağlayacaktır. Çok zorlanıyorsan bazı bilgileri kalıcı hale getirmek için benzer soru tiplerinden 100 tane çözebilirsin, konuyu öğrendiysen ve yorumunu geliştirmek istiyorsan lütfen soru sayısına odaklanmadan farklı ve güzel sorular çözme kısmına geç. Soruları çözmek ilk zamanlar zor ve uzun gelebilir, pes etmeden devam etmelisin.

8) Yapamadığını Sor ve Öğren!

Öğrenme işinin can alıcı noktasındasın! Üstüne düşen her şeyi yaptın; konunu çalıştın, örnek sorular çözdün, soru bankasından  sorular çözdün..Sıra yapamadığın soruları, anlamadıklarını sormakta.. Bir arkadaşına sormakla başla, öğretmenine sor öğren. Mutlaka o soruyu bir kez daha kendin çöz, defterine yapıştırmaya hak kazanan bir soruysa sonradan bakabilmek için kes yapıştır!

9) İstikrarlı Ol!

Her işte başarılı olmanın şartı düzenli ve devamlı olabilmektir. Matematik dersine her hafta veya her gün belirli saatler ayırıp çalışır ve soru çözersen mutlaka yol alırsın! Bir çalışıp bir boşverirsen bu iş istediğin şekilde sonuçlanmayacaktır.

10) Destek Al!
Tüm bu çalışmalara rağmen olmuyorsa bire bir ders almalısın. Bire bir ders her seviye öğrenciye katkı sağlar, iyiysen daha iyi olursun. Kendine inan, başarını takdir et:)

instagram: zynpbnck
youtube: Eyüp B. (Matematik ve Geometri Konu Anlatım ve Soru Çözüm Videoları)

5 Eylül 2018 Çarşamba

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar-7

"Bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa onun için her rüzgar uygundur. " Senaca'nın en sevdiğim sözlerinden. Öyle doğru bir söz ki... Bunu sizlere kanıtlayan bir söyleşi yaptık Ece ile. Ece hem geçen yıl hem de bu yıl sınava girdi. Sizlerin meşhur tabiriyle 'mezuna kaldı' ama hedefini belirlediği için tüm zorluklara bir çözüm buldu. Ece ile sohbetimizde ben de bir öğretmen olarak değinmek istediğim birçok noktayı sizler için fırsat buldukça yazdım. Sizlere yol gösterici olmasını dilediğim bu yazı sadece bir öğrencinin yolculuğu, kendinize örnek alabilirsiniz ama her şeyin aynı olmasını bekleyemezsiniz. Lütfen bunu göz ardı etmeyin. Başarıya ulaşmanın  tek bir yolu var; ÇALIŞMAK! Çalışmanın ise birçok yöntemi var, kendinize uygun olanı bulun ve çook çalışın. Sormak istediklerinizi hem buradan hem instagram hesabım zynpbnck üzerinden iletebilirsiniz. 

Merhaba Ece, bize kendini tanıtır mısın?
Merhaba, ismim Ece namı diğer @nastenkasblog. 
Ankara'da iyi bir anadolu lisesinden mezun oldum. Son sene eşit ağırlık bölümüne geçtim. 20 yaşındayım fakat lisede İngilizce hazırlık okuduğum ve bir yıl mezuna kaldığım için üniversiteye hazırlık dönemimi anca tamamlayabildim. Geç olsun güç olmasın diyelim :)

Mezun olup sınava hazırlanan bir öğrenci olduğuna göre geçmiş bir sınav tecrüben de var, geçen yılki ve bu yılki sınav sonucunu bizimle paylaşır mısın?
Bu yıl mezun yılımdı. Geçen sene sınav anında yaşadığım talihsizlikler, sınav maratonuna adapte olamama gibi sebeplerden ötürü istediğim yerin çok altında bir sıralama yaptım. 35 bindi geçen yılki sıralamam. Ha asla kötü demek değil. Ancak istemediğim bir bölümü yazamazdım ve daha iyisini yapabileceğime inandığım için bir sene daha denemek istedim. İyi ki de bu kararı vermişim. Bu yıl 426 puan aldım ve EA bölümünden 5.600 geldi sıralamam. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yerleştim. Benim için çok sevindirici oldu çünkü sınavdan çıktıktan sonra hedef düşürmelere başlamıştım bile: 'Hmm şurası gelse de olur yaa napalım artık ...' gibisinden 😅 

Dediğin gibi ilk sonucun da güzel ama bu yılki aldığın puan ve sıralaman çok daha iyi. Seni gönülden kutluyorum. Ece nasıl bir öğrenciydi? 
Belki kimisi “Yok canım! Zaten herkes çalışmıyorum der. Biz de inandık buna.” diye düşünebilir. Fakat arkadaşlarım da ailem de bilir. Hiçbir zaman çalışkan bir insan olamadım. Ortaokulda derslerim çok iyiydi. Dersi iyi dinleyen bir insandım, bu yüzden çalışmama çok gerek kalmıyordu. Bizim zamanımızda 3 yıl girilen SBS  vardı. 6. sınıfta, hiçbir şeyin bilincinde olmayarak girdiğim ilk SBS'de daha sonraki yıllara göre çok daha başarılı olmuştum. Çünkü stresli değildim. Bu bana hayat dersi oldu biraz. Ne kadar başarılı olursanız olsun fazla stres başarınızın büyük bir kısmını heba edebilir, bu sebeple sakin kafayla ilerlemek çok daha yararlı olacaktır. 
En nihayetinde ben böyle çalışmaya çalışmaya liseye geçtim. Bir de baktım ki çalışmadan olmuyor. 3 senem (hazırlık da dahil) öyle ortalama notlarla geçti. Laylaylomdu biraz. Sosyal hayatımdan hiç geri kalmadım örneğin. Tabii bunların geri dönüşü 11. sınıftayken ağır olmuştu çünkü bölümümü seçmiştim; artık sayısal öğrencisiydim ve işler ciddileşmişti. Gitar ve tiyatro kurslarına gidiyordum. Onları bırakmak zorunda kaldım çünkü bu tempoda yetişemiyordum. 2. dönem trigonometri fasikülleri alıp çözmüştüm çok iyi hatırlıyorum herhalde ilk adam akıllı çalışmam oydu.

Sosyal ve akademik hayatın dengede olması çok önemli. Bazen hepimiz bu dengeyi şaşırabiliriz. Dersi derste dinleyen öğrenciler işin en önemli kısmını çözer. Sen bu kadarının yeterli olmadığını fark ederek çalışmaya ve yol almaya başlamışsın. Peki hedefini ne zaman belirledin, yolunu nasıl çizdin? 
12. sınıfa kadar sayısal bölümündeydim. Genelde bu iyi liselerin sayısala ağırlık vermesinden midir bilmiyorum ama bölüm seçtiğimiz ilk yılda da benim gibi aslında içinde gizli bir eşit ağırlık öğrencisinin yattığı bazı insanlar istemsiz sayısala sürüklendik. En azından ben öyle hissediyordum yani. 12. sınıfa geçerken kendi kendime sorguladım. Bu bölümü gerçekten istiyor muyum? Daha sonrasında yapacağım meslekler ilgimi çekecek mi? 
En sonunda kendi yönelimlerim ve isteklerim doğrultusunda hukuk okumakta karar kılıp eşit ağırlık bölümüne geçtim. Biraz araştırma yaptım. Okullar hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bildiğim tek şey Ankara'da kalmak istemediğimdi çünkü biraz yeni yerler, insanlar tanımak istiyordum. Devlet üniversitesi öncelikli tercihimdi ve onlar arasından bir seçim yaptım. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Aslında en zor kısmı atlatmıştım. Belirsizlik insanı en yıpratan durumlardan biri bence.

Kesinlikle en önemlisi ne istediğini bilmek, sonra da bunun için gerekenleri yapmak. Seni bir kez daha popüler olanı değil kendine göre olanı seçtiğin için kutluyorum. İlk ve en önemli kısmı yani hedefini belirledin. Bu hedef için nasıl bir çalışma gösterdin, YKS’ye nasıl hazırlandın? 
12. sınıfın başına kadar tüm çalışmalarımı okul sınavlarını ön planda tutarak yaptım. Çalışma alışkanlığım olmadığı için düzenli bir çalışma stilim de yoktu. Bunları asla “Bakın çalışmadan da yapılabiliyormuş.” anlamında söylemiyorum. Belki 9. sınıftan beri düzenli çalışan bir insan olsaydım ilk senemde ilk bine girecektim kim bilir? Burada anlatmak istediğim hiçbir şey için geç olmadığı. 'Ya ben tüm lise boyunca yattım bir senede nasıl kazanacağım? Mezuna kaldım, çalışmaya yeni başlıyorum nasıl başaracağım?' düşünceleriniz hiç olmasın. Ben 12. sınıfta dershaneye gitmeyi tercih ettim. Kendi başıma çalışamayacakmışım, herkes dershaneye giderken ben tek çalışırsam eksik kalacakmışım gibi geldi ve korktum. Ama açıkçası dershanenin yoğun temposu, sürekli herkesin bir telaş ve kıyaslama içerisinde olduğu ortam beni psikolojik olarak yıprattı. YGS sonucum da kötü gelince dershaneyi bıraktım ve LYS sürecimde kendi başıma devam ettim. 100 bin olan YGS sıralamamı 35 bine çektim. Ama dediğim gibi benim için yeterli değildi. 
Mezun olduğum senemde ise dershaneye gitmedim. Ekimden itibaren matematikten özel ders alarak ilerledim sadece. Tabii sözel konular için de Youtube'dan videolar izliyordum. Tüm yıl evdeydim neredeyse. Evimin merkeze uzak olmasından dolayı çıkması da zor geliyordu açıkçası. İlk başlarda odaklanmakta çok sorun yaşadım. Sürekli uzanıp dizi, film falan izleyesim geliyordu. En ufak bir şeyde dikkatim dağılıyordu. “ Bir yıl daha bunu çekmek ister misin?” diye diye kendimi motive ederek biraz daha kolaylaştırdım işimi. Çok bunaldığım haftalarda 1-2 gün kütüphaneye gittim çalışmak için. Etrafımda bir sürü insanın da benim gibi kazanmak için uğraşıyor olması da motive etti beni.
Bu arada eklemek istediğim bir şey daha var. Matematikte özel dersi tercih etmemin sebebiyse yapamadığım soruları sormak oldu. 12. sınıftaki en büyük eksiğim buydu. Sonra sorarım diye diye erteledim ve yapamadığım soruların çoğu kaldı. Aslında bunda çekinilecek hiçbir şey yok. Sizin 16 soruluk testte 10 soruyu yapamamanız utanılacak bir şey değil. Kimse bu konuları bilerek doğmadı. Önemli olan öğrenmek bence. Öğrenene kadar uğraşmak. 
Yaptığın doğruları tekrar etmek istiyorum; Bir yerden başlamak, işine yaramadığında yöntem değiştirmek, bir eşit ağırlık öğrencisini en üste taşıyacak derslerden olan Matematikten özel ders alarak tüm yapamadığın soruları çözmek, elindeki imkanları değerlendirip Youtube'dan video izlemek, pes etmemek, çalışmaktan vazgeçmeyip çalışma ortamları aramak...Bunları yaparak başarısız olman imkansızdı Ece:) Mezundun, evdeydin bu kontrolünü kaybedebileceğin bir ortamda sen nasıl bir çalışma tarzı oluşturdun?
Rastgele çalışmak hiçbir zaman bana uygun olmadı. Çünkü çok fazla konu olduğu için önümde somut veriler görmek isterim. Bu tarz durumlarda plansızlık beni strese sokar. Tek başıma çalıştığım için de okul müfredatını yetiştirmeye çalışan öğretmenler gibi sınav müfredatı yetiştirmem gerekti. Bu yüzden program hazırlamaya gayret ettim. Ders programlarımı ilk başlarda aylık olarak hazırladım. Fakat bu beni daha çok strese sokuyordu çünkü bir gün bile aksayınca hop konu birikiyordu veya program kayıyordu. Bu yüzden bu sistemden vazgeçtim. Herhangi bir rehberlik hocasıyla ya da profesyonel bir koçla çalışmadığım için program stilimi de deneme yanılma yoluyla belirledim. 3-4 günlük kısa programlar yapmak benim daha çok işime geldi. Hem uzak gelecek için ütopik çalışmalar öngörmüyordum hem de o gün ansızın işim çıksa da programımda beni yıpratacak değişimler olmuyordu.

Öğrencilere de sık sık söylediğim gibi herkesin kendi programını oluşturması gerekir, bunu yaparken başkalarının programından mutlaka faydalanabilirsiniz ama size göre kısmını es geçmeyin. Ve kişisel fikrim kısa süreli örneğin haftalık ve günlük programlar çok daha etkili olacaktır. Sen de kendini tanıyarak bunları çok güzel uygulamışsın. Sözel ve sayısal derslerine nasıl çalışıyordun ?
Yazı yazmayı ve yazarak çalışmayı seven bir insan olduğum için sözel derslere özet çıkartarak çalışırım. Sene başında başladım özet çıkarmaya açıkçası, Son zamanlarda çok vaktimi almasın sadece özetlerimi okuyup test çözeyim diye. 12. sınıfta hazırladığım edebiyat defterim ve eser-yazar kartlarım vardı. Son yıl da onları kullandım mesela. Youtube kanallarından çok fazla yararlandım bu konuda. Bir tek tarih yaz yaz bitmez diye düşündüğüm için direkt onda Youtubedan konu anlatımı + Test çözme şeklinde ilerledim. 
12. sınıftayken neredeyse hiç geometri çalışmadığım için zaten bende var olan ön yargı iyice büyüdü. Bu sebeple geçen yıl bu zamanlar Geometri için başlangıç düzeyinde bir kitap aldım ve onu bitirdim. Böylece elim alıştı ve formüller aklımda kalmaya başladı. Ancak geometri serüvenim daha sonrasında bu kadar parlak olmadı çünkü ek bir kitap çözmedim sadece denemelerde geometri sorusu çözdüm. Fakat yapamadıklarımı mutlaka özel ders hocama sordum.
Matematikte ise internetten konu anlatımı, test çözme, yapamadıklarını sorma şeklinde ilerledim. Bu sistem bana çok faydalı geldiği için tüm sene böyle ilerledim.

Sen hem YGS-LYS'yi gördün hem de YKS'yi. Bu yıl TYT ve AYT diye bölerek mi yoksa birlikte mi çalıştın, hangi kaynaklarla hazırlandın bizimle paylaşır mısın?
YGS-LYS sisteminden kalma bir alışkanlık olarak ilk dönem TYT ağırlıklı çalıştım diyebilirim. TYT matematik ve problemler ön planda oldu benim için. İkinci dönemde de rahat rahat Mat2 çalışabilmek için Coğrafyayı ve Tarihi ilk dönemde bitirdim tamamen. İkisinden de ikişer kitap bitirmişimdir.
 Mat2 ye Ocak ayı gibi başladım fakat tavsiye etmem bunu. Özellikle limit türev integral hakkında mezun yıllarında bile olsalar tam bu dönemlerde de fikir sahibi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Ki sınava 3-4 ay kala 3 tane uzun ve ayrıntılı konuyu sil baştan sıkıştırmak zorunda kalmasınlar. Mesela ben mezun olmama rağmen çoğu şeyi unuttuğumu fark ettim çalışmaya başlayınca. “Nasılsa geçen yıl öğrendim. Son ay tekrar etsem de olur.” düşüncesi bu tarz konular için geçerli olmuyor maalesef. AYT Matematikte de çözümlü fasiküller almaya dikkat ettim. İlk dönem TYT için Bilfen YGS Soru Bankasını bitirdim sadece. İkinci dönem ise AYT ağırlıklı çözdüm. Yüzdeyüz yayınlarını öneririm : Özellikle Problemler, Trigonometri, Türev, İntegral fasiküllerini öneririm. Tamamı çözümlü. 
 Edebiyata ise Mart gibi başladım sanırım. Bana kalırsa yeterli bir süre. Tabii TYT konularını ilk dönem halletmiş olmak şartıyla. Geçen yıl Bilgi Sarmal Yayınlarının dörtlü setini ve Limit Soru Bankasının bir kısmını çözmüştüm. Bu yıl da Palme ve Altın Anahtar yayınlarını çözdüm. Ben bu gibi ezber derslerde bir tık zor olan yayınları çözmeyi seviyorum ki bana yeni bilgiler katsın.
 Tarih ve Coğrafyadan ikinci dönemde birer kitap daha bitirdim bilgilerimi tazelemek için. Benim için yeterli oldu. Ama vaktiniz varsa çok daha fazlasını yapabilirsiniz.

Güzel yayınlar çözmüşsün. Buradan belirtmek isterim ki seviye kaynak çözerken çok önemli; ilk kendi seviyenizde temel bir kaynak sonrasında da sizi ileriye taşıyacak kaynakları çözmelisiniz. En zoruyla başlayıp yapamadığınızı düşünmemeniz için bu çok önemli. Senin iyi bir alt yapın olması Matematik gibi bir derste iyi kaynaklarla yola çıkıp devam etmeni sağlamış. Peki denemeleri çözmeye ne zaman başladın ve nasıl değerlendirdin?
Aralık ayı gibi deneme çözmeye başladım. 2 tane deneme seti almıştım. Biri Frekans diğeri de Karekök sanırım. Sadece TYT denemesi çözdüm belli bir süre. O da iki haftada 1 deneme falan. Daha sonra Karekök’ün 12li AYT deneme setini aldım ve mart gibi yavaştan onları çözdüm. Çözümlü denemeler almaya dikkat ettim ve deneme sonrası kırmızı pilot kalemle yapamadığım bütün soruların üzerine doğru çözümlerini yazdım. Kimisinde “Of bu nasıl oldu ya?” diyip hocama sordum. kimisinde de “Yok artık bunu mu yapamadın?” gibisinden kendime kızdım. Ama acısıyla tatlısıyla denemelerin baya katkısı oldu bana. Çünkü yavaş soru çözen bir insandım asla yetiştiremezdim yani sınavları. Hala da biraz öyleyim aslında fakat istediğim seviyeye gelebildim en azından. 
Bir de dershanelere gidip Türkiye geneli Özdebir, Töder denemelerine başvurdum. O sınavlara girdim. Sınıf ortamında sınava girmek, Türkiye genelindeki seviyem gibi konularda bana fayda sağladı. Hatta son girdiğim Töder sınavında sonucum 7bin geldiğinde “Töderde bile İÜHF’yi kazanamıyorum.” diye üzüldüğümü hatırlıyorum :D

Denemelere konularını genel olarak toparladıktan sonra başlamışsın, bir de onları bitti diyerek kenara atmak yerine analiz etmişsin. Bu da sana hem öğrenme hem hız kazanma olarak dönmüş. Ne mutlu ki gerçek sınav sonucun seni üzmemiş:)  Güzel kısımları konuştuk ama çok zorlandığın dersler oldu mu, onlarla nasıl başa çıktın?
Ne yalan söyleyeyim köklü sayıları, ebok ekoku sevmiyordum fakat bir şekilde üzerlerine giderek onları hallettim ancak problemler çok canımı sıkıyordu. Yani önümüzde kesin formüller yok. Sınav Ales tarzı gibi olacak dendi. Bu da demek oluyor ki kalıp problemler soruları yok. Değişik sorular gelecek. Hemen gittim ALES çıkmış sorular aldım. Biraz onları çözdüm. Youtube'dan değişik tarzdaki problem sorularının çözümlerini izledim. Sınavda soruları görünce telaş yapmamak için kendimi yavaştan bu tarz sorulara hazırladım. Geçen yıl sınav anında bu sorunu yaşamıştım çünkü.

Yapamadım diyerek kenara çekilmeyip yapabilmenin yollarını aramış olman çok güzel. İzninle ALES tarzı soruya senin aracılığınla da değinmek istiyorum. Bu aslında okuduğunu anlayıp, var olan bilgilerini yorumlayarak kullanacağın sorular demek. Bunun için herkesin öncelikle her dersi iyi kavraması ve bu öğrendiklerini ezbere değil yorumlayarak kullanması gerekiyor. Lütfen önce konu kavrayıcı kitaplar edinin daha sonra farklı soru tarzlarının da olduğu kitapları çözün. Ece'nin yaptığı gibi Youtube'u etkin kullanıp soru çözümlerini öğrenin. Ececim moralinin bozulduğu zamanlar oldu mu? Kendini bu uzun yolculukta nasıl motive ettin?
Moralimin bozulduğu, yıprandığım dönemler çok oldu. Özellikle ailemden biriyle tartıştığımda ya da konular gözümde çok büyüdüğünde çok üzüldüm. 2-3 gün hiç çalışmayıp tüm gün dizi izlediğim zamanlar da oldu. Bu gibi durumlarda birkaç arkadaşımı aradım şu gün müsaitseniz buluşalım diye. Giyindim hazırlandım onlarla buluştum. Muhabbet ettim, kafa dağıttım. Aşırıya kaçmadıkça bu gibi sosyal etkinlikleri faydalı buluyorum. Moral bu yolculukta en büyük arkadaşımız. Birkaç hafta yorulduktan sonra bu gibi kaçamaklar bazen iyi geliyor. Tabii ki sizi dersten alıkoymadığı sürece. Bizimle aynı süreçleri yaşamış öğrencilerin Youtube kanallarındaki motivasyon videolarını izledim. Özellikle Yasemin Çerçi’nin inanılmaz faydası oldu bana bu konuda. Baya saldığım bir dönemde beni kendime getirdi. 

Bizimle sınav serüvenini paylaştığın için, samimiyetle ve açık yüreklilikle arkadaşlarına yardımcı olmak istediğin için çok teşekkür ederim. Senin öğrencilere söylemek istediklerin varsa dinlemek isterim:)
Arkadaşlar bu süreç bir geçiş süreci. 'Nasıl başlayacağım, ben yapamam ki, kafam basmıyor, şu şu dersi anlamıyorum ona çalışacağıma iyi olduğum derse daha çok çalışayım ...' gibi düşüncelere girmeyin. Bunu en kısa sürede en verimli şekilde atlatmakta fayda var. Ertelemek emin olun sizi çok daha yıpratacak. 12. sınıflar devamsızlıklarına dikkat etsin. Bir de onun stresini yaşamayın. Mezunlar eğer dershaneye gitmiyorsanız dolu dolu 24 saatiniz var. İstediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz. Bence 7 saatten az uyumamaya çalışın. Bu süreçte beyninizin dinlenmesi çok önemli. Ama bu 7-8 saat gece dört beş civarı yatıp öğlen on iki, bir gibi uyanmak olmasın. Gece uykusu önemli. 
Bir de bu mecrada “Bugün 10 saat ders çalıştım.” “Sabahlara kadar çalıştım.” tayfasına bakıp da moralinizi bozmayın. Uzun çalışmakla verimli çalışmak aynı şeyler değil. Kimisinin 10 saati sizin 3-4 saatinize eşit olabilir. 
Son olarak sizin hedeflerine ulaşan insanlardan, ilk on bine girenlerden hiçbir farkınız yok. Kimse annesinin karnından matematik bilerek ya da denemeler fulleyerek doğmadı. 
İsteyince ve çabalayınca her kapı size açılır. Denendi onaylandı :)



instagram: zynpbnck, 40netmatematik
youtube: Eyüp B. (Matematik ve Geometri videoları)


4 Eylül 2018 Salı

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar -6

'İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir.' W.E.DEMING
 
Öğrenme, sadece sınav zamanları değil hayatın her anında bizimle birlikte olan bir dürtü. Kimi zaman başka uğraşlar ön plana çıktığı için sessizleşse de o hep bizimle. Sınav zamanı ise her şeyi sessize alıp öğrenme dürtümüzü ön plana çıkarmalıyız. Sizin şu an yürüyeceğiniz yolda çok değil geçen yıl yürüyen bir arkadaşınızla sohbet ettik. Onun bu yolculuğunda nasıl bir çalışma tarzı izlediğini, neler yaptığını ve yapmadığını konuştuk. Öğrenci tavsiyelerinin sizler için çok önemli olduğunu düşünüyorum, sizi motive etmesini ve yolunuzda küçük bir ışık olmasını diliyorum. Unutmamanızı istediğim şey ise bu sadece bir kişinin yolculuğu; bu okuduklarınızı birebir uygulamanız için değil kendi tarzınızı oluştururken destek olması için sizinle paylaşıyorum:) 

Merhaba Sare; seni tanımak isteriz, bize kendini anlatır mısın? 
İsmim Sare Büşra, stud blog hesabım @sarestudies ve beni burada Sare diye tanırlar :) 18 yaşındayım ve İstanbul’da yaşıyorum. 

Sare Büşra öncelikle röportajı kabul ettiğin ve sınav sürecindeki arkadaşlarına yardımcı olmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim. Öğrencilerin şu an seninle ilgili en çok merak ettikleri şey YKS’den kaç puan aldın, sıralaman ne, hangi üniversite ve bölümü kazandın?
Ben teşekkür ederim. YKS’ye dil alanından girdim, ilk senemdi ve yerleştirme puanım 413, sıralamam 9.2bin bandında geldi. 4. tercihim olan Bursa Uludağ Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü kazandım. 

Çalışmalarının karşılığını aldığın için mutlu oldum ve seni gönülden tebrik ediyorum. Okul hayatından biraz bahseder misin, nasıl bir öğrenciydin?
Aslında öğrencilik hayatımda hep kendi halinde, sessiz bir tiptim. İlkokul ve ortaokulda bu hep böyleydi ve ders çalışmak, bir şeyler okuyup karalamak hoşuma giderdi. Liseye geçerken daha heyecanlıydım; yeni dersler ve yeni şeyler öğreneceğim için. Lise hayatımı da çok sevdim. Orada da sessiz birisi olsam da edindiğim arkadaşlıklar, hayat dersleri ve eğitim-öğretim bana çok çok şey kattı. Sürekli çalışmazdım aslında ama dersi derste öğrenmeye çok önem verirdim ve sınavlara en iyi şekilde hazırlanmaya çalışırdım. Nitekim YKS için de bu böyle oldu. 

Peki hedefini belirlemen ve bölümünü seçme sürecin hakkında konuşalım. Bunları ne zaman ve nasıl yaptın? Yoksa puanına göre yer seçenlerden mi oldun?
Hedefimi 8. sınıfta belirledim. Liseye geçme döneminde bölümüme bile o zaman karar vermek istedim çünkü bir nevi lisemi de buna göre seçecektim. 7. ve 8. sınıfta İngilizcem sınıf ortalamasına göre çok iyiydi, sürekli arkadaşlarımı çalıştırırdım. O zamanlarda bile internette İngilizce okuduğum, izlediğim şeyleri anlayabiliyordum. Öğretmenime olan hayranlığımla birlikte İngilizce Öğretmenliği okumak istediğime karar verdim. Tercihlerimi ise tamamen isteğime göre sıraladım. :)

Kendini keşfetmen ve zamanında doğru hedefler koyman sayesinde isteyerek bir bölüm okuyacaksın. Bu önemli adımı belirledikten sonra sınava hazırlanma stratejin de ortaya çıkmış aslında. YKS’ye nasıl hazırlandığını bizimle paylaşır mısın?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ilk senemdi ve hiçbir ek destek almadım. Dershane, özel ders vs. çünkü bir sağlık problemim yüzünden okuluma da 1 ay geç başladım ve dershane gibi bazı fırsatları kaçırmış olduğumu düşünüp kedi çabalarımla çalıştım. Ekim-Kasım gibi başlayıp günde sıkılana kadar çalışmaya alıştırdım kendimi ve bir zamandan sonra baktım ki alışkanlık olmuş. Çalışma programım 4-5 saat olarak değişiyordu. Okulda bol bol konu çalışıp veya test çözüp evde de tekrar test veya deneme şeklinde çalışıyordum. Hafta sonları ise mutlaka ödevim olurdu onlar sayesinde çalışırdım. Sömestr tatilinde 1 hafta okulda kursum vardı ve her gün kurstan 3 saat önce en yakın arkadaşımla erkenden gidip sessiz sınıfta bol bol soru çözerdik. Kendimize hep hedefler koyardık ve o tatil boyunca kitaplar bitirip yüzlerce soru çözdük. O motivasyon ile aşırı verim aldım. 

Hedefini bilmek seni öyle motive etmiş ki kendi çalışma tarzını oluşturmanı sağlamış. Hayatını buna göre organize etmen de sana başarıyı getirmiş. Özellikle öğrencilerin kendi sınırlarını aştığı tatil dönemlerini sen en iyi şekilde değerlendirmekle kalmamış kurs öncesi de kendine çalışma alanı ve saatleri oluşturmuşsun. Peki bu çalışmaları bir plana göre mi yoksa rastgele mi yaptın?
Hem programlı hem de serbesttim sanırım. Aylık programlara uyamıyordum, onun yerine haftalık veya daha çok günlük programlarla çalışmayı sevdim. Mutlaka Matematik, Türkçe/Sosyal çalışıp İngilizceye geçerdim. Konu olarak veya soru olarak hedefler koyarak programımı buna göre ayarlardım. Bunda da hiçbir yardım almadım. 

Aslında rastgele çalışma olarak nitelendirdiğin kısım senin bir çalışma tarzı oluşturduğun için hep çalışmaya motive olman. O da gizli bir program gibi zihninde😊Sonrasında da programını gerçek şekilde oluşturmuşsun. Bir Dil öğrencisi olarak Matematik çalışıyor olman da ilgimi çekti, bunun sana faydası oldu mu?Sayısal ve Sözel derslere çalışma şeklin nasıldı?Hangi kaynaklardan faydalandın?
Ben matematikten hiçbir zaman nefret etmedim ve bu bana birazcık avantaj olarak geri döndü. Temelim az çok vardı, öğretmenimin anlatışına ve tüm emeklerine minnettarım, o sevdirdi bana. Konuyu ondan anlar, soru çözme taktiğini ondan öğrenip daha sonra öğretici kitaplardan tekrarını yapıp bol bol soru çözerdim. Bu şekilde “Asla anlamıyorum” dediğim konular en sevdiğim konular haline gelmeye başladı. Türkçe dışında sözel derslerle ise pek aram yoktu. Dürüst olmam gerekirse de örneğin Tarih, hiç sevemedim. YKS sistemi açıklandığında sosyal dersleri sınavdan kaldırıldığında çok sevinmiştim ve çalışmayı bıraktım doğal olarak. O günden sonra sistem tekrar değişse bile çalışmalarımda sosyale çok yer vermedim, ısınamadım tekrar. Bunun pişmanlığını azıcık yaşıyorum sanırım birazcık ama:)
Türkçe: Limit, TestOkul, İsabet, Fen Bilimleri, Sıradışı, Analiz
Matematik: Karekök, Yayın Denizi, Birey, Tandem, Sonuç, Simya ve birçok yayının pdf denemesi
Sosyal :Youtube konu anlatım kanalları, Testokul ve Palme(Coğrafya); Limit, Delta, Kültür ve Sıradışıanaliz (Tarih); Delta ve Kültür(Felsefe)
İngilizce: YDSPublishing, Influence ve Impact setleri, ELS, Dilko, İrem, Pelikan ve birçok farklı pdf deneme ve testler, makaleler…

Zor bir sınav süreci oldu sizin için. Değişikliklere ne olursa olsun adapte olmak gerekiyor söylediğin gibi, ÖSYMye karşı değil dediklerine göre hazırlanmak gerekiyor. TYT ve AYT diye bölerek mi yoksa birlikte mi çalıştın?
Aslında dediğim gibi her gün hepsine mutlaka çalışıyordum ama bazen örneğin bir hafta boyunca belli bir hedefim varsa (“Şu konuyu bir türlü anlayamadım, anlamam gerekiyor” gibi) sadece ona odaklandığım da oluyordu. Ama yine de hepsini beraber yürütmek gerekiyor ki arkada kalmasınlar. Çünkü unutmak peşimizi bırakmıyor...

Ne zaman deneme çözmeye başladın? Denemeleri nasıl değerlendirdin?
Üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci olarak, deneme çözmeye o kadar alışkınım ki ne zaman başladığımı inanın hatırlamıyorum...Ama netlerimin yükseldiğini hatırlıyorum ve her denemeden sonra yanlışlarımı kontrol edip doğrusunu gerçekten anlamaya çabaladım. Denemelerin amacı zaten neyi yapıp neyi yapamadığımızı görmek ve onları da öğrenmektir bu yüzden ileriki programlarımı o yanlışlar üzerine hazırladım.

Çok zorlandığın dersler oldu mu, onlarla nasıl başa çıktın? Takıldığın netler vb için nasıl çözüm ürettin?
Evet herkes gibi çok zorlandığım zamanlar oldu; bazı konuları, bazı soru tiplerini hiç anlayamadığım oldu. Her şeyin öğrenerek yapıldığını, hiçbir şeyin zekayla olmadığını bildiğim için sorun yaşadığım her şeyi öğrenmeye adadım kendimi. Yeri geldi boş derslerde dakikalarca soru anlatımı dinledim, yeri geldi öğle tatillerimde sadece hocaların peşinden koştum, kütüphanede yer kovaladım... Üzerine gidince her şeyin öğrenilip yapıldığını, çabalayınca olduğunu gördüm.

Seni azminden dolayı takdir ediyorum. Bilmediklerini fark etmek, bunları es geçmeyip öğrenmeye çalışmak ve doğru şekilde zaman ayırmak gerçekten çok önemli. Peki nasıl motive oluyordun? Moralin bozulduğu, yorulduğun zamanlar oldu mu ve böyle anlarla nasıl başa çıktın?
Evet bazen dibe çöktüğüm zamanlar olmadı değil. “Yapamayacağım galiba, olmayacak” diye düşündüğüm zamanlar oldu ve hep ailemi düşünerek kendimi motive ettim. Onların üzerimdeki emeklerini düşündüm hep, bende ışık görüyorlardı çünkü ve bu beni gerçekten ve gerçekten motive ediyordu. Onlar için değerdi.

Bizimle yaptığın içten paylaşımlar için sana çok teşekkür ederim Sarecim. Dilerim ki bu çalışma azmin seni hiç bırakmaz ve hayatta istediğin her şeye ulaşırsın. Senin şu an mutlu ve istediğine ulaşmış bir öğrenci olarak bu yolda yürüyecek arkadaşlarına tavsiyelerin olur mu?
Özellikle 11. ve 12. sınıflara tavsiyemdir; işin ciddiyetini kavrayın. Nolursunuz bunun çocuk oyuncağı olmadığını anlayın. Hayallerinizin, ailelerinizin sizden beklentileri var. Şu an zamanınız varken çalışın, bu size bir şey kaybettirmeyecek. Şu an bulunduğum noktadan size söylüyorum ki, ÖSYM’nin o sayfasını açıp kazandığınız okulu, bölümü görmek harika bir duygu. Lütfen basite almayın ve düzenli çalışın. Eğer izin verirseniz
hayalleriniz sizi çok güzel yerlere götürecek 😊

Sare Büşra'ya tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum tekrar. Her birinizin böyle güzel hikayeleri olmasını diliyorum:)

instagram: zynpbnck , 40netmatematik
youtube: Eyüp B. (Matematik ve Geometri videoları)