25 Aralık 2014 Perşembe

"Sorumluluğunu Yerine Getiren Çocuklar Yetiştirelim"

"Sorumluluğunu yerine getiren çocuk" kendiliğinden bizimle buluşmuyor ne yazık ki:) Ebeveynlerin çocukluğundan itibaren yapması gereken görevleri ondan beklemesi ile mümkün oluyor.

Çocuğunuza tuvalet eğitimi kazandırmanız gibi, oyuncaklarını toplaması gerektiğini, yatağını toplaması gerektiğini, kendisinin giyinmesi gerektiğini de  yaşına göre öğretmelisiniz.

Elbette onlar çok kıymetli, her işlerini siz yapın onlar keyif sürsün istiyorsunuz ki bu çok normal:) Fakat hayat böyle sürmüyor. Siz zamanla yaş alıyor ve hem fiziksel hem zihinsel olarak güç kaybediyorsunuz. Bu süreçte peşinde durmaksızın koşturduğunuz çocuğunuz büyüdüğünde hala onun sorumluluklarını yerine getirmek için biçare yoruluyorsunuz.

Okula başladığında kendisi uyanmalı, üstünü giymeli, çantasını hazırlamalı ki okulda da dersine zamanında girip çıksın, defterini kalemini taşısın, eşyalarını toparlayıp eve zamanında dönsün. Evde kendi dağınıklığını toplamak onun görevi olsun, size mutfakta veya evle ilgili yapabileceği işlerde yardım etsin ki kendi ödevlerini yapabilsin. Siz de "bıktım dağınıklığından her yer her yerde yine! Oğlum aç bir sayfa kitaap oku ! Kızım yeter artık kapat şu telefonu daha bak banyo yapıp yatacaksın! Annem bak çok yoruldum hem senin ödevin yok mu niye hala top oynuyorsun?..."demekten, hem onları hem kendinizi üzmekten kurtulursunuz:)

Çocuklarımızı ömür boyu çok severiz:) Fakat ömür boyu kucağımızda taşıyamayız, kendi ayakları üzerinde durmayı onlara öğretmeliyiz. Onların kimseye muhtaç olmaması için, başarılı ve mutlu çocuklar olmaları için yaşlarının gerektirdiği sorumlulukları almalarına izin verin, lütfen:)

21 Aralık 2014 Pazar

Zamanı Etkili Kullanmak

Zaman, herkesin eşit olarak sahip olduğu yegane olgu. Hepimiz için 24saat var. Bunu verimli kullanan insanlardan olmak ise yine bizim elimizde.
Zaman, herkesin eşit miktarda sahip olduğu bir olgu. Her birimizin değerlendirebileceği 24 saati var. Bunu etkili kullanmak ya da boşa harcamak bizim insiyatifimizde.
Sınava hazırlanan öğrenciler için ise ekstra kıymetli "zaman". 24 saati 25 yapmak elimizde değil ama verimli kullanarak günlük hedeflerimizi gerçekleştirmek mümkün. Öncelikle günlük, haftalık, aylık hedeflerimizi belirleyelim ve programımızı buna göre oluşturalım. Sonrasında bizim zamanımızı çalan durumları düşünüp sıralayalım, onları çıkarıp kazandığımız dakikaları da hedeflerimiz için kullanalım;)

Zamanınızın Ne Kadarını Boşa Harcıyorsunuz?
Öncelikle sizi engelleyen işleri düşünüp bulmalı ve bunları yapmaktan vazgeçmelisiniz. Böylece fazladan zamana sahip olabilirsiniz;)

  • TV, bilgisayar,tablet ne kadar zamanınızı alıyor?
  • Telefonun(whatsapp,instagram vb.)her gün kaç saatinizi alıyor?
  • Yataktan uyandıktan sonra ne kadar oyalanıyorsunuz?
  • Okuldan çıktıktan sonra ayaküstü arkadaş sohbetleriniz ne kadar uzuyor?
  • Dersanede ders çalışmak harici bulunduğunuz zaman ne kadar?
  • Arkadaşlarınızın doğum günlerine, yılbaşına, alışverişe vs. harcadığınız zaman ne kadar?
  • Ders çalışmaya başlamadan önce ne çalışsam, nasıl çalışsam diye ne kadar düşünüyorsunuz?
  • Çalışacağınız masayı toparlamanız, çalışacağınız kitap defterleri çıkarmanız kaç dakikanı 
  • zı alıyor?
  • ....
Her fazladan kaybettiğiniz dakikayı kazanırsanız sizin için birden ders çalışabilecek kocaman bir zaman dilimi çıkar. Çünkü kaybettiğiniz 10dak bile olsa bunu her gün yaptığınız için haftada 1saat 10dakika kazanırsınız bu da sizin bir konu daha çalışmanız veya 60 soru daha çözmeniz demektir. Ki doğru hesaplarsanız 10dakikadan çok fazla zaman kaybettiğinizi görürsünüz.
Sizi engelleyen durumları tespit ettikten sonra küçük müdahalelerle bu dakikaları kazanç hananenize ekleyebilirsiniz yeniden;)

Zamanınızı  Etkili Kullanmak İçin;) 

  1. Telefonunuzdan instagram, whatsapp , oyun gibi sizi engelleyen uygulamaları kaldırın. 
  2. Telefonunuzu ders çalışırken kapalı tutun veya sessize alıp çalıştığınız odanın dışına koyun. Sadece dinlenme zamanınızda gidip bakın. 
  3. Telefonunuzu ders çalışmayı tamamlayıp yattıktan sonra elinize almayın, yatağa uzanın ve hemen uyuyun. Uykunuzu ne kadar iyi alırsanız zihninizi o kadar verimli kullanırsınız.
  4. Sabah uyanır uyanmaz yataktan kalkın. Oyalanmadan giyinip kahvaltınızı yapın.
  5. Okula gitmeden zamanınız varsa planınıza göre ders çalışın. Sabah saatleri zihnin öğrenmeye açık olduğu saatlerdir bunu değerlendirin.
  6. Okulda arkadaşlarınızla tenefüste vakit geçirin. Öğle aranız varsa yemeğinizi beraber yiyin. Bunun dışında okulda zaman kaybetmeyin ve doğruca eve gelin.
  7. Eve geldiğinizde kendinizi yorgun hissediyor olabilirsiniz. 1saat uyuyun ve dinlenin. Bu uykuyu zaman kaybı görmeyin, öğleden sonraki vakti daha verimli değerlendirmenizi sağlayacaktır. 
  8. Yemeğinizi yedikten sonra derse başlayın. Dersleri 40'ar dakika veya 1'er saatlik periyotlarla çalışın. 10-15dak mola verdiğinizde gözlerinizi kapatarak dinlenebilir veya fiziksel hareketler yapabilirsiniz. Elinizi yüzünüzü yıkamak, evin içinde gezinmek ve fiziksel ihtiyaçlarınızı gidermek gibi aktiviteler zihninizin farklı bölgelerini çalıştıracağından yorgunluğunuzu hafiftletir.
  9. Sayısal bir dersin ardından sözel ders çalışmak zihninizi yormayı engeller. Konsantrasyonunuzu yüksek tutmanızı sağlar.
  10. Okulda, dersanede amacınız ders çalışmak. Bunun harici etütlerden sonra arkadaşlarla sohbet, öğretmenlerle sohbet veya kantinde takılmak gibi durumlar için bulunmayın. 
  11. Günlük, haftalık, aylık planınız ve hedefleriniz olmalı. Bunları gerçekleştirdikçe kendinizi mutlu ve motive olmuş hissedeceksiniz. Bu da sonraki hedefleri gerçekleştirmek için size güç ve azim verecek. Ayrıca her gün ne çalışsam diye düşünerek harcadığınız zamanlar sizin olacak.
  12. Yorgun olduğunuz zamanlarda odanızı, masanızı, çantanızı düzenleyin. Ölü zaman diliminde ertesi gün giyeceklerinizi, çantanızda taşımanız gerekenleri hazırlayın. Duşunuzu vs. bu zaman diliminde alın.
Başarılı insanlara baktığınızda az uyuyan, zamanını etkili kullanan bireyler olduğunu görürsünüz. Bu sadece sınava hazırlık süresince değil devamında da sizi başarı yolunda tutacaktır. Elbette sınavdan sonra rahatlayacaksınız ama o zaman dilimine göre de bir programlama yaparak varolan günlük hedeflerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Yoksa sürekli zamanım yok diye sızlanan yetişkinlerden olursunuz.
Zaman geri döndürülemeyen bir hazine, hem de hepimizin sahip olduğu bir hazine:)
 Kıymetini bilin ve iyi değerlendirin:) 

12 Aralık 2014 Cuma

Zorlandığınız Dersleri Nasıl Çalışmalısınız?

Her dersi aynı şekilde ve hızda öğrenemeyebiliriz. Sayısalı daha kolay kavrayan öğrenciler olduğu gibi sözeli çok hızlı algılayan ve unutmayan öğrenciler de vardır. Peki bize daha zor gelen dersleri nasıl çalışmalıyız?

  • En verimli ders saatini seçin. ( Gece daha iyi anlıyorsanız gece, sabah çok daha iyi anlıyorsanız sabah..)
  • Mutlaka ders çalışma ortamınızda ders çalışın!
  • Fiziksel olarak tüm ihtiyaçlarınızı gidermiş olun..
  • Bilgiler önce kısa süreli belleğe daha sonra yapılan alıştırmalarla uzun süreli belleğe aktarılır. Sizin konuları unutmamanız uzun süreli belleğe aktarmanızla mümkün olur. Bu yüzden konuyu çalıştıktan sonra mutlaka soru çözmelisiniz ve ertesi gün yine tekrar amaçlı soru çözmelisiniz;)
  • Çok zorlandığınız dersi akşam yatmadan önce çalışın. Konuyu yazarak çalışıp, soru çözdükten sonra herhangi bir şeyle uğraşmadan(telefon dahil) hemen uyuyun. Sabah erken kalkıp yazdıklarınızı tekrar edin ve soru çözün. Bu uygulamayı 21gün boyunca her gün yapın. Zorlandığınız dersin artık sizin için problem olmadığını farkedeceksiniz:)
  • Yapılan bir araştırmaya göre öğrenciler;
    Okuduklarının 10% unu;
    İşittiklerinin 26% sını;
    Gördüklerinin 30% unu;
    Görüp işittiklerinin %50 sini;
    Söylediklerinin 70% ini;
    Yaptıkları şey konusunda söylediklerinin 90% ını akıllarında tutuyor :)

    Demek ki iyi öğrenmek ve hatırlayabilmek için bol bol uygulama yapmalısınız. Okuyun, yazın, izleyin ve uygulayın;) 

9 Aralık 2014 Salı

İstanbul'da Üniversite Okumak:)

Her birinizin hayalleri bambaşka ama büyük bir şehirde üniversite okumak çoğu öğrencinin isteğidir:)Bununla ilgili sorular da alıyorum sık sık:) Tercih sürecinde yazmayı planladığım bir yazıydı fakat belki biraz üniversiteden bahsetmek sizi heyecanlandırır ve motive eder diye düşünerek öne aldım tarihi:)
İstanbul'da üniversite okumuş bir öğretmen olarak önce kendi şehrimle ilgili olumlu ve olumsuz tarafları paylaşmak istedim;)
Neden İstanbul'da Okumalısınız?
Şüphesiz en kaliteli üniversitelerin yer aldığı bir şehir İstanbul. Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi.. Devlet, vakıf veya özel üniversite açısından bol seçenek sunuyor size. Aldığınız puana göre yerleşebileceğiniz farklı üniversiteler mevcut. Çok güzel kampüslerde Türkiye'nin dört bir yanından sizin gibi heyecanla gelmiş yepyeni insanlarla tanışabileceğiniz bir ortam.

Eğitim, kültür-sanat, iş olanakları açısından en cazip şehirlerden birisi İstanbul. Kampüs ortamınız haricinde tiyatro, sinema, çeşitli festivaller vb birçok etkinliğe yaz kış ulaşabilirsiniz. Tarihi, boğazı, güzel sokakları, eğlenceli mekanlarıyla öğrenciliğinizi daha da keyifli hale getirebilirsiniz:) Bunun yanı sıra kendi alanınızla  okulunuzu bitirmeden tanışma olanağına sahipsiniz.Staj yapabilir, okurken çalışabilir ve iş alanında henüz okul bitmeden deneyim sahibi olmaya başlayabilirsiniz.

Hayatla mücadele etmeyi de öğretir İstanbul. Kalabalıklığı, her çeşit insanla ve ortamla karşılaşma durumusu size farklı hayat tecrübeleri katacaktır. En basitinden insanlığınızı kaybetmeden metrobüse binebiliyorsanız kesinlikle çok güzel bir insansınız demektir:) Birkaç damla yağmurda trafik olan bir şehirde sabretmeyi öğrenirsiniz:) En ucuz yemek nerede ararken farklı(!) tatlarla buluşur damağınız ve mideniz bu süreçte dayanıklı olmayı öğrenebilir:) Paranız yetmiyor mu? İstanbul'da sürekli olan fuarlarda görev alır harçlığınıza katkıda bulunur bu süreçte de farklı bir çevreye dahil olursunuz:)

Her yerde karşılaşabileceğiniz barınma sorunu burada çok problem değil aslında. Devlet, vakıf, özel yurt seçenekleri mevcut. Hemen eve çıkmayı tavsiye etmem hem tehlikeli hem masraflıdır. Fakat ilerleyen zamanlarda anlaştığınız insanlarla eve çıktığınızda bulunduğunuz semte göre ev de tutabilirsiniz;)

Peki İstanbul'da Öğrenci Olmanın Zorlukları Neler?
Öncelikle kesinlikle paraya ihtiyacınız olacak. İstanbul pahalı bir şehir. Ulaşım indirimli 70tl aylık akbil ücreti sizi idare edebilir 1ay:) Fakat yemek, içmek , barınmak bunlar sizin standartlarınıza göre değişir. Eğer ucuz bir hayat istiyorsanız buna göre semtlerde oturup yeme içmenizi de mümkün olduğunca kampüste halletmelisiniz. Okulda çıkan yemek , yurtta verilen kahvaltı ve akşam yemeği ile paranızı daha idareli kullanabilirsiniz.

Okula yakın semtler pahalı olabilir bu durumda okula daha uzak yerlerde oturabilirsiniz. Her gün İstanbul trafiğine katlanmanız gerekebilir;)

İstanbul her an yaşayan bir şehir. Siz buna ayak uydurmaya çalışıp fazla sosyalleşirseniz bu aynı zamanda maddi zorluklar getirecektir. Bunun için siz siz olun kendinizi standartlarınızın dışına çıkmaktan koruyun:)

Farklı insanlarla karşılaşıp farklı ortamlara gireceksiniz. Ortama dahil olma adına karakterinizden, hayata bakışınızdan taviz vermemelisiniz bu kendinize yabancılaşmanıza neden olur. Herkes değişir, değişmelidir de. Bu değişimi olumsuz yönde destekleyecek ortamlarla da karşılaşabilirsiniz.

Kalabalık şehrin sorunu da insan sayısı kadar fazla oluyor ne yazık ki.. Küçük yerde yaşayan insanlar için fazla büyük, karışık gelebilir. Alışmakta güçlük çekebilir ve bırakın sosyalleşmeyi daha da içe kapanabilirsiniz.


Tüm bunlar sadece İstanbul ile ilgili değil ya da herhangi bir şehirle.. Tüm bunlar sizinle ilgili, kendinizi tanımalısınız. Nasıl bir okul istiyorsunuz? Nasıl bir üniversite ortamı istiyorsunuz? Nasıl bir insansınız, dışa dönük mü içe dönük mü? Hobileriniz, sosyal hayatınız nasıl? Yapmak istediğiniz meslek için uygun bir şehir mi? vb tüm soruları samimi bir şekilde yanıtlarsanız ve güzel kalbinizin sesine mantığınızı da dahil ederseniz size uygun tercihi yapabilirsiniz:)
Siz puanınızı alın, geriye Türkiye'nin güzel şehirlerinden güzel üniversiteleri seçmek kalsın:)


8 Aralık 2014 Pazartesi

1.TEOG SONRASI NELER YAPMALIYIZ

Kasım ayı TEOG bitti. Bazı öğrencilerin  sınavı çok güzel geçerken bazı öğrenciler bu sınavdan mutsuz ayrıldı. İstediğinizi yapamadınız. Hala bu sınavın etkisinde kalıp ders çalışamayanlar var. Tekrar Kasım olmayacak, bu yüzden geçmiş sınavla ilgili "Keşke çalışsaydım.. Of çok dikkatsizdim keşke soru kökünü doğrı okusaydım! Nasıl olurda yetiştiremem kodlamayı:(( .." tarzı olumsuz ve sizi bir adım öteye taşımayacak cümleler kurmaktan vazgeçin. Bu sınav sizin için gerçek bir denemeydi ve geçti. Yapmanız gerekenler;

  • Kasım sınavında hatalarınız en çok hangi dersten veya derslerden?
  • Yaptığınız hataların nedenleri neler?(düzensiz çalışmak, çalışmamak, soru çözmemek, dikkatsizlik,stres vb.)
  • Konu eksikleriniz var mı? 
  • Fiziksel ve psikolojik olarak sınava hazır mısınız?
  • Sınava şu an çalışmaya başlasaydınız ne yapardınız ne yapmazdınız?
Soruları samimi bir şekilde cevaplayın. Size düşen geride kalan Kasım sınavından ders çıkarmak, önümüzdeki Nisan sınavı için yukarıdaki sorulara vereceğiniz yanıtlar önemli. 2.TEOG için yapmanız gerekenler;

  • Eksik olduğunuz dersleri ve konuları saptadıktan sonra varolan ders programınızı güncelleyin. Örneğin; Fen Bilgisi ve Matematik en çok yanlış yaptığınız derslerse bu konulardaki eksik konuları da programınıza dahil edin. Daha fazla saat çalışma hakkınız varsa bu şekilde ekleyin, yer yoksa en iyi olduğunuz dersin saatlerini biraz azaltın. En verimli saatlerinize mutlaka en zor anladığınız dersi yazın.
  • Eski konuları tekrar tekrar uzun uzun çalışmak yerine kısa tekrarlar ve bol soru çözümü yapın. 
  • Her gün mutlaka ders çalışın. Az çalışmak hiç çalışmamaktan iyidir unutmayın;)
  • Özel ders, dersane, okul, kolej nereye gidiyorsanız dersleri çok daha dikkatli dinleyin, geçmiş hatalarınızı tekrarlamayın. Anlamadığınız dersi bırakmayın , nasıl anlarım diye düşünün ve öğretmenlerinizden yardım alın.
  • Basitten zora giden kaynaklar alın, zor kaynaktan başlayıp moralinizi bozmayın. Kolay ile de sınırlamayın kendinizi. 
  • Yanlış yaptığınız soruların çözümlerini öğrenin. 
  • Kasım TEOG sınavının tüm çözümlerini öğrenin.
  • Sınav öncesi bol bol deneme çözün. Geçen yılki Nisan TEOGunu ve bu yılkı dahil Kasım TEOGlarını sınava girmeden mutlaka çözün ve yapamadıklarınızın çözümlerini öğrenin.
  • Okul kitaplarınızın çözümlü örneklerini, alıştırmalarını ve ünite değerlendirmelerini çözüp yapamadıklarınızı öğretmenlerinize sorun.
Hiçbir şey için geç değil. Hedefinize ulaşmak için dersleri dikkatli dinleyip bol soru çözün mutlaka olduğunuz yerden daha üstte kapatacaksınız bu yılı ve liseye hazırlanmış olacaksınız. Kendinize inanın ve düzenli çalışın. Bu şekilde daha motive olacak ve algılarınızı da daha açık tuttuğunuz için çok daha verimli çalışacaksınız. Hepinize başarılar diliyorum:)

8 Kasım 2014 Cumartesi

Üşendi, Erteledi, Vazgeçti..

Ali bu yıl 12.sınıfa gidiyor. YGS'ye ve sonra da LYS'ye girerek hayali olan Hukuk Fakülte'sini en sevdiği şehir İstanbul'da okuyacak. Amcası İstanbul'da yaşıyor o ise Kütahya'da. Her gittiklerinde kurduğu hayali burada öğrenci olabilmek. İstanbul'un güzel kampüslü üniversitelerinde okuyabilmek ve doyasıya öğrenciliğin tadını çıkarmak! Çok kararlı Ali artık tembellik yok...Hatta üniversiteye bir gitsin yan gelip yatmayı falan değil işinin en iyisi olmak için daha fazla çalışmayı düşünüyor, o kadar kararlı!

Bu yüzden yazdan başladı Ali çalışmaya, dersaneye kaydoldu. Matematik dersi biraz zayıf olduğu için özel ders de almaya başladı. Normalde hiiiiç ders çalışmayan, günde 9saatin altında uyku uyumayan( diyelim uyuyamadı gece, okulda uykusuna devam eden) Ali gitti yerine gece geç saatlere kadar çalışan sabah erkenden uyanıp çalışmaya devam eden Ali geldi! Ailesi gözlerine inanamıyor, okulda Ali'yi çalışmayan bir öğrenci olarak gören öğretmenler şaşkın ve mutlu çünkü Ali uyuklamıyor Ali test çözüyor Ali dersi aktif dinliyor. Durumdan muzdarip olanlar yok mu? Tabii ki var. Ali'nin tayfası..Yani en yakın arkadaşları, gezip tozduğu, eğlendiği, çok sevdiği arkadaşları.. Onlar da Ali'yi sevdiklerinden çalışsın da başarsın modundaydılar..

Ama arkadaşları da Ali de sıkıldı artık.  Arkadaşları yokluyorlar arada tabii"Oğlum yine mi ders? e sen dersanede dinlemiyor musun oğlum gel bir el pes oynayalım gidersin yaa!".."Bugün Ozan'ın doğum günü var, ona da gel artık!".."Aliii bugün Maç var Maçççççç! hadi toplandık beraber izleriz diye sen de gel yaa bi günden bir şey olmaz.." haklılar çocuklar hep ders hep ders hiç mi dinlenmesin Ali!..

Zaman geçti Ali'nin çalışma temposu düştü. Çok uykusu geldi erken yattı, ertesi gün de kalkamadı. Derste bazı dersleri çok da aktif dinlemiyordu artık, aklı başka yerlere gidip geliyordu.. Haliyle anlayamıyor, soruları çözemiyordu. Morali bozuldu, bıraktı o dersi. Arkadaşlarının doğum günleri, hasta oldukları zamanlar oldu e hayat bu her şey var yani sınav mı önemli onlar mı! Ali dostlarının yanında oldu gerektiğinde..Hem birkaç günden ne çıkardı ki..

Bir haftasonu görüyor Ali babasını, onda da dersaneye gidiyor zaten. Akşam oturup ders çalışacak değil heralde, babasıyla zaman geçiriyor Ali.. Misafir oluyor bazen, gelmeyin mi desin! Annesi hastaydı üzüldü O da düştü motivasyonu.

E yaz bitti havalar soğudu Ali Grip oldu napsın! Gitmedi okula, dersaneye..Doktor 7 gün istirahat verdi hem. Tamam o 3. gün toparlandı ama şimdi tam atlatmazsa bir daha yakalanır.. Olmaz ki biraz yatar evde, televizyon izler, telefonu var arkadaşlarından alır haberleri hem. Toparlansın ne biçim çalışacak! Çok kararlı hemen başlayacak..Uyku yok, arkadaşlar yok, ailesi artık sınava kadar az görcek alışsınlar çünkü Ali'nin hayali var Hukuk okuyacak İstanbul'da, her şeye değer!
Ali iyileşti..Okula gitti, dersaneye gitti, eve geldi..Ali eskisi gibi konuları anlamadığını farketti. Kızdı, üzüldü.." Yapamıyorum işte daha bir ton konu var! E ben eski konuları da yapamıyorum ki zaten! Matematik netlerim düştü bir de özel ders alıyorum! Geometriyi bırakıyım ben Türkçe kasarım oradan belki..Yok ben dil bilgisi çalışacaktım kaldı bak. Aman ya hasta oldum ne var ne yapsaydım!.."

Ali biraz çalıştı biraz çalışmadı. Bazen uyumadan gitti okula o kadar çalıştı, bazen akşam 7'de yatıp sabah 7'de uyandı.. Dersanede kaldı orada çalıştı kimi zaman, kimi zaman muhabbet sardı arkadaşlarla takıldı. Herkes gibi ailevi sorunlar yaşadı üzüldüğü oldu çalışamadı, herkes gibi bayram kutladı Ali sevinçten çalışamadı..

Günler göz açıp kapanıncaya kadar geçti ve O gün geldi.. Ali sınava girdi.. Her zaman Matematikle başlayan Ali sınava Türkçe ile başladı..Saate baktığında zaman çok geçmişti daha Matematik yapacak daha diğerleri var! Ali alelacele Matematik yapmaya başladı. Yaptı, yapamadı.."Bu konuyu biliyodum ya, gördüm ben bu soruyu uufff! Allah'ım bu ne hiç görmedim ki ben böyle bir şey!saat kaç oofff gitti sınav yemin ediyorum gittii.." derken sınav bitti.. Ali de bitti.. Hani derler ya ölmeden önce hayatı film şeridi gibi geçer insanın önünden Ali'nin de bu yılı geçti gözlerinin önünden... Birden önündeki kitapçık büyümeye başladı o kadar büyüdü o kadar büyüdü kiiii Ali altında ezildi!Yangın alarmı çalmaya başladı okulda! Ali dev kitapçığın altında haykırdı" İmdaaatt ! Kurtarıınn beniii!Heeeyyy kimse yok muuuu! "

Korkuyla yataktan sıçradı Ali! Zıır Zıır çalan alarmı kapattı! Hemen telefonuna baktı ..Tarihe ve saate! 9 Kasım saat sabahın 7'si.. Fırladı yataktan "ohh rüyaymış sadece rüya. Oğlum Ali yemiyorsun içmiyorsun çalışıyorsun başka yolu yok!"
....

Öykünün bundan sonrasını sen yaz..Ya aynı şekilde devam et ya da artık yapman gerekenleri yap. "Bugün yaparım akşam yaa..Yarın kesin başlayacağım Fizik'e!Tarih konularının özetini çıkararak çalışırım ki artık daha iyi anlıyorum ama dur ya bugünlük okuyup test çözeyim..Biraz başım ağrıyor yarın başlarım. Pelin'in doğum günü şimdi herkes orada!.."

Evet hayat devam ediyor. Arkadaşlarının, ailenin,  senin özel günleriniz ,bayramlarınız mutlu ve acı günleriniz var. Evet hayat sınavdan ibaret değil. Evet sen de insansın; soluk almaya, dinlenmeye ihtiyacın var.

Peki en yakın örnek anne-babana bakalım. Annen eve misafir geleceği zaman ekstra çalışmıyor mu? Yemekler yapılıyor, ev ekstra bir özenle temizleniyor. Bu arada annen hastaysa bile o işler mutlaka yapılıyor mu? Misafir gelecek! Hem de yatılıymış, yataklar yorganlar havlular hazırlanıyor. Bu arada sen artık yatağında yatmayacaksın. Misafirler orada kalacaklarmış. Erken kalkılacak çünkü misafirler uyanmadan ekmek alınacak, ev havalandırılacak, kahvaltı hazırlanacak. Bir de mecburen annen geç yatar. Herkes uyur o kalan işleri tamamlar. Yıkanacak bulaşıklar, değiştirilecek nevresimler vs. Annen çok yorulur ama misafirlerini güzel ağırlamıştır mutludur. Baban iş yerinde bir proje üzerinde çalışıyorsa mesai yapar, eve geç gelir. Toplantısı çıkar doğum günü partine geç katılır. Haftasonu pikniğe gidecektiniz ama babanın işlerini yetiştirmesi lazım haftasonu da yattı..Baban seni veya ailesini sevmiyor mu? Hayır yetiştirmesi gereken bir projesi, yerine getirmesi gereken bir sorumluluğu var.

Senin de yetiştirmen gereken konuların ve çözmen gereken soruların var! Hayatı ertelemiyorsun bir süreliğine donduruyorsun. Daha güzeli yaşayacağını bildiğin için bu yıl sıkıntı çekiyorsun biraz. Arkadaşının doğum günü partisine gitmezsin de haftada kendine ayırdığın birkaç saatte buluşur görüşürsün, ailenle kahvaltı yapamazsan akşam yemeğinde biraz daha fazla oturur muhabbet edersin, arkadaşlarınla etüt yapar ders çalışır 10dak aranda karşılıklı kahve içersin..İstersen her şeyi planlar, düzenli bir şekilde çalışırsın.  Unutma;Mazaretler bahaneye dönüşmeye  başladığında hedefler  hayalden öteye geçemez!

5 Kasım 2014 Çarşamba

Ebeveynlerin Çocukların Eğitimi İle İlgili Değerlendirmeleri -4-


Çocukların eğitimi ile ilgili soruları  bir de bu konuda uzman bir anneye sormak istedim:) Sevgili Doçent Doktor Serap Çimen Erdoğan ile yine keyifli ve yararlı olacak bir söyleşi gerçekleştirdik:) Kendisi Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde Çocuk Gelişimi ve Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenliği Alanında öğretim üyesidir. 

Hem alanında uzman hem muhteşem bir annedir Serap Hanım:) Mutlu, sabırlı, kızmayan, sevgi dolu bir insandır:) Bizimle de her iki alandaki bilgi ve deneyimlerini paylaşmayı kabul ettiği için kendisine çok çok çok teşekkür ediyorum:) 

Eminim her bir ebeveyn bu yazı dizisinden bir şeyler katacak kendi eşsiz deneyimlerine, bu röportajın da  dikkate alınarak okunması gerekir diye düşünüyorum ve sevgiyle sizlere sunuyorum:) 



1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Serap Hanım:)?
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Evliyim iki çocuk annesiyim.

2. Çocuklarınızın isimleri,yaşları ve sınıfları? 
Elif Ceren (11 yaş) ve 6.sınıf öğrencisi, Ahmet Kerem (27 Aylık) :) 

3. Okul öncesi eğitim aldı mı? Bunun olumlu ve olumsuz tarafları nelerdi? 
Elif Ceren okul öncesi eğitim aldı; sosyal, dil, duygusal, motor ve bilişsel becerilerinin gelişimine olumlu katkı sağladı.

4. Özel okulda mı devlet okulunda mı? Okulda aradığınız değerler nelerdi ve bulabildiniz mi? Çocuğum özel okula gidiyor. Ancak akademik başarı değil de çocuğunuzu mutluluğunu ön planda tutunca nerede olduğunun çok önemi olmuyor.

5. Dil eğitimine önem veriyor musunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz? 
Dil eğitimi için eve her hafta bir abla geliyor. Elif Ceren ile bir saat İngilizce oyun oynuyor. Ayrıca İngilizce videolar izliyor.

6. Okuma alışkanlığı var mı? Varsa nasıl kazandı yoksa neden okumuyor olabilir?
 Bebeklik döneminde bolca kitap okunarak ve   okulda yapılan kitap ağacı projesi ile kazandı.

7. Herhangi bir müzik, sanat, spor dalıyla ilgileniyor mu? Bunu okulda mı okul dışında mı yapıyor?
Piyano çalıyor, okulda yapıyor.

8. Çocuğunuz öğrenim hayatı ile ilgili hedefleri neler?
İstediği ve sevdiği mesleği yapması.

9. Çocuğunuzun  bir gününü nasıl geçirdiğini paylaşır mısınız?
Okuldan gelince televizyon izliyor bir süre sonra tabletle vakit geçiriyor. Dinlenme ve eğlenceden sonra ödev yapıyor ve uyuyor:)

10. Okul öncesi eğitime gönderme yaşı kaç olmalı?
36 aylık tüm çocuklar, doğru okul öncesi eğitim kurumları ile karşılaştırılmalıdır.

11. Okul öncesi eğitim neden önemli?
Çocuğun beyin gelişiminin en hızlı ve esnek olduğu dönem olmasından dolayı yaşamın en temel öğrenmeleri bu dönemde gerçekleşmektedir.  Bu hızlı ve can alıcı öğrenme sürecine çocuğa yaşatacağımız her deneyim onun ileride daha kaliteli bir birey olmasına katkı sağlamaktadır.

12. Çocuk tam yaşında değilse ilköğretime geç mi erken mi başlamalı?
 Çocuk hazır olduğu yaşta okula başlamalıdır.

13. Okul yanında çocuğun sanatla sporla ilgilenmesi ona neler kazandırır?
 Okulda öğrendiği formal bilgilerin daha akılda kalmasına yardımcı olur.

14. Telefon, tablet ve bilgisayar gibi teknolojik aletlerle çocuk ne kadar temas kurmalı? 
Günde bir iki saat uygundur. Çocukları teknolojiden tamamen uzaklaştırmamak gerekiyor.

15.  Eğitimcilerden beklentileriniz neler? 
Çocuklara oyunla öğrenme ortamları sunulmalı ve okulda öğrenme ortamları zenginleştirilerek okul dışında çocuğun kendine zaman ayırmasına fırsat verilmelidir.  

Sizlerin de eğitim ile ilgili soru ve yorumlarınız olursa ister blogdan, ister mailden isterseniz  de instagram üzerinden paylaşabilirsiniz:) 
Serap Erdoğan şu an görevi itibari ile Eskişehir'de ikamet ediyor. Zaman zaman seminerler ve atölyeler için İstanbul'a geliyor. İnternetten ismi ile yazıp aratarak programını zaman zaman takip edebilirsiniz:)

2 Kasım 2014 Pazar

Ebeveynlerin Çocukların Eğitimi İle İlgili Değerlendirmeleri -3-

Farklı annelerle sohbetler gerçekleştiriyorum. Çünkü herkesin kendi hayatı, yaşanmışlıkları, eğitimi, tecrübesi ve her şeye olduğu gibi eğitime de kendince bir bakış açısı var.  İlk röportajımızı Ankara'dan Sevgili Pınar Hanım(kitcheninred) ile gerçekleştirdik, 2.sini İstanbul'dan Sevgili Şule Hanım(shuleokchi) ile ve bugün okuyacağınız dizinin 3. röportajını Mersin'den Sevgili Mürüvvet Hanım ile gerçekleştirdik:) 
Mürüvvet Hanım instagramdan "Can'ın Annesi" olarak tanıdığım, çocuğu her şeyden önce gelen bir anne:) Çok güzel, kibar ve yardımsever:) Kendisine değerli zamanını ayırıp  bizimle düşüncelerini paylaştığı için çok teşekkür ediyorum:) 

1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Mürüvvet Hanım:)?
Ben hayatın sunduğu tüm güzellikleri seven ve bu güzelliklere sahipsem paylaşmayı seven bir insanım :)

 2. Çocuğunuzun yaşını ve sınıfını öğrenebilir miyim?
Can 2003 doğumlu ve 6. sınıf öğrencisi.

3.Can okul öncesi eğitim aldı mı? Bunun olumlu ve olumsuz tarafları nelerdi?  
Kreşe ve anaokuluna gitti. Tek çocuk olduğu için sosyal açıdan Can adına yararlı olduğunu düşünüyorum. Çok güzel dostluklar kurdu:)

4.Özel okulda mı devlet okulunda mı? Okulda aradığınız değerler nelerdi ve bulabildiniz mi? 
Oğlum özel okulda okuyor. Amacım daha iyi bir eğitim alması, özel ilgi görmesi ve güzel dostluklar kurması:)

5. Dil eğitimine önem veriyor musunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz? 
Dil eğitimini önemsiyorum ama okulunu bu açıdan yeterli bulmuyorum. 2 yıl sonra Can'ı yurtdışına göndereceğim. Yabancı kültürü yaşayarak o kültürün dilini öğrensin istiyorum.

6.Okuma alışkanlığı var mı? Varsa nasıl kazandı yoksa neden okumuyor olabilir?  
Oğlum maalesef okumayı sevmiyor. İlköğretimde çok sevdiği bir arkadaşı okumayı sevmediği için O da kolay yolu seçti ve kitap okumuyor. Bu alışkanlığı bir türlü edinemedi. 

7. Herhangi bir müzik,sanat,spor dalıyla ilgileniyor mu? Bunu okulda mı okul dışında mı yapıyor? Katkıları neler sizce?   
Can, birçok spor ve kültürel aktivitede başarılı. Sosyal olmayı seven bir çocuk:) Okul'un Basketbol Takımında aynı zamanda Anadolu Lisesinin Kulüp Takımında oynuyor.

8. Çocuğunuzun öğrenim hayatı ile ilgili hedefleriniz neler? Bunun için neler yapıyorsunuz? 
Oğlum için her zaman en iyisini istiyorum, elimden geleni yapıyorum ve yapmaya da devam edeceğim. Çok zeki ve tabii ki başarılı bir çocuk. Fakat bu bazen yetersiz kalıyor çünkü yeteri kadar tekrar yapmıyor evde. Bazen yorgun olduğunda dikkati dağılıyor ve bildiği soruları da göremiyor. 

9.Çocuğunuzun bir gününü nasıl geçirdiğini paylaşır mısınız?  
Günümüz çocukları maalesef teknolojiye bağımlı şekilde yaşıyorlar. Benim oğlum da evdeyse ödevlerini hemen bitiriyor ve arkadaşlarıyla yazışıp,oyun oynayarak geçiriyor kalan zamanını.

10. Eğitimcilerden beklentileriniz neler?       
Çocuklarımız kendilerine emanet. Maalesef benim zamanımdaki eğitim ve disiplin şimdi yok. Geleceğimizden biraz şüpheliyim. Çok zeki bir nesil var ama değerlerden yoksun olarak büyüdüklerini  düşünüyorum. 


Kasım'da TEOG Başkadır;)


Kaldı 23 gün:) Tamam tamam önce deriiin bir nefes alın ve yazıyı kendinize notlar alarak okuyun. Hemen ardından da uygulamaya başlayın;) 
Biliyorsunuz TEOG'da tüm dersler bizim için eşit;) Her bir ders önemli. Bu yüzden hepsine çalışmalıyız. Tabii ki çook iyi anladığınız ve  çok başarılı olduğunuz dersten sürekli soru çözemezsiniz, dengelemek adına daha eksik gördüğünüz derse ağırlık verebilirsiniz. 
Özel okul puanı ile alan okullar var. Bunlar Yabancı Liseler ve bazı Özel Türk Okulları. Hedeflediğiniz okulun internet sitesinden, okulun hangi puanla ve nasıl öğrenci aldığını okuyun. Çünkü Yabancı Liseler Özel Okul Puan Yönetmeliğine göre öğrenci alıyor. Bu yönetmeliği okuyun.  Bazıları Türkçe,Matematik,Fen ve Teknoloji ve sadece 8.Sınıf Okul Puanını değerlendirmeye alıyor. Bu demek değil ki diğer sınavlar önemsiz, 8.sınıf okul puanı çok önemli olduğundan diğerlerinden de iyi almanız gerek fakat Türkçe ,Matematik,Fen ve Teknoloji en iyi olmanız gereken dersler;) 
Şimdi gelelim derslere ve nasıl çalışmanız  gerektiğine;)
Not:Her ders için kullanacağınız temel kitap MEB kitapları; oradaki çözümlü soruları, alıştırmaları ve değerlendirme sorularını çözün yapamadıklarınızı mutlaka öğrenin. Konuları çalışırken çalışma tarzınıza göre özet çıkarabilir, sesli okuyabilir veya kavram haritaları oluşturabilirsiniz. 


Türkçe:
Okuduğunu anlamak ve Dil Bilgisinden oluşan bir sınav. Okuduğunuzu anlamak için Sözcük anlamı, cümle anlamı ve paragraf anlamını bilmeniz gerekiyor. Bunlar kitaplarda ayrıntılı bir şekilde yazıyor. Önce konuya çalışacaksınız daha sonra çözümlü konu kavratan test çözeceksiniz en son da soru bankasından bolca bu konularla ilgili soru çözeceksiniz. Dikkat etmeniz gereken soru kökleri ne istiyor ve soruda ne yazıyor! Yani kelimeyi, cümleyi, paragrafı yorumlamayacaksınız. Orada ne anlatılıyorsa onu ifade edeceksiniz! Sizin fikriniz değil yazarın fikri geçerlidir.
Dil Bilgisi demek formül demek! Cümlenin ögeleri ve görevleri bellidir. Fiilimsiler ve ekleri bellidir. Size düşen bunları çok iyi öğrenmek sonra da uygulamaya geçerek hafızanıza kazımak! 
Önemli bir uyarım daha var yazım yanlışlarına ve noktalama işaretlerine de çok dikkat edin;)

Matematik:


Matematikte Fraktaldan henüz doğru soru yazamayan MEB, inanıyorum ki bu sınavda kendini zorlayacak ve mutlaka doğru bir Fraktal sorusu ile karşımıza çıkacak:) Fraktal, histogram, dönüşüm ve ötelemeler en azından 1'er soru çıkacak konular. Kuralları öğrenip, sorular üzerinde uygulama yapmalısınız. "Bol uygulama = Unutulmayan konular" . 
Geçen yılki sorulara bakarsanız en temel bilmeniz gerekenken dört işlem, işlem önceliği. Bu kavramlarınız eksikse sorularda zorlanırsınız. Bunları tamamlayın. Doğal sayılar, tam sayılar, rasyonel sayılar, reel sayılar kavramlarına hakim olun. 
Sınavda en çok sorunun üslü ve köklü sayılardan geldiğini gördük. Bu konuların çalışması çok kolay çünkü kurallar belli. Daha sonra yapılacak şey ise bu kuralları sorularda uygulamak.Matematik konu okuyarak öğrenilemez. Öğrendiğiniz kuralı sorularda uygulamazsanız uçar gider aklınızdan. Bu yüzden yapmanız gereken kuralları kağıda yazmak. Önce onlara bakarak soruları çözmek daha sonra da bakmadan çözüm yapmak. Bol bol soru çözün , unutamayacak kadar kazınsın zihninize:) 
Geometri olarak karşımıza kare, dikdörtgen,üçgen ve bunların çevre alan ölçüleri çıkacak. Bu konuların sorularını çözdükten sonra dikkat edin bu soruları matematiksel olarak yani kenar çarpımları üslü veya köklü sayı oluşturacak şekilde sorabiliyorlar. MEBi çözdükten sonra farklı kaynaklardan sorular çözün mutlaka:) 

Fen ve Teknoloji:
 9. sınıfta Fizik, Kimya ve Biyoloji olarak ayrılacak ve lise için temel oluşturan bu dersi 2'ye bölüyorum. Biyoloji konuları ve Fizik konuları. Daha sayısal olan maddenin hareketi, kütlesi, hacmi, yoğunluğu ile ilgilenen kısım Fizik. Önce formülize ederek konunun temelini anlayıp üzerine bol uygulama yapmalıyız. Yeterli mi? değil çünkü yorum kabiliyetimizi de geliştirmeliyiz. Bunu da önce MEB kitabından konuyu okuyup ardından çözümlü sorularını ardından alıştırmalarını çözerek yaparız. Yapamadığımız soruyu arkadaş ve öğretmenlerimizden öğreniriz ve farklı soru bankalarından soru çözmeye devam ederiz.
Biyoloji kısmı ise canlı ve cansızlarla ilgili olan bölüm. Bu konuları çalışırken okuyup, özet çıkarabilirsiniz. Daha sonra da soru çözersiniz. Fakat çok iyi öğrenmek için şöyle bir yol öneriyorum. Zorlandığınız konuya göz gezdirin. Ardından soru çıkarın.( Örneğin;Hücre bölünmesi nedir? kaça ayrılır? mitoz bölünme nedir kimlerde olur? mitoz bölünmenin evreleri nelerdir? mayoz bölünme nedir? kimlerde olur? evreleri nelerdir? mitoz ve mayozun farkı nedir?) Soruları çıkardıktan sonra konuyu baştan sona okuyun ve sorularınızın cevaplarını arayın. Soruları bakmadan cevaplandırın ve kontrol edin. Yapamadığınız kısmı okuyun not edin. Peşinden konu ile ilgili soruları çözün ve yatmadan özetinizi mutlaka okuyun:)
Meb kitabından sonra farklı bir kaynaktan da soru çözmeyi unutmayın;)

İngilizce:

Kitabınıza bağlı kalarak bir kaynak alın. Metinleri, kelimeleri ve zamanları iyi öğrenin. Çok zor sorular gelmiyor. Alıştırmalarınızı düzenli yaparsanız İngilizce sizi mutlu edecek bir ders olur;)

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi:

Genelde yorum yaparak cevaplayabileceğiniz sorular geldi geçen yıl. Fakat içerisinde bilgi soruları da vardı. Tüm konuları okuyun ve kavramları iyi öğrenin. Zekat nedir? Kimler zekat verir? Zekat ne ile verilir? vb. gibi detayları soru olarak yazın ardından cevapları konuyu okuyarak arayın. Kitapta okunmadık konu, çözülmedik soru bırakmayın.

Evet dersler bitti. Genel olarak söylemek istediğim birkaç sözden sonra sizleri çalışmanız için serbest bırakacağım:)

  • Geçen yılın sınavını çözün ve farklı yayınların benzer sorulardan oluşan denemelerini alın.  Konularınız bittikten sonra deneme çözün. Bazı dersleriniz bittiyse branş denemeleri çözebilirsiniz.
  •  Çözdüğünüz her testi iyi inceleyin. Hatalarınız neden kaynaklanıyor bakın! Dikkat eksikliği mi, konu eksikliği mi? bunları bilin ve önlem alın. Yapamadığınız, yanlış yaptığınız her sorunun çözümünü öğrenin. Düzenli çalışın, haftada birkaç saat kendinizi ödüllendirin:) 
  • Sizden en önemli ricam zamanınızı harcamamak için kendinize( kendi başınıza) bir program hazırlayın ve buna uyun:) Odanızda görebileceğiniz yere hedefinizi ve programınızı asın motive olmanızı sağlayacaktır;) 

Hepinize kolaylıklar ve başarılar diliyorum:)

31 Ekim 2014 Cuma

Ebeveynlerin Çocukların Eğitimi İle İlgili Değerlendirmeleri -2-

Sevgili Şule Okçi ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyorum:) İnstagram sayesinde tanıdığım Şule Hanım; çok sevecen, yardımsever ve ilgili birisi:) Faydalı olmak adına da bizimle çocuğunun eğitimi ile ilgili düşündüklerini paylaştı.

1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Şule Hanım?
33 yaşındayım ve İşletme mezunuyum. Turizm alanında çalışıyorum. 10 yıllık evliyim ve bir oğlum var:) 

 2. Çocuğunuzun yaşı ve sınıfını öğrenebilir miyiz?
Oğlum 7.5 yaşında ve 2. sınıfta okuyor şu an.

3.Okul öncesi eğitim aldı mı? Bunun olumlu ve olumsuz tarafları nelerdi?  
2 yaşında yarım gün olarak başladık. İlköğretime kadar okul öncesi eğitim aldı. Daha sosyal ve paylaşımcı bir çocuk oldu.

4.Özel okulda mı devlet okulunda mı? Okulda aradığınız değerler nelerdi ve bulabildiniz mi? 
Oğlum özel okulda okuyor. Okulun ilgili olması yeterli benim  için, okulunda da bu önemli özelliği buldum.

5. Dil eğitimine önem veriyor musunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz? 
İngilizce eğitim görüyor okulda, ayrıca okula başlayana kadar evde İngilizce konuşan bir yardımcımız oldu.

6.Okuma alışkanlığı var mı? Varsa nasıl kazandı yoksa neden okumuyor olabilir?  
Kendine ait geniş bir kitaplığı var oğlumun. Sanırım genetik, ben ve babam da çok kitap okuruz. Oğlumun kitaplarla arası iyidir, ben karışmam kendisi kitabını seçer ve her akşam yatmadan okur.

7. Herhangi bir müzik,sanat,spor dalıyla ilgileniyor mu? Bunu okulda mı okul dışında mı yapıyor? Katkıları neler sizce?   
El kaslarının gelişmesi için yazın Tenis oynuyor ve tüm yıl yüzüyor. Sadece fiziksel gelişimi için bireysel spor yapıyor şu an. 9 yaşından sonra Basketbol gibi takım sporuna göndereceğiz, o zaman hem fiziksel hem sosyal faydasını göreceğimizi düşünüyorum. 

8. Çocuğunuz öğrenim hayatı ile ilgili hedefleriniz neler? Bunun için neler yapıyorsunuz?  
Oluruna bırakıyorum. Dediğiniz gibi O'nun eğitim hayatı... Neyi, nasıl ve ne kadar isterse öyle yapacak. Ben sadece iyi, saygılı, dürüst, vicdanlı bir insan yetiştirmeye çalışıyorum. Doktor veya garson olması benim için önemli değil. Kaldı ki 2.Dünya Savaşı'nda insanların üzerinde deney yapan doktorlar vardı. Yani akademik eğitim benim için bir şey ifade etmiyor.

9.Çocuğunuzla bir günü nasıl geçirdiğinizi paylaşır mısınız?  
Valla ben ne kadar yorulmuşsam, oğlum o kadar iyi geçirmiş oluyor gününü:) Hafta içi tüm gün okulda, ayrıca dersleriyle ilgilenen yardımcımız var. Hafta sonlarını O nasıl isterse öyle planlıyoruz. Sinema, park, AVM, gösteri vb. programları hava durumuna göre ayarlıyoruz.. Erken kalktığı için akşam 20.30'da yatıyor zaten.

Şule Hanım'a zaman ayırıp oğlunun eğitimi ile ilgili detayları bizimle paylaştığı için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Oğlunun eğitiminde olduğu gibi evinin düzeninde de çok özenli:) Şule Hanım'ın muhteşem zevkiyle döşenmiş evinden sizlere de dekorasyon konusunda fikirler verecek paylaşımlarda bulunduğu bir instagram sayfası var:) İçinizi açacak bu sayfaya göz atmak isterseniz İnstagram'da shuleokchi adlı hesabı takip edebilirsiniz:) 

30 Ekim 2014 Perşembe

Ebeveynlerin Çocukların Eğitimi İle İlgili Değerlendirmeleri -1-

Her zaman söylediğim ve her yerde yazdığım gibi, öğrencilerin eğitimlerine evde başlanması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca okula başladıkları süreçte de ailenin eğitimi ile ilgili olmasının çocuğun gelişiminde pozitif yönde etkisi olduğuna  inanıyorum.
Çocuklar zamanlarının önemli bir kısmını okulda geçiriyor, bu yüzden okul seçimi büyük önem arz ediyor. Bunun yanı sıra çocuğun okuldan sonra geçirdiği zaman hem oyuna hem derse hem farklı aktivitelere hem dinlenmeye oranlı olarak bölünebilmeli. İşte burada siz ebeveynlere çok ciddi görevler düşmekte.
Siz çocuklarınız için en iyisini isteyen ebeveynler olarak her şeyi araştırıyor, kendinizden fedakarlıkta bulunarak çocuklarınızın eğitimine öğretimine yani geleceğine yatırım yapıyorsunuz. Her ebeveyn bir diğerine küçük bir noktada bile olsa örnek olabilir diye düşündüm ve temel sorulardan oluşan küçük bir yazı dizisi oluşturmaya karar verdim. Destek olan benimle görüşmeyi kabul eden herkese çok çok teşekkür ediyorum.
İlk röportajı Sevgili Pınar Hanım nam-ı diğer "kitchen in red" ile gerçekleştirdik:) Çok yararlı paylaşımlarda bulunduğu ve zaman ayırdığı için kendisine çok teşekkür ediyorum:)

1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Pınar Hanım:) ? 
71 Ankara doğumluyum. Gururla söyleyebilirim ki, ODTÜ'lüyüm :) Üzerine 2 sene de Akdeniz Üniversitesi'nde okudum.  97 yılından beri de aktif iş yaşamındayım. 6 yıldır, Sabancı Holding bünyesindeki Enerjisa'da çalışıyorum. 12 yıllık evliyim.

2. Çocuklarınız kaç yaşında ve kaçıncı sınıftalar?
Arda-2005 doğumlu, İlköğretim 4. Sınıfta;  Emre-2010 doğumlu, Anaokuluna gidiyor.

3. Çocuklarınız okul öncesi eğitim aldılar mı? Bu eğitimin olumlu ve olumsuz tarafları nelerdi çocuklarınız için?   

Büyük oğlum, 2.5 yaşında başladı okul öncesi eğitime. Ben, açıkçası biraz mecburiyetten başlattım. Yaş olarak biraz erken başladığını düşündüğümden, küçük oğlumu kreşe göndermedim.  4 yaşında (bu sene) Anaokulu'na başladı ve gelişiminde herhangi bir gerilik olduğunu düşünmüyorum.
Büyük oğlum (Arda), 3.5 yaşında kendi merakı ve ilgisiyle okumayı söktü.  Sürekli olarak "bu ne marka?" diye sorardı :) Fotografik olarak öğrendiğini düşünüyoruz. Ben de 4 yaş civarında benzer şekilde okumaya başlamıştım :) Bu sebeple İlkokul 1. sınıf biraz zorlu ve sıkıntılı geçti çünkü çok çabuk sıkıldı :( Şimdi şimdi okula alıştığını ve bir şeyleri düzene oturttuğunu düşünüyorum.


4.Özel okulda mı devlet okulunda mı? Okulda aradığınız değerler nelerdi ve bulabildiniz mi? 
Her ikisi de TED Ankara Koleji'nde okuyorlar, ama ben Devlet okullarında okudum hep. Eksikliğini duydum mu ?Hayır duymadım. Çünkü benim zamanımda devlet okulları gerçekten çok kaliteliydi. Öğretmenleri azimli, sabırlı ve kaliteliydi. Sınıflarda 50 kişiydik belki ama mutluyduk :) Şimdiki şartlarda maalesef devlet okulları çok sıkıntılı.  Bu sebeple hiç düşünmedim. Okulda aradığım en temel özellik veli iletişimi. Kurumsal kimliği oluşmuş ve alt yapısı sağlam, referans sahibi bir okul olması. Öğretmen faktörü ve tabii ki yabancı dil.

5. Dil eğitimine önem veriyor musunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz?  
Dil eğitimine önem veriyorum çünkü biliyorum ki küçük yaşlarda verilen eğitim, her zaman daha kalıcı oluyor. Dil, biraz da yetenek işi aslında bana göre. Siz ne kadar çabalarsanız çabalayın, kabiliyeti yoksa olmuyor! :) Anaokulu itibariyle (2 sene), 4 yaşında ikisi de dil eğitimine başladılar.  Okulda her gün 2 saat İngilizce dersleri var. Yabancı öğretmenlerin geliyor oluşu, bence iyi bir referans.

6.Çocuklarınızın okuma alışkanlığı var mı? Varsa nasıl kazandılar yoksa neden okumuyor olabilirler?
Büyük oğlumun okuma alışkanlığı biraz değişik. Kendi ilgi alanına giren, büyük kitapları okumayı seviyor. Geçtiğimiz yaz, Steve Jobs'un hayatını okumuştu.  Ebeveyn olarak bu konuda biraz rol model olmak lazım çocuklara. Siz ne yaparsanız, taklit ediyorlar çünkü. Benim elimden kitap pek düşmez. Eşim, nispeten daha az okur ama etkisi olduğunu düşünüyorum.


7. Herhangi bir müzik,sanat,spor dalıyla ilgileniyorlar mı? Bunu okulda mı okul dışında mı yapıyorlar?Çocuklarınıza  katkıları neler sizce ?
Büyük oğlumun müzik kulağı çok iyi.  Konuşmaya başlamadan şarkı söylemeye başlamıştı :) 1.5 yaşındaydı, sevdiği CD'lerdeki şarkıları numaralarıyla ezberlerdi. 7'yi çal, 14'ü çal gibi :) Bateri çalmayı istedi. Şimdi, yaklaşık 1 yıldır özel ders alıyor. Eve de bir bateri aldık, bol bol Rolling Stones dinliyoruz :)))) Küçük oğlum ise, babaya çekmiş (ben de müzikçiyim.. ilkokul 2-3-4 mandolin çaldım. İlkokul 5 itibariyle de yıllarca klasik gitar çaldım), resim yapıyor.. Solak zaten :) Eşimin de ayrıca bir resim&heykel atölyesi var, genlerle alakalı bir durum sanırım. Emre gerçekten iyi çiziyor.. Saklıyorum hepsini :)

8. Çocuklarınızın öğrenim hayatı ile ilgili hedefleriniz neler? Bunun için neler yapıyorsunuz?   
Açıkçası, sevdiği ve keyifle yapacağı bir mesleği olsun isterim. O anlamda doktor olsun, mühendis olsun gibi hayaller kurmuyorum.  Zamanla, o da ne istediğine karar verecektir, ben de arkasında olacağım (hep balerin olmak isteyip, kimya okumak zorunda kalan, Ben örneği!!!)

 9.Çocuklarınızın  bir günlerini nasıl geçirdiklerini  paylaşır mısınız?
Hafta içi klasik okul günü.. Sabah 7:15 kalkış, kahvaltı, giyinme, hazırlanma.. 7.50 okula gidiş (eşim bırakıyor, servisle dönüyorlar). Dersleri 08:30'da başlıyor. Büyük oğlum 4 buçukta, küçük oğlum 5 buçukta dönüyor eve. Emre, ilkokula başlayınca, aynı serviste ve aynı saatte dönüyor olacaklar. İkisi de kurt gibi aç geliyorlar zaten (ben maalesef göremiyorum çünkü işte oluyorum. Evde, yatılı bir bayan çalışıyor). Yemek sonrası biraz oyun, bilgisayar vs.. sonrası ders ve 21.3uyku. 

Haftasonları genelde kurs, gezme, doğumgünü aktiviteleri, vs.. ile geçiyor.  Kurslara genelde eşim götürüyor. Ben çok kurs yanlısı değilim, yani çocuğum piyano da çalsın, tenis de oynasın, ata da binsin diye dağılsın istemiyorum. Çocuğun evinde olmaya ihtiyacı var, bu sebeple şimdilik yalnızca 2 ile sınırlıyız :)

10. Eğitimcilerden beklentileriniz neler?      
  Eğitimcilerden beklentim, çocuklara kesinlikle sevgi ve sabırla yaklaşmaları. Onları dinlemeleri ve doğru yönlendirmeleri.  Çok asabi, çok otoriter öğretmenlerin çocukları okul hayatından soğuttuğunu düşünmekle birlikte, çocukların disiplinden hoşlandıklarını da düşünüyorum aslında.  Öğretmenlerin tecrübeli olmaları tercih sebebim (özellikle ilköğretimde).

Sizler de soru ve yorumlarınızla paylaşımlarda bulunabilirsiniz:) İster buraya yorumlarınızı bırakın ister mail ile ulaşın her birine mutlaka döneceğim:)

Pınar Hanım çok yönlü bir insan ve çok özenli bir anne görüldüğü gibi:) Kendisinin bir yemek tarifi paylaşım sitesi var ilgilenen annelere bunu da duyurmak istiyorum. Lezzetli yemek tarifleri için www.kitcheninred.com  'a bakabilir ve instagramdan kitcheninred adı ile takip edebilirsiniz:)



28 Ekim 2014 Salı

ÇOKLU ZEKA ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ

   Zeka çocuğumuzun ne kadar Matemetik bildiği ile ölçülemez. Ayrıca zeka olduğu yerde duran sabit bir özellik de değildir. Genetik olarak varolan bu özelliğimizi  çevresel etmenlerle geliştirebiliriz.  
   Howard GARDNER’ın açıklamaları neticesinde, öğrencilerin en az sekiz
şekilde öğrenebildikleri tespit edilmiştir. Her öğrencide sekiz alanın tümü mevcuttur, bazıları diğerlerinden daha gelişmiş olabilir. Çocukta birkaç zeka alanı veya hepsi üst düzey gelişmiş olabilir. Bunun tam tersi de görülebilir.
   Çocuğun sahip olduğu ve geliştirdiği zekâ alanları tanımlanabilmekte ve daha da geliştirmesine yardımcı olunabilmekte, daha az gelişmiş alanlarda  da yeni öğrenme yolları keşfetmelerine yardımcı olunabilmektedir.         Çocuğunuzun  öğrenme alanını bilmeniz, onun anlayarak ders çalışmasına katkıda bulunmanızı sağlar. Ayrıca zeka yerinde sayan bir olgu olmadığından daha pasif olan zeka alanlarını harekete geçirmek için hangi etkinlikleri  yapabileceğinizi de öğrenebilirsiniz.
8  Zeka Alanı Nedir?

Şimdiye kadar insanların öğrendiği 8 yol belirlenmiştir. Araştırmacılar daha da fazla olabileceğini söylemektedirler. Verilen maddelerin geneli çocuğunuzda bulunyorsa güçlü olan zeka alanı budur. Çocuk o zeka alanına hitap edildiğinde daha kolay öğrenir. Bir veya birden çok zeka alanı güçlü olabilir. 
  1. Sözel Dilsel Zekası Gelişmiş Olanlar:
  •  Diğer öğrencilerden daha iyi yazar.
  • Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.
  •  İsimler, yerler ve tarihler ile ilgili iyi bir hafızaya sahiptir.
  • Sözcükleri anlamlarına uygun bir biçimde kullanır.
  • Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.
  • Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.
  • Tekerlemeleri, anlamsız ritimleri ve sözcük oyunlarını sever.
  • Okumayı sever.
  •  Dinleme becerisi yüksektir; dinleyerek daha iyi öğrenir.
  • İyi bir hafızası vardır.

Sözel Dilsel Zekayı Geliştirmek İçin:
  • Hoşlandığınız bir hikâyeyi okuyun ve hikâyenin sonunu kendiniz getirin.
  • Başkalarının fikirlerini dinleyin ve onlarla bir tartışmaya girin.
  • Her gün, yeni ve ilginç bir kelimenin anlamını öğrenin ve onu kullanmaya çalışın.
  • Sizi en çok ilgilendiren ve heyecanlandıran bir konuda, bir konuşma hazırlayın
  • Günlük olaylarla ilgili izlenimlerinizi bir günlüğe yazın.
  • Sevdiğiniz türde kitaplar, dergiler, gazeteler okuyun.
2. Mantıksal -Matematiksel Zekası Gelişmiş Olanlar:
  •  Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında çok soru sorar.
  •  Soyut ve kavramsal düşünebilir.
  •  Bilgiler arasında bağlantılar kurar.
  • Güçlü bir muhakemesi vardır.
  •  Matematiksel problemleri kafasında kolayca ve çabucak çözer.
  • Matematik dersini sever.
  • Matematiksel hesaplama oyunlarını ilginç bulur.
  • Mantıksal bulmacaları çözmeyi ve satranç veya dama gibi stratejik oyunları oynamayı sever.
  • Olayları ve nesneleri kategorilere ayırmayı veya onları hiyerarşik olarak düzenlemeyi sever.
  •  Yüksek düzeyde bilişsel düşünme becerisi içeren deneylere katılmayı sever.
  • Yaşıtlarına kıyasla soyut düşünebilme ve sebep-sonuç ilişkisi kurabilme kabiliyetleri çok iyi gelişmiştir

  • Matematiksel/Mantıksal Zekayı Geliştirmek İçin;
    • Hobinizin 4 ana noktasını belirleyin ve bunların her biri altında 4 alt başlık oluşturun.(Hobim: Kitap Okumak / Alt başlıklar: Macera kitapları okumak, Biyografi kitapları okumak,Okuduğum kitaplara benzer öyküler yazmak, Okuduğum kitapların filmlerini izlemek vb.)
    • İki nesneyi karşılaştırma yoluyla düşünme egzersizleri yapın.(Bilgisayar ve tabletin kendine özgü 4 özelliğini ve sonra da bu iki nesnenin ortak 4 özelliğini bulun.)
    • Genelde saçma olduğu düşünülen bazı konularda; gerekçeleri ile ikna edici bir açıklama yapın. (Kıyafetlerle yüzmenin faydaları?Futbolu basketnol topu ile oynamalıyız,çünkü?)

    3. Görsel /Uzamsal/Mekansal Zekası Gelişmiş Olanlar:
    • Haritaları, çizelgeleri ve diyagramları yazılı materyallerden daha kolay okur.
    • Sanat içerikli etkinlikleri sever.
    • Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar.
    • Yaşına göre yüksek düzeyde beceri gerektiren figürleri ve resimleri çizer.
    • Filmleri, slaytları ve diğer görsel sunuları izlemeyi tercih eder.
    •  Bulmaca çözmekten hoşlanır.
    • Renklere karşı çok duyarlıdır.
    • Resimli yayınlardan daha çok hoşlanır.
    • Elinde bulunan materyallere bir şeyler çizer.
    • Daha önce gittiği yerleri kolay hatırlar.
    • Yaşına göre ilginç üç boyutlu yapılar veya modeller oluşturur.
    • Okurken kelimelere oranla resimlerden daha çok öğrenir.
    • Varlıkların görsel imgelerini çok iyi çizer.
    Görsel/Uzamsal Zekayı Geliştirmek İçin ;
    • Fikir veya düşüncelerinizi ifade etmek için "estetik araçlar" la (boya, kil, renkli ve keçeli kalemler gibi) çalışın.
    • Bilerek düş kurun; örneğin hayaliniz,  ailenizle tatile gitmek ise bu tatili olabildiğince görsel olarak detaylandırın.
    • Hayal gücünüzü artıracak çalışmalar yapın; kendinizi bir çizgi film kahramanı olarak düşünün bunu yaparken her ayrıntıyı gözünüzde canlandırın, farklı bir tarihsel dönemde veya masal diyarında olduğunuzu  hayal edin ya da kahramanınızla hayali bir sohbet yapın.
    • Fikir veya düşüncelerinizi başkalarına anlatmak için resim, maket, grafik ya da bir poster yapımı gibi çeşitli tasarım becerilerini kullanın .
    4. Bedensel /Kinestetik/Devinduyusal Zekası Gelişmiş Olanlar:

    •  Duygularını belirgin olarak vücut diliyle ifade eder.
    •  El becerileri iyidir.
    •  İnsanlara, canlı ve cansız varlıklara dokunmaktan hoşlanır.
    •  Bir veya birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdır.
    •  Bir yerde uzun süre kaldığında hareket etmeye, kımıldamaya ihtiyaç duyar.
    Bedensel/Kinestetik/Devinduyusal Zekayı Geliştirmek İçin;
    •  Dramatik bir oyunda görev alın, bir fikir, düşünce veya duyguyla ilgili bir rol yapın.
    • Güncel olayları ya da modern buluşları inceleyerek mimiklerle anlatın (sessiz film oynamak gibi).
    •  Fiziksel etkinlik ve fazla hareket gerektiren, yarışma olmayan bir oyun oynayın, örneğin, düşündüklerini el, kol hareketleriyle: ifade eden bir gurup içindeki insanların isimlerini öğrenin.
    • Halk dansı, koşma, yüzme ve yürüme gibi fiziksel aktivitelere katılın. Ruh halinizi değiştirmek için farklı yollardan yürümeyi deneyin.
    5. Müziksel/ Ritmik Zekası Gelişmiş Olanlar:

    • Şarkıların melodilerini çok iyi hatırlar.
    • Güzel şarkı söyleyebilme sesine ve yeteneğine sahiptir.
    • Bir şarkının makamını, notalarını, eslerini ayırdedebilir.
    • Öğrendiği şarkıları paylaşmak ister.
    • Herhangi bir müzik aletini çok iyi çalar ya da bunun eğitimini almak ister.
    • Konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları ile ritim tutar.
    •  Farkına varmadan kendi kendine mırıldanır.
    •  Ders çalışırken farkında olmadan masaya vurarak ritim tutar.
    •  Çevresindeki seslere duyarlıdır.
    • Bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik eder.
    • Müzik çalan bir ortamda daha verimli çalışır.

    Müziksel Ritmik Zekayı Geliştirmek için ;
    • Ruh halinizi düzeltecek farklı türde müzikler dinleyin; örneğin, stresli bir durumda ya da sınav gibi korku yaratan durumlar öncesinde gevşemek için, enstrümantal müzik çalın.
    • Duygularınızı anlatmak  şarkı söyleyin. Bildiğiniz bir melodi kullanın ve ailenizle ilgili basit bir şarkı besteleyin.
    • İşlediğiniz konuyla ilgili basit bir şarkı yazın.
    • Mırıldanarak, kafanızın içinde değişik titreşimler oluşturun; örneğin, her seferinde ünlü harflerden birini değişik yükseklikte ve kalınlıkta kullanın.
    • Doğanın seslerine kulak verin. Rüzgar sesini, dalga sesini, yağmur sesini vb dinleyin. Odaklanın:) 
    6.  Kişilerarası Zekası Gelişmiş Olanlar:
    •  Arkadaşlarıyla ya da akranlarıyla vakit geçirmeyi çok sever.
    •  Grup içerisinde doğal bir lider görünümündedir.
    •  Arkadaşlarına her zaman yardım eder.
    • Dışarıda iken kendi başının çaresine bakabilir.
    •  Başkaları ile birlikte ders çalışmayı veya oyun oynamayı çok sever.
    • En az iki veya üç yakın arkadaşı vardır ve onları sık sık arar.
    • Başkaları daima onunla birlikte olmak ister.
    • Başkalarına selam verir, onların hatırlarını sorar ve onları önemser.
    • Empati yeteneği çok iyi gelişmiştir.
    • Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla paylaşarak ve öğreterek öğrenmeyi sever.
    Kişiler Arası Zekayı Geliştirmek için ;
    • Okulda aldığınız performans görevi,proje veya herhangi bir çalışma için farklı görevdeki güvenilir arkadaşlarınızla bir araya gelin (takım-küme çalışması gibi)
    • Bir başkasını sadece onun söylediklerine odaklanarak dinlemeye çalışın.
    • Konuşan birini dinlerken aklınıza gelen farklı şeylere "DUR" deyin. Sadece o ne anlatmak istiyor bunu düşünün.
    • Bir kimsenin mimiklerinden, sözsüz ipuçlarından onun ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışın ve daha sonra tahmininizin doğruluğunu kontrol edin.(bunu ailenizden ve yakın arkadaşlarınızdan birilerine yapabilirsiniz:) )
    • Herhangi biriyle konuşmadan iletişim kurmak için farklı yollar bulun. Örneğin yüz ifadeleriyle, vücut şekilleriyle, jestlerle ve seslerle..
    7. Kişiye Dönük /İçsel Zekası Gelişmiş Olanlar:
    •  Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.
    •  Güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır.
    •  Bireysel çalışırken daha başarılıdır.
    •  Amaç ve hedeflerine ilişkin iyi bir anlayışa sahiptir.
    •  Düşünce ve davranışları arasında tutarlılık vardır.
    •  Kendisine her zaman güvenir.
    •  Yaşadıklarında her zaman ders alır.
    İçsel Zekayı Geliştirmek İçin ;

    • Gün içerisinde yaptığınız herhangi bir etkinlik sırasında normalden yoğun dikkat göstermeye çalışın. Kendinizin, düşüncelerinizin,ruh halinizin farkında olmaya çalışın. 
    • Mutlu olduğunuz, kızdığınız, üzüldüğünüz, heyecanlandığınız, korktuğunuz anları düşünün.
    • Kimse sizi eleştirmiyor.  Dışarıdan bir gözlemci gibi duygu, düşünce ruh halinizi izlemeye çalışın.
    • Problem çözme stratejileri ve çözümsel düşünme süreci gibi durumlardaki çeşitli düşünme stratejilerinde taraf olun.
    • "Ben kimim" sorusuna 25 kelimeyle ya da daha kısa bir cevap yazın.Sizi ifade ettiğine inanana kadar  üzerinde çalışmaya devam edin. Bir hafta süreyle her gün yeniden gözden geçirin ve gerekli olduğunu düşündüğünüz düzeltmeleri yapın.
    8. Doğa Zekası Gelişmiş Olanlar:
    • Hayvanlara karşı çok meraklıdır.
    • Açık havada olmaktan hoşlanır.
    • Bahçe işlerini sever.
    • Varlıkları sınıflandırmaya meraklıdır.
    • Farklı bitki ve hayvanlara meraklıdır.
    • Çevre kirliliğine karşı duyarlıdır.
    • Doğa dergilerini okur, doğa belgeselleri izler.
    • Doğa olaylarına meraklıdır.

    Doğa Zekasını Geliştirmek İçin;
    • Doğa gezileri yapmak.
    • Hayvan besleyerek hayvan sevgisini yayın. Evinizde beslemek zorunda değilsiniz, hayvanlar için dışarı su ve yemek bırakabilirsiniz.
    • Çevre bilinci oluşturmak için ağaç dikme çalışmalarına katılınabilir.
    • Botanik bahçesi, hayvanat bahçesi gezileri düzenleyebilirsiniz.


     Her çocuğun öğrenme biçimi farklıdır. Onun nasıl öğrendiğini, nasıl daha keyifle ders çalıştığını bilirseniz çocuğunuz için ders çalışmak ve öğrenmek eziyet olmaktan çıkacaktır. Okul öğretmenleriyle iş birliği halinde olun, sınıfta nasıl olduğunu ve dersi nasıl dinlediğini nasıl daha iyi anladığını öğrenin. Çocuğunuzla konuşun, mutlu ders çalıştığı ve kolay öğrendiği dersleri sorun. Zorlandığı derslerin neden zor geldiğini sorun. Böylece ona çok daha kolay yardımcı olabilirsiniz:)