31 Ekim 2014 Cuma

Ebeveynlerin Çocukların Eğitimi İle İlgili Değerlendirmeleri -2-

Sevgili Şule Okçi ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyorum:) İnstagram sayesinde tanıdığım Şule Hanım; çok sevecen, yardımsever ve ilgili birisi:) Faydalı olmak adına da bizimle çocuğunun eğitimi ile ilgili düşündüklerini paylaştı.

1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Şule Hanım?
33 yaşındayım ve İşletme mezunuyum. Turizm alanında çalışıyorum. 10 yıllık evliyim ve bir oğlum var:) 

 2. Çocuğunuzun yaşı ve sınıfını öğrenebilir miyiz?
Oğlum 7.5 yaşında ve 2. sınıfta okuyor şu an.

3.Okul öncesi eğitim aldı mı? Bunun olumlu ve olumsuz tarafları nelerdi?  
2 yaşında yarım gün olarak başladık. İlköğretime kadar okul öncesi eğitim aldı. Daha sosyal ve paylaşımcı bir çocuk oldu.

4.Özel okulda mı devlet okulunda mı? Okulda aradığınız değerler nelerdi ve bulabildiniz mi? 
Oğlum özel okulda okuyor. Okulun ilgili olması yeterli benim  için, okulunda da bu önemli özelliği buldum.

5. Dil eğitimine önem veriyor musunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz? 
İngilizce eğitim görüyor okulda, ayrıca okula başlayana kadar evde İngilizce konuşan bir yardımcımız oldu.

6.Okuma alışkanlığı var mı? Varsa nasıl kazandı yoksa neden okumuyor olabilir?  
Kendine ait geniş bir kitaplığı var oğlumun. Sanırım genetik, ben ve babam da çok kitap okuruz. Oğlumun kitaplarla arası iyidir, ben karışmam kendisi kitabını seçer ve her akşam yatmadan okur.

7. Herhangi bir müzik,sanat,spor dalıyla ilgileniyor mu? Bunu okulda mı okul dışında mı yapıyor? Katkıları neler sizce?   
El kaslarının gelişmesi için yazın Tenis oynuyor ve tüm yıl yüzüyor. Sadece fiziksel gelişimi için bireysel spor yapıyor şu an. 9 yaşından sonra Basketbol gibi takım sporuna göndereceğiz, o zaman hem fiziksel hem sosyal faydasını göreceğimizi düşünüyorum. 

8. Çocuğunuz öğrenim hayatı ile ilgili hedefleriniz neler? Bunun için neler yapıyorsunuz?  
Oluruna bırakıyorum. Dediğiniz gibi O'nun eğitim hayatı... Neyi, nasıl ve ne kadar isterse öyle yapacak. Ben sadece iyi, saygılı, dürüst, vicdanlı bir insan yetiştirmeye çalışıyorum. Doktor veya garson olması benim için önemli değil. Kaldı ki 2.Dünya Savaşı'nda insanların üzerinde deney yapan doktorlar vardı. Yani akademik eğitim benim için bir şey ifade etmiyor.

9.Çocuğunuzla bir günü nasıl geçirdiğinizi paylaşır mısınız?  
Valla ben ne kadar yorulmuşsam, oğlum o kadar iyi geçirmiş oluyor gününü:) Hafta içi tüm gün okulda, ayrıca dersleriyle ilgilenen yardımcımız var. Hafta sonlarını O nasıl isterse öyle planlıyoruz. Sinema, park, AVM, gösteri vb. programları hava durumuna göre ayarlıyoruz.. Erken kalktığı için akşam 20.30'da yatıyor zaten.

Şule Hanım'a zaman ayırıp oğlunun eğitimi ile ilgili detayları bizimle paylaştığı için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Oğlunun eğitiminde olduğu gibi evinin düzeninde de çok özenli:) Şule Hanım'ın muhteşem zevkiyle döşenmiş evinden sizlere de dekorasyon konusunda fikirler verecek paylaşımlarda bulunduğu bir instagram sayfası var:) İçinizi açacak bu sayfaya göz atmak isterseniz İnstagram'da shuleokchi adlı hesabı takip edebilirsiniz:) 

30 Ekim 2014 Perşembe

Ebeveynlerin Çocukların Eğitimi İle İlgili Değerlendirmeleri -1-

Her zaman söylediğim ve her yerde yazdığım gibi, öğrencilerin eğitimlerine evde başlanması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca okula başladıkları süreçte de ailenin eğitimi ile ilgili olmasının çocuğun gelişiminde pozitif yönde etkisi olduğuna  inanıyorum.
Çocuklar zamanlarının önemli bir kısmını okulda geçiriyor, bu yüzden okul seçimi büyük önem arz ediyor. Bunun yanı sıra çocuğun okuldan sonra geçirdiği zaman hem oyuna hem derse hem farklı aktivitelere hem dinlenmeye oranlı olarak bölünebilmeli. İşte burada siz ebeveynlere çok ciddi görevler düşmekte.
Siz çocuklarınız için en iyisini isteyen ebeveynler olarak her şeyi araştırıyor, kendinizden fedakarlıkta bulunarak çocuklarınızın eğitimine öğretimine yani geleceğine yatırım yapıyorsunuz. Her ebeveyn bir diğerine küçük bir noktada bile olsa örnek olabilir diye düşündüm ve temel sorulardan oluşan küçük bir yazı dizisi oluşturmaya karar verdim. Destek olan benimle görüşmeyi kabul eden herkese çok çok teşekkür ediyorum.
İlk röportajı Sevgili Pınar Hanım nam-ı diğer "kitchen in red" ile gerçekleştirdik:) Çok yararlı paylaşımlarda bulunduğu ve zaman ayırdığı için kendisine çok teşekkür ediyorum:)

1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Pınar Hanım:) ? 
71 Ankara doğumluyum. Gururla söyleyebilirim ki, ODTÜ'lüyüm :) Üzerine 2 sene de Akdeniz Üniversitesi'nde okudum.  97 yılından beri de aktif iş yaşamındayım. 6 yıldır, Sabancı Holding bünyesindeki Enerjisa'da çalışıyorum. 12 yıllık evliyim.

2. Çocuklarınız kaç yaşında ve kaçıncı sınıftalar?
Arda-2005 doğumlu, İlköğretim 4. Sınıfta;  Emre-2010 doğumlu, Anaokuluna gidiyor.

3. Çocuklarınız okul öncesi eğitim aldılar mı? Bu eğitimin olumlu ve olumsuz tarafları nelerdi çocuklarınız için?   

Büyük oğlum, 2.5 yaşında başladı okul öncesi eğitime. Ben, açıkçası biraz mecburiyetten başlattım. Yaş olarak biraz erken başladığını düşündüğümden, küçük oğlumu kreşe göndermedim.  4 yaşında (bu sene) Anaokulu'na başladı ve gelişiminde herhangi bir gerilik olduğunu düşünmüyorum.
Büyük oğlum (Arda), 3.5 yaşında kendi merakı ve ilgisiyle okumayı söktü.  Sürekli olarak "bu ne marka?" diye sorardı :) Fotografik olarak öğrendiğini düşünüyoruz. Ben de 4 yaş civarında benzer şekilde okumaya başlamıştım :) Bu sebeple İlkokul 1. sınıf biraz zorlu ve sıkıntılı geçti çünkü çok çabuk sıkıldı :( Şimdi şimdi okula alıştığını ve bir şeyleri düzene oturttuğunu düşünüyorum.


4.Özel okulda mı devlet okulunda mı? Okulda aradığınız değerler nelerdi ve bulabildiniz mi? 
Her ikisi de TED Ankara Koleji'nde okuyorlar, ama ben Devlet okullarında okudum hep. Eksikliğini duydum mu ?Hayır duymadım. Çünkü benim zamanımda devlet okulları gerçekten çok kaliteliydi. Öğretmenleri azimli, sabırlı ve kaliteliydi. Sınıflarda 50 kişiydik belki ama mutluyduk :) Şimdiki şartlarda maalesef devlet okulları çok sıkıntılı.  Bu sebeple hiç düşünmedim. Okulda aradığım en temel özellik veli iletişimi. Kurumsal kimliği oluşmuş ve alt yapısı sağlam, referans sahibi bir okul olması. Öğretmen faktörü ve tabii ki yabancı dil.

5. Dil eğitimine önem veriyor musunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz?  
Dil eğitimine önem veriyorum çünkü biliyorum ki küçük yaşlarda verilen eğitim, her zaman daha kalıcı oluyor. Dil, biraz da yetenek işi aslında bana göre. Siz ne kadar çabalarsanız çabalayın, kabiliyeti yoksa olmuyor! :) Anaokulu itibariyle (2 sene), 4 yaşında ikisi de dil eğitimine başladılar.  Okulda her gün 2 saat İngilizce dersleri var. Yabancı öğretmenlerin geliyor oluşu, bence iyi bir referans.

6.Çocuklarınızın okuma alışkanlığı var mı? Varsa nasıl kazandılar yoksa neden okumuyor olabilirler?
Büyük oğlumun okuma alışkanlığı biraz değişik. Kendi ilgi alanına giren, büyük kitapları okumayı seviyor. Geçtiğimiz yaz, Steve Jobs'un hayatını okumuştu.  Ebeveyn olarak bu konuda biraz rol model olmak lazım çocuklara. Siz ne yaparsanız, taklit ediyorlar çünkü. Benim elimden kitap pek düşmez. Eşim, nispeten daha az okur ama etkisi olduğunu düşünüyorum.


7. Herhangi bir müzik,sanat,spor dalıyla ilgileniyorlar mı? Bunu okulda mı okul dışında mı yapıyorlar?Çocuklarınıza  katkıları neler sizce ?
Büyük oğlumun müzik kulağı çok iyi.  Konuşmaya başlamadan şarkı söylemeye başlamıştı :) 1.5 yaşındaydı, sevdiği CD'lerdeki şarkıları numaralarıyla ezberlerdi. 7'yi çal, 14'ü çal gibi :) Bateri çalmayı istedi. Şimdi, yaklaşık 1 yıldır özel ders alıyor. Eve de bir bateri aldık, bol bol Rolling Stones dinliyoruz :)))) Küçük oğlum ise, babaya çekmiş (ben de müzikçiyim.. ilkokul 2-3-4 mandolin çaldım. İlkokul 5 itibariyle de yıllarca klasik gitar çaldım), resim yapıyor.. Solak zaten :) Eşimin de ayrıca bir resim&heykel atölyesi var, genlerle alakalı bir durum sanırım. Emre gerçekten iyi çiziyor.. Saklıyorum hepsini :)

8. Çocuklarınızın öğrenim hayatı ile ilgili hedefleriniz neler? Bunun için neler yapıyorsunuz?   
Açıkçası, sevdiği ve keyifle yapacağı bir mesleği olsun isterim. O anlamda doktor olsun, mühendis olsun gibi hayaller kurmuyorum.  Zamanla, o da ne istediğine karar verecektir, ben de arkasında olacağım (hep balerin olmak isteyip, kimya okumak zorunda kalan, Ben örneği!!!)

 9.Çocuklarınızın  bir günlerini nasıl geçirdiklerini  paylaşır mısınız?
Hafta içi klasik okul günü.. Sabah 7:15 kalkış, kahvaltı, giyinme, hazırlanma.. 7.50 okula gidiş (eşim bırakıyor, servisle dönüyorlar). Dersleri 08:30'da başlıyor. Büyük oğlum 4 buçukta, küçük oğlum 5 buçukta dönüyor eve. Emre, ilkokula başlayınca, aynı serviste ve aynı saatte dönüyor olacaklar. İkisi de kurt gibi aç geliyorlar zaten (ben maalesef göremiyorum çünkü işte oluyorum. Evde, yatılı bir bayan çalışıyor). Yemek sonrası biraz oyun, bilgisayar vs.. sonrası ders ve 21.3uyku. 

Haftasonları genelde kurs, gezme, doğumgünü aktiviteleri, vs.. ile geçiyor.  Kurslara genelde eşim götürüyor. Ben çok kurs yanlısı değilim, yani çocuğum piyano da çalsın, tenis de oynasın, ata da binsin diye dağılsın istemiyorum. Çocuğun evinde olmaya ihtiyacı var, bu sebeple şimdilik yalnızca 2 ile sınırlıyız :)

10. Eğitimcilerden beklentileriniz neler?      
  Eğitimcilerden beklentim, çocuklara kesinlikle sevgi ve sabırla yaklaşmaları. Onları dinlemeleri ve doğru yönlendirmeleri.  Çok asabi, çok otoriter öğretmenlerin çocukları okul hayatından soğuttuğunu düşünmekle birlikte, çocukların disiplinden hoşlandıklarını da düşünüyorum aslında.  Öğretmenlerin tecrübeli olmaları tercih sebebim (özellikle ilköğretimde).

Sizler de soru ve yorumlarınızla paylaşımlarda bulunabilirsiniz:) İster buraya yorumlarınızı bırakın ister mail ile ulaşın her birine mutlaka döneceğim:)

Pınar Hanım çok yönlü bir insan ve çok özenli bir anne görüldüğü gibi:) Kendisinin bir yemek tarifi paylaşım sitesi var ilgilenen annelere bunu da duyurmak istiyorum. Lezzetli yemek tarifleri için www.kitcheninred.com  'a bakabilir ve instagramdan kitcheninred adı ile takip edebilirsiniz:)



28 Ekim 2014 Salı

ÇOKLU ZEKA ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ

   Zeka çocuğumuzun ne kadar Matemetik bildiği ile ölçülemez. Ayrıca zeka olduğu yerde duran sabit bir özellik de değildir. Genetik olarak varolan bu özelliğimizi  çevresel etmenlerle geliştirebiliriz.  
   Howard GARDNER’ın açıklamaları neticesinde, öğrencilerin en az sekiz
şekilde öğrenebildikleri tespit edilmiştir. Her öğrencide sekiz alanın tümü mevcuttur, bazıları diğerlerinden daha gelişmiş olabilir. Çocukta birkaç zeka alanı veya hepsi üst düzey gelişmiş olabilir. Bunun tam tersi de görülebilir.
   Çocuğun sahip olduğu ve geliştirdiği zekâ alanları tanımlanabilmekte ve daha da geliştirmesine yardımcı olunabilmekte, daha az gelişmiş alanlarda  da yeni öğrenme yolları keşfetmelerine yardımcı olunabilmektedir.         Çocuğunuzun  öğrenme alanını bilmeniz, onun anlayarak ders çalışmasına katkıda bulunmanızı sağlar. Ayrıca zeka yerinde sayan bir olgu olmadığından daha pasif olan zeka alanlarını harekete geçirmek için hangi etkinlikleri  yapabileceğinizi de öğrenebilirsiniz.
8  Zeka Alanı Nedir?

Şimdiye kadar insanların öğrendiği 8 yol belirlenmiştir. Araştırmacılar daha da fazla olabileceğini söylemektedirler. Verilen maddelerin geneli çocuğunuzda bulunyorsa güçlü olan zeka alanı budur. Çocuk o zeka alanına hitap edildiğinde daha kolay öğrenir. Bir veya birden çok zeka alanı güçlü olabilir. 
  1. Sözel Dilsel Zekası Gelişmiş Olanlar:
  •  Diğer öğrencilerden daha iyi yazar.
  • Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.
  •  İsimler, yerler ve tarihler ile ilgili iyi bir hafızaya sahiptir.
  • Sözcükleri anlamlarına uygun bir biçimde kullanır.
  • Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.
  • Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.
  • Tekerlemeleri, anlamsız ritimleri ve sözcük oyunlarını sever.
  • Okumayı sever.
  •  Dinleme becerisi yüksektir; dinleyerek daha iyi öğrenir.
  • İyi bir hafızası vardır.

Sözel Dilsel Zekayı Geliştirmek İçin:
  • Hoşlandığınız bir hikâyeyi okuyun ve hikâyenin sonunu kendiniz getirin.
  • Başkalarının fikirlerini dinleyin ve onlarla bir tartışmaya girin.
  • Her gün, yeni ve ilginç bir kelimenin anlamını öğrenin ve onu kullanmaya çalışın.
  • Sizi en çok ilgilendiren ve heyecanlandıran bir konuda, bir konuşma hazırlayın
  • Günlük olaylarla ilgili izlenimlerinizi bir günlüğe yazın.
  • Sevdiğiniz türde kitaplar, dergiler, gazeteler okuyun.
2. Mantıksal -Matematiksel Zekası Gelişmiş Olanlar:
  •  Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında çok soru sorar.
  •  Soyut ve kavramsal düşünebilir.
  •  Bilgiler arasında bağlantılar kurar.
  • Güçlü bir muhakemesi vardır.
  •  Matematiksel problemleri kafasında kolayca ve çabucak çözer.
  • Matematik dersini sever.
  • Matematiksel hesaplama oyunlarını ilginç bulur.
  • Mantıksal bulmacaları çözmeyi ve satranç veya dama gibi stratejik oyunları oynamayı sever.
  • Olayları ve nesneleri kategorilere ayırmayı veya onları hiyerarşik olarak düzenlemeyi sever.
  •  Yüksek düzeyde bilişsel düşünme becerisi içeren deneylere katılmayı sever.
  • Yaşıtlarına kıyasla soyut düşünebilme ve sebep-sonuç ilişkisi kurabilme kabiliyetleri çok iyi gelişmiştir

  • Matematiksel/Mantıksal Zekayı Geliştirmek İçin;
    • Hobinizin 4 ana noktasını belirleyin ve bunların her biri altında 4 alt başlık oluşturun.(Hobim: Kitap Okumak / Alt başlıklar: Macera kitapları okumak, Biyografi kitapları okumak,Okuduğum kitaplara benzer öyküler yazmak, Okuduğum kitapların filmlerini izlemek vb.)
    • İki nesneyi karşılaştırma yoluyla düşünme egzersizleri yapın.(Bilgisayar ve tabletin kendine özgü 4 özelliğini ve sonra da bu iki nesnenin ortak 4 özelliğini bulun.)
    • Genelde saçma olduğu düşünülen bazı konularda; gerekçeleri ile ikna edici bir açıklama yapın. (Kıyafetlerle yüzmenin faydaları?Futbolu basketnol topu ile oynamalıyız,çünkü?)

    3. Görsel /Uzamsal/Mekansal Zekası Gelişmiş Olanlar:
    • Haritaları, çizelgeleri ve diyagramları yazılı materyallerden daha kolay okur.
    • Sanat içerikli etkinlikleri sever.
    • Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar.
    • Yaşına göre yüksek düzeyde beceri gerektiren figürleri ve resimleri çizer.
    • Filmleri, slaytları ve diğer görsel sunuları izlemeyi tercih eder.
    •  Bulmaca çözmekten hoşlanır.
    • Renklere karşı çok duyarlıdır.
    • Resimli yayınlardan daha çok hoşlanır.
    • Elinde bulunan materyallere bir şeyler çizer.
    • Daha önce gittiği yerleri kolay hatırlar.
    • Yaşına göre ilginç üç boyutlu yapılar veya modeller oluşturur.
    • Okurken kelimelere oranla resimlerden daha çok öğrenir.
    • Varlıkların görsel imgelerini çok iyi çizer.
    Görsel/Uzamsal Zekayı Geliştirmek İçin ;
    • Fikir veya düşüncelerinizi ifade etmek için "estetik araçlar" la (boya, kil, renkli ve keçeli kalemler gibi) çalışın.
    • Bilerek düş kurun; örneğin hayaliniz,  ailenizle tatile gitmek ise bu tatili olabildiğince görsel olarak detaylandırın.
    • Hayal gücünüzü artıracak çalışmalar yapın; kendinizi bir çizgi film kahramanı olarak düşünün bunu yaparken her ayrıntıyı gözünüzde canlandırın, farklı bir tarihsel dönemde veya masal diyarında olduğunuzu  hayal edin ya da kahramanınızla hayali bir sohbet yapın.
    • Fikir veya düşüncelerinizi başkalarına anlatmak için resim, maket, grafik ya da bir poster yapımı gibi çeşitli tasarım becerilerini kullanın .
    4. Bedensel /Kinestetik/Devinduyusal Zekası Gelişmiş Olanlar:

    •  Duygularını belirgin olarak vücut diliyle ifade eder.
    •  El becerileri iyidir.
    •  İnsanlara, canlı ve cansız varlıklara dokunmaktan hoşlanır.
    •  Bir veya birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdır.
    •  Bir yerde uzun süre kaldığında hareket etmeye, kımıldamaya ihtiyaç duyar.
    Bedensel/Kinestetik/Devinduyusal Zekayı Geliştirmek İçin;
    •  Dramatik bir oyunda görev alın, bir fikir, düşünce veya duyguyla ilgili bir rol yapın.
    • Güncel olayları ya da modern buluşları inceleyerek mimiklerle anlatın (sessiz film oynamak gibi).
    •  Fiziksel etkinlik ve fazla hareket gerektiren, yarışma olmayan bir oyun oynayın, örneğin, düşündüklerini el, kol hareketleriyle: ifade eden bir gurup içindeki insanların isimlerini öğrenin.
    • Halk dansı, koşma, yüzme ve yürüme gibi fiziksel aktivitelere katılın. Ruh halinizi değiştirmek için farklı yollardan yürümeyi deneyin.
    5. Müziksel/ Ritmik Zekası Gelişmiş Olanlar:

    • Şarkıların melodilerini çok iyi hatırlar.
    • Güzel şarkı söyleyebilme sesine ve yeteneğine sahiptir.
    • Bir şarkının makamını, notalarını, eslerini ayırdedebilir.
    • Öğrendiği şarkıları paylaşmak ister.
    • Herhangi bir müzik aletini çok iyi çalar ya da bunun eğitimini almak ister.
    • Konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları ile ritim tutar.
    •  Farkına varmadan kendi kendine mırıldanır.
    •  Ders çalışırken farkında olmadan masaya vurarak ritim tutar.
    •  Çevresindeki seslere duyarlıdır.
    • Bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik eder.
    • Müzik çalan bir ortamda daha verimli çalışır.

    Müziksel Ritmik Zekayı Geliştirmek için ;
    • Ruh halinizi düzeltecek farklı türde müzikler dinleyin; örneğin, stresli bir durumda ya da sınav gibi korku yaratan durumlar öncesinde gevşemek için, enstrümantal müzik çalın.
    • Duygularınızı anlatmak  şarkı söyleyin. Bildiğiniz bir melodi kullanın ve ailenizle ilgili basit bir şarkı besteleyin.
    • İşlediğiniz konuyla ilgili basit bir şarkı yazın.
    • Mırıldanarak, kafanızın içinde değişik titreşimler oluşturun; örneğin, her seferinde ünlü harflerden birini değişik yükseklikte ve kalınlıkta kullanın.
    • Doğanın seslerine kulak verin. Rüzgar sesini, dalga sesini, yağmur sesini vb dinleyin. Odaklanın:) 
    6.  Kişilerarası Zekası Gelişmiş Olanlar:
    •  Arkadaşlarıyla ya da akranlarıyla vakit geçirmeyi çok sever.
    •  Grup içerisinde doğal bir lider görünümündedir.
    •  Arkadaşlarına her zaman yardım eder.
    • Dışarıda iken kendi başının çaresine bakabilir.
    •  Başkaları ile birlikte ders çalışmayı veya oyun oynamayı çok sever.
    • En az iki veya üç yakın arkadaşı vardır ve onları sık sık arar.
    • Başkaları daima onunla birlikte olmak ister.
    • Başkalarına selam verir, onların hatırlarını sorar ve onları önemser.
    • Empati yeteneği çok iyi gelişmiştir.
    • Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla paylaşarak ve öğreterek öğrenmeyi sever.
    Kişiler Arası Zekayı Geliştirmek için ;
    • Okulda aldığınız performans görevi,proje veya herhangi bir çalışma için farklı görevdeki güvenilir arkadaşlarınızla bir araya gelin (takım-küme çalışması gibi)
    • Bir başkasını sadece onun söylediklerine odaklanarak dinlemeye çalışın.
    • Konuşan birini dinlerken aklınıza gelen farklı şeylere "DUR" deyin. Sadece o ne anlatmak istiyor bunu düşünün.
    • Bir kimsenin mimiklerinden, sözsüz ipuçlarından onun ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışın ve daha sonra tahmininizin doğruluğunu kontrol edin.(bunu ailenizden ve yakın arkadaşlarınızdan birilerine yapabilirsiniz:) )
    • Herhangi biriyle konuşmadan iletişim kurmak için farklı yollar bulun. Örneğin yüz ifadeleriyle, vücut şekilleriyle, jestlerle ve seslerle..
    7. Kişiye Dönük /İçsel Zekası Gelişmiş Olanlar:
    •  Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.
    •  Güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır.
    •  Bireysel çalışırken daha başarılıdır.
    •  Amaç ve hedeflerine ilişkin iyi bir anlayışa sahiptir.
    •  Düşünce ve davranışları arasında tutarlılık vardır.
    •  Kendisine her zaman güvenir.
    •  Yaşadıklarında her zaman ders alır.
    İçsel Zekayı Geliştirmek İçin ;

    • Gün içerisinde yaptığınız herhangi bir etkinlik sırasında normalden yoğun dikkat göstermeye çalışın. Kendinizin, düşüncelerinizin,ruh halinizin farkında olmaya çalışın. 
    • Mutlu olduğunuz, kızdığınız, üzüldüğünüz, heyecanlandığınız, korktuğunuz anları düşünün.
    • Kimse sizi eleştirmiyor.  Dışarıdan bir gözlemci gibi duygu, düşünce ruh halinizi izlemeye çalışın.
    • Problem çözme stratejileri ve çözümsel düşünme süreci gibi durumlardaki çeşitli düşünme stratejilerinde taraf olun.
    • "Ben kimim" sorusuna 25 kelimeyle ya da daha kısa bir cevap yazın.Sizi ifade ettiğine inanana kadar  üzerinde çalışmaya devam edin. Bir hafta süreyle her gün yeniden gözden geçirin ve gerekli olduğunu düşündüğünüz düzeltmeleri yapın.
    8. Doğa Zekası Gelişmiş Olanlar:
    • Hayvanlara karşı çok meraklıdır.
    • Açık havada olmaktan hoşlanır.
    • Bahçe işlerini sever.
    • Varlıkları sınıflandırmaya meraklıdır.
    • Farklı bitki ve hayvanlara meraklıdır.
    • Çevre kirliliğine karşı duyarlıdır.
    • Doğa dergilerini okur, doğa belgeselleri izler.
    • Doğa olaylarına meraklıdır.

    Doğa Zekasını Geliştirmek İçin;
    • Doğa gezileri yapmak.
    • Hayvan besleyerek hayvan sevgisini yayın. Evinizde beslemek zorunda değilsiniz, hayvanlar için dışarı su ve yemek bırakabilirsiniz.
    • Çevre bilinci oluşturmak için ağaç dikme çalışmalarına katılınabilir.
    • Botanik bahçesi, hayvanat bahçesi gezileri düzenleyebilirsiniz.


     Her çocuğun öğrenme biçimi farklıdır. Onun nasıl öğrendiğini, nasıl daha keyifle ders çalıştığını bilirseniz çocuğunuz için ders çalışmak ve öğrenmek eziyet olmaktan çıkacaktır. Okul öğretmenleriyle iş birliği halinde olun, sınıfta nasıl olduğunu ve dersi nasıl dinlediğini nasıl daha iyi anladığını öğrenin. Çocuğunuzla konuşun, mutlu ders çalıştığı ve kolay öğrendiği dersleri sorun. Zorlandığı derslerin neden zor geldiğini sorun. Böylece ona çok daha kolay yardımcı olabilirsiniz:) 

    26 Ekim 2014 Pazar

    YGS'YE 139 GÜN KALA

    Sınav yaklaştı, okul sınavlarınız başlıyor ve birikmiş konularınız var. Kısıtlı zamanınız var, ne yapacağınızı bilmiyorsunuz ve panik olmuş durumdasınız!

    Bu durumda olmanızın nedenleri;

    • Düzenli bir ders çalışma planı hazırlamadınız veya hazırda duruyor ve siz yokmuş gibi davrandınız.
    • "Ben planlı çalışamıyorum. Günlere saatlere bölemiyorum.."vb cümleler kurup buna kendinizi koşullayıp her gün ne çalışacağım diye düşünmeniz. 
    • Dersanedeki konuları derste öğrenmediniz, tekrar etmediniz, yeterli soru çözmediniz ve tekrar o konulara dönmek zorunda kaldınız.
    • Okulda LYS konuları işlendiği için ve siz ısrarla öğretmenlerinizin "Bu konuları bu yıl çalışmak zorundasınız, burada öğrenin aradan çıksın!" sözlerne kulak asmadınız.
    • Çok soru çözmeliyim mantığıyla hareket edip okuldaki derslerde de soru çözdünüz.
    • Zorlandığınız derslerde ve konularda pes edip, sevdiğiniz ders ve konuları çalıştınız.
    • Kısıtlı olan zamanınızı etkili planlayamadınız.
    • Yapamadıklarınıza odaklanıp yapabileceklerinizi es geçmeniz.
    Yukarıda saydığım maddelerden belki birkaçını belki hepsini yaptınız ve şu an ciddi bir müdahaleye ihtiyaç duyuyorsunuz. Artık olumsuz düşüncelere ayıracak zamanınız yok. Sakinleşin ve yazımı okuduktan sonra uygulamaya başlayın.

    Şimdi neler yapmalıyım:

    • Geçmiş konulardan eksiklerinizi ders ders not edin(dersanede geldiğiniz konuya kadar) ve kalan zamanınızı çıkarın.
    • Okulda gireceğiniz sınavlar hangi LYS konularına ait bunları da not edin.
    • Siz hem YGS hem LYS öğrencisisiniz. Evet bazı dersleri YGSden sonra çalışabilirsiniz fakat hepsini yetiştiremezsiniz. Okulu burada engel değil kurtarıcı görmelisiniz.
    • YGSye dersane ile birlikte devam edin( daha sonra hız kazanırsanız programınızı günceller ve dersaneden önde gidebilirsiniz). Konu anlatımını dersanede öğrenin, temel soruları kavrayın. Evde konu ile ilgili soruları çözün. Yapamadığınız soruları arkadaşlarınıza, öğretmenlerinize sorun ve hemen halledin.
    • Programınızı haftalara bölün her haftaya hem geçmiş konuyu, hem dersanede öğrendiğiniz konunun soru çözümünü yerleştirin.
    • Geçmiş konuyu tamamen baştan çalışmaya gerek yok, konu özetli soru bankanızdan kısa tekrar ve soru çözümü üzerinden ilerleyebilirsiniz. (Sözel derslerde özetler çıkardıysanız sık sık okuyun.)
    • Haftada 1gününüzü okula ayırabilirsiniz. Yani LYSye ayırabilirsiniz. Konuları çalışıp soru çözümü yaparsınız. Böylece hem sınava hazırlanır hem okul notlarınızı yüksek tutarsınız. (İsterseniz günlere bölün hangisi daha iyi odaklanmanızı sağlarsa onu yapın)
    • Ders çalışmadan hiçbir gün geçirmeyin. Kendinize haftada birkaç saat ödül, motivasyon saati ayırın ve gerçekten mutlu geçirin:) 
    • "Bayram geldi, tatil bugün, en yakın arkadaşımın doğum günü, annemle geziyoruz, misafirler geldi.." vb her şey bahane! Siz şu an her türlü fedakarlıkta bulunarak bir sınava hazırlanıyorsunuz. Hayatınızdaki herkes de sizi önemsediği için size bu süreçte destek olmalı. Planlarını size göre ayarlamalı. Tabii ki ailenizle, arkadaşlarınızla vakit geçirebilirsiniz. Bunu programınızı sarsmayacak şekilde yani programınız dahilinde yapmalısınız. Bir önceki maddede söylediğim gibi kendinize ayırdığınız birkaç saati bir hafta annenize, bir hafta arkadaşınıza bir hafta sadece kendinize ayırabilirsiniz. Sınav bitene kadar hayatı dondurdunuz sonra o kadar hızlı yaşayacaksınız ki buna hiiiçç pişman olmayacaksınız merak etmeyin;)
    • Şimdiden YGSden hemen sonraki haftayı planlayın. Kendinize 1gün veya  çok ihtiyacınız varsa 2gün zaman verin ve sonrasında ne çalışacağınızı mutlaka yazın ve buna uyun. Çünkü öğrencilerin ölü geçirdiği bu hafta aslında ders çalışarak çok daha kolay atlatılabilir. Sonrasında toparlanıp derse başlarken çok zaman ve motivasyon kaybediyorsunuz. Şimdiden hazır olursa bunu bilinçaltınıza da alarm gibi kodlamış olursunuz:)
    Biliyorum az zamanınız var, herkes gibi. Biliyorum çok yoruldunuz, herkes gibi. Peki herkesten farklı olarak yapmanız gereken ne? Çook çalışmak, azmetmek ve başarmak:)
    İstediğiniz üniversiteye gittiğiniz takdirde bu günlerin acısını çıkaracak en az 4yılınız olacak! İstediğiniz bölümde, kampüste keyifle vakit geçireceksiniz. Kalıcı arkadaşlıklarınız olacak, gittiğiniz veya olduğunuz şehri köşe bucak keşfedeceksiniz. Okuyamadığınız kitaplardan fazlasını okuyacak, her akşam bir film izleyecek, yapmak istediğiniz her şeyi yapacaksınız:) Doyasıya uyuyacak, tembellik edecek sonra heyecanla kampüse gidecek arkadaşlarınızla vize haftalarında "YGS-LYS de neymiş oofff!" diye bunalacaksınız:) Şimdi biraz sabır biraz azim , güzel günler yakın:)

    25 Ekim 2014 Cumartesi

    Çocukların Eğitiminde Sporun Önemi


         Evde daha çok zaman geçiren çocuklarımız var artık. Okula gidiyorlar hep sınıftalar, kantindeler ve eve geliyorlar bilgisayarın başındalar. Bu onlar için birçok olumsuzluk doğuruyor. Bu olumsuzluklardan biri de hareketsizlik ve hareketsizliğin getirdikleri! 
         Çocuklar bebekliklerinden itibaren hep hareket halindedir, merak ederler yuvarlanırlar, yürürler, koşarlar, tırmanırlar. Bu olması gerekendir. Fakat bizler onların ellerine telefon, tablet, bilgisayar vb. araçlar verdiğimi için hareket etmeye gerek görmeden meraklarını dindirebiliyorlar. Çocuk için hareket, sosyalleşmek her dönemde önemlidir.
         Okullardaki Beden Eğitimi dersini yıllarca gereksiz olarak gördüler ve hala boş ders mantığınca hareket eden öğretmenler, veliler, öğrenciler var. Oysaki çocuk okulda birçok şey öğrenirken bedenini eğitmeyi de öğrenmeli. Spor faaliyetlerine katılmalı, dalları tanımalı. Kendine göre birini belki birkaçını seçmeli ve başlamalı. Çünkü spor onu hem bedensel hem ruhsal olarak geliştirecek. Zihinsel olarak gelişimini de destekleyecek.

    Spor yaparak büyüyen çocuk;

    1. Daha sağlıklı ve hızlı büyüyüp gelişir.
    2. Aktif bir hayata sahip olduğu için sağlıklı bir yetişkinlik dönemi geçirir.
    3. Obeziteden korunur.
    4. Fiziksel yetenekleri gelişir ve kemik yoğunluğu artar.
    5. Enerjisini atacağı bir yer bulduğu için mutlu olur, kötü alışkanlıklarını terk eder ve kötü alışkanlıklar edinmez.
    6. Düzenli olarak antreman yapacağı için , iç disiplin kazanır. 
    7. Konsantrasyonu artar. 
    8. Takım içerisinde yer aldığından uyum sağlama, hoşgörü, iletişim, saygı duyma, sabırlı olma, azmetme, hedef belirleme, mücadele etme, zaman ve stres yönetimi becerilerini kazanır.
    9. Kendine güveni gelişir. 
    10. Bu becerileri akademik alana da yöneltirse okul başarısı artar. 
    11. Boş zamanlarında yapabileceği, onu geliştiren bir hobisi olabilir;)


    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Nadire Berker, çocukların yaşlarına göre yapabilecekleri aktiviteleri belirtmiş;

    Ana hatlarıyla önerilebilecek aktiviteler:

    Yaş 2-3
    • Bahçede veya oyun alanında koşma, salıncak, oyun bahçesi
    • Su içinde oyunlar
    • Yuvarlanma

    Yaş 4-6
    • Dans, yakalama, elim sende oyunları
    • İp atlama
    • Yakartop
    • Üç veya 4 tekerlekli bisiklet
    • Bu yaştan sonra çocuk takım oyunlarına katılabilir.
    • Önerilen oyunlar
    • Yakalamaca, yuvarlanma, ip atlama, yüzme, ebelemece, seksek, frizbi, yürüyüş, bisiklet

    2-6 Yaş Arası
    Bu yaş grubu çocuklar henüz fırlatma, yakalama, koşma, sıçrama, atlama gibi hareketin temel becerilerini öğrenmektedirler. Bu beceriler merkez sinir sisteminin doğru gelişmesine yardım eder. Bu yaş grubundaki çocuklarda düzenli bir egzersiz programı önerilmez. Temel motor becerileri geliştiren oyunlar oynamak daha doğrudur.

    7-10 yaş arası
    Bu grup çocuklar temel hareket becerilerini edinmişlerdir. Hafızaları ve karar verme yetileri gelişkin olduğundan bazı oyunların stratejilerini kavrayabilirler. Ancak bazı organize takım oyunlarının gerektirdiği karmaşık hareket ve becerileri başaramayabilirler. Bu grup çocukların temel becerilerini daha zor oyunlarda kullanabilmeleri için değişik oyunlar oynanabilir.

    Öneriler:
    Bisiklet, top oyunları, tenis, masa tenisi, paten, dans, jimnastik, futbol, yüzme

    10 yaş ve üzeri
    Artık çocuklar karmaşık aktivite gerektiren takım oyunlarına katılabilirler. Futbol ve basketbolda çocuğun fiziksel güvenliği önemlidir. Fiziksel yaralanma riski dışında yarışma sporları ile birlikte kazanma ve kaybetme de başlar. Çocuklar kaybetmeye tahammül edemeyebilirler. Bu nedenle çocuğun doğru yönde odaklanmasına dikkat etmek gerekir. Bu yaşa dek aerobik veya dirençli egzersiz programlarına başlanması doğru değildir. Ergenliğe kadar uzun mesafe koşularına izin verilmemelidir. 10 yaş üzeri çocuklarda orta şiddette bir aerobik egzersiz programına başlanmalıdır. Sıklık en fazla haftada 3 gün olmalı, antremanlar arası bir gün istirahat edilmelidir. Antreman süresi 30 dakikayı geçmemelidir. Tüm kasları geliştirmek için değişik şekillerde aktiviteler gereklidir.

    Öneriler:
    Organize takım sporları, koşu, paten, bisiklet, ip atlama, aerobik, yüzme, kürek, atletizm.
    (Kaynak:http://www.amerikanhastanesi.org/)




    • Çocukların her yönden gelişimi önemli, hayatlarını mutlu ve sağlıklı geçirebilmeleri için de her  ihtiyaçları karşılanmalı. Burada anne-babalara büyük görevler düşüyor yine. Çocuğunuz küçük yaştan itibaren nasıl yaşamaya alışırsa öyle devam eder. Çocuğunuz tüm zamanını tv veya tabletle geçiriyorsa buna bir an önce dur demelisiniz! Her şeyle ilgilensinler fakat bu aşırı olup diğer  yapmaları gerekenlere engel oluyorsa müdahale etmenizin zamanı çoktan gelmiş demektir.
    • Bunu nasıl yapacaksınız. Sporun önemini anlatarak, tanıtarak. Onunla birlikte hareket ederek. Çocuğunuzu tanıyın, ne yapabilir ne sever nerede mutlu olur. Onun isteklerine kulak verin, önemseyin. Yapmak istedikleri için kaynak bulun ve sevdiği bir dalı seçmesini destekleyin. 
    • Her alanda olduğu gibi buradada popüler olanı değil çocuğunuz için doğru olanı tercih edin;)
    • İster sadece eğlenmek enerjisini atmak için yapsın isterse buna ciddi zaman ayırsın. 
    • Bu etkinliği akademik alanda da başarılı olması için hayatına entegre etmesine yardımcı olun;)

    21 Ekim 2014 Salı

    Sınav Kaygısı Ve Başetme Yolları


    Sınav kaygısı, öğrencilerin sınavlara karşı gösterdikleri duygusal reaksiyonlardır. Belirli bir kaygı düzeyi öğrenme üzerinde olumlu etki yaparken, aşırı kaygı düzeyi öğrenmeyi olumsuz etkilemektedir.

    Kaygının nedenleri neler?

    • Sınava olduğundan fazla anlam yüklemek. Hayati olduğunu, zekanızı ölçtüğünü, başkalarının size bakışını ölçtüğünü, ailenizin size verdiği değeri ölçtüğünü düşünmek.
    • Sınav sırasında başarısız olma korkusu
    • Yeterince çalışmadım korkusu, suçluluğu
    • Süreyi etkin kullanamayacağım düşüncesi
    • Sınavda her şeyi unutacağım fikri
    • Nete odaklanmak
    • Diğer öğrencilerle kendini kıyaslamak
    • Aileyi hayal kırıklığına uğratma korkusu
    • Düzensiz çalışma alışkanlıkları
    • Mükemmelliyetçi yaklaşım

    Kaygı düzeyinizi normal seviyeye nasıl getirebilirsiniz?
    • Kendinizi tanıyın. Neler yapabilirsiniz ve neler yapamazsınız bilin. Ne yapmak istersiniz, nasıl yaşamak istersiniz düşünün. Sadece popüler diye veya çok para kazanılıyormuş diye bir meslek hedefi belirlemeyin kendinize. Gerçekten istediğiniz, yapabileceğiniz size uygun hedefler belirleyin. Bunun için de gerekli kaynakları sağlayın. Dersaneye gitmek, özel ders almak, kitaplar almak, kendinizden fedakarlıkta bulunmak, zaman ayırmak vb gibi. Kendinize uygun hedefler belirlediğinizde ona ulaşabileceğinizi bildiğiniz için yüksek motivasyonla başlar ve çalışırken çok daha istekli olursunuz. Bu da sizi çalıştığınız konuya odaklar ve konuyu anlamanızı sağlar.
    • Ailenizle istediklerinizi ve yapabileceklerinizi paylaşın. Bu süreçte onların desteğine ihtiyacınız olduğunu bilsinler. Eğer ciddi baskı görüyorsanız, siz konuştuğunuzda etki etmiyorsa okul rehber öğretmeninizden bu konu ile ilgili ailenizle görüşmesini rica edin. Belki bu konuda bir seminer verir ve diğer aileleri de bilgilendirir. Siz de birçok kaderdaşınıza ciddi bir iyilik yapmış olursunuz;)
    • Doğru hedef doğru bir çalışmayla gerçekleşir."Tıp istiyorum, kesinlikle doktor olcam ben kesinliikleee!" diyen bir doktor adayının bazı günler soru çözüp bazı günler çözmemesi onda ciddi bir kaygı seviyesi oluşturur. Çünkü herkes bilir büyük hedefler büyük çabalar gerektirir;) Bu yüzden hedefinizi hayal olmanın ötesine taşımak için ona uygun bir çalışma programı oluşturup düzenli bir şekilde çalışmalısınız.
    • Evet ülkemizde sınavlar ciddi önem arz ediyor. Hepimiz bununla ilgili bir uğraş içerisindeyiz. Fakat hiçbir sınav hayati bir anlam ifade edemez! Siz sağlıklı, mutlu olduğunuz takdirde yapmak isteyip de yapamayacağınız çok az şey vardır. Bir sınav sizin zekanızı, değerinizi, ailenizin sizi ne kadar sevdiğini, iyiliğinizi ölçemez! Bu sınav sizin hangi liseye, hangi üniversiteye, hangi bölüme yerleşebileceğinizi söyler. Bu size uymuyorsa siz de gelecek zaman diliminde çalışma koşullarınızı buna göre düzenler ve istediğinize belki daha çok zaman ayırarak yine ulaşırsınız;)
    • Eski olumsuz tecrübelerinize takılıp kalmak yerine onları kullanın: " Ne yaptım olmadı?  Ne yaparsam bu kez başarırım?" diyerek sorun ve cevabı hemen uygulayın:)
    • Rahat,havalandırılmış, düzenli bir ortamda çalışın.
    • Uyku düzeninize, beslenmenize elinizden geldiğince dikkat edin. Çünkü vücudunuzun dengesi hassas ve siz uykusuzken, açken siz değilsiniz:) Bu yüzden kendinizi hırpalamadan , verimli çalışın;)
    • Tamam çay için kahve için ama abartmayın nolur! Beyninizin fazla uyarılması da fazla uyuması kadar sıkıntılı bir durum. Günde 1-2 fincan kahve sizin için yeterli. Elma yiyebilirsiniz, elma da uykunuzu açacak emin olun:) 
    • Haftada birkaç saati kendinize ayırın. En sevdiğiniz şeylerden seçin haftalara bölün, haftada 2 saat hiçbir şey inanın , zaman kaybetmezsiniz. Motive olursanız çok daha verimli çalışırsınız;)
    • "Sınava hazır değilim!", "Zamanım yok işte, yetişmiyor!", " Sınavım kesin çok kötü geçecek!", " Ailemin yüzüne nasıl bakarım" gibi olumsuz cümleler yerine " Zaman azsa ben de etkili şekilde kullanırım;)", " Elimden gelenin en iyisini yapabilirim!", " Başarısız olmam tembel olduğumu göstermez, emek verdim!", " En kötü ne olabilir ki, dünyanın sonu değil!", "Gerekirse yine hazırlanırım.","Ailem beni her koşulda sever tıpkı benim de onları hep seveceğim gibi:)" şeklindeki olumlu cümleler kurun. 
    • Olumsuz düşünceler aklınıza geldiğinde sabit noktaya odaklanmaya çalışın, düşünce akıp gidecektir;) 
    • Bunun yanında küçük nefes egzersizleri yapabilirsiniz:) Burnunuzla derin bir nefes alın. Birkaç saniye tutun ve üç adımda ağzınızdan nefesi geri verin. Bunu birkaç kez tekrar ettiğinizde zihninizin daha sakin olduğunu farkedeceksiniz:) 
    • Bunun dışında fiziksel belirtileri de varsa;kusma, baş ağrısı, tansiyon vb ve kontrol edemiyorsanız uzman yardımı almanızı tavsiye ederim. 
    Hayat boyu ciddi sınavlardan geçiyoruz aslında. Kimini başarıyoruz, kiminde başarısız oluyoruz. Ya da biz böyle sanıyoruz. Attığımız her adımın doğru veya yanlış tarafları olabilir, biz doğrusunu bulduğumuz takdirde yolumuzu biraz uzatmamızın hiç de sakıncası yok:) Kendinize güvenebilmeniz için inanmanız ve düzenli çalışmanız gerekiyor. Sonrası kendiliğinden gelecek hiç merak etmeyin;) 
    Cesur çocuklarsınız hepiniz, her şeyin üstüne gidebilir ve başarabilirsiniz!:) 

    16 Ekim 2014 Perşembe

    Sınav Başarısını Arttırmada Denemenin Önemi

    Yapılan her işi olması gerektiği gibi yapmanız gereken bir zaman dilimindesiniz. Sınava hazırlandığınız bu süreçte önem vererek yaptığınız her işin karşılığını O GÜN alacaksınız;)  Her biriniz kendi programlarınızı oluşturdunuz ve harıl harıl çalışıyorsunuz. Uykunuzdan, ailenizden, arkadaşlarınızdan, dizilerinizden, sosyal hayatınızdan ciddi fedakarlıklarda bulunyorsunuz ve sınavda başarılı olmak için gereken her şeyi yapıyorsunuz! Kiminiz günlük hedeflerle kiminiz haftalık hedeflerle kendi tarzınızda çalışıyorsunuz. Bulduğunuz her yerde, her fırsatta soru çözüyorsunuz. Bazı dersleri ise özellikle belirli saatlerde, en dinlenmiş halinizle, en sessiz ortamda tüm dikkatinizi vererek çalışıyorsunuz!Çünkü bu ders diğerlerinden farklı sizin için, öğrenme biçiminiz farklı. İşte deneme de normal soru çözmekten çok çok farklı! Hepiniz için çok önemli ve gerekli! Size söyleceğim her şeyi uygularsanız garanti ediyorum ki netleriniz artacak ve garanti ediyorum ki sınav sizin için çok daha rahat geçecek!Tek şartım söylediğim her şeyi yapmanız ;)

    Deneme Nasıl Çözülür:
    • Her deneme sizin için gerçek bir sınav gibi olmalı. Her deneme o günün bir provası, bunu kendinize söyleyin ve zihninize kodlayın! Her denemeye bu ciddiyetle girin.
    • Deneme sınıf ortamında çözülür. Evde deneme çözmenize gerek yok. Zamanı geldiğinde branş denemelerinizi  evde çözebilirsiniz.
    • Denemeye gireceğiniz akşam zamanında uyuyun ve erken kalkın. Güzelce kahvaltınızı yapın, tıpkı sınava girecekmişsiniz gibi.
    • Kaleminizi, silginizi, kağıt mendilinizi,suyunuzu alın yanınıza ve rahat giyin. 
    • Deneme anı değil öncesi sınıfta olun, fiziksel ihtiyaçlarınızı gidermiş bir halde bulunun. Hastaysanız ilaçlarınızı almış olarak dememeye girin.
    • Deneme süresince oradasınız, tuvaletiniz gelse de başınız ağrısa da o masadan kalma şansınız yok çünkü sınav bitmedi! Her durumda o süreyi en iyisi şeklinde geçirmelisiniz. Böylece sınav günü ya hasta olursam ya şöyle olursa korkularını bir kenara bırakır , "Daha önce yaptım yine yaparım! "der yolunuza devam edersiniz;)
    • Sınav stratejiniz belirlemeniz gerekli. Hangi dersten başlayacaksınız, hangi taktikle ilerleyeceksiniz, kodlamayı nasıl yapacaksınız vb. karar vermelisiniz. Bunu yapmak için birkaç denemede aklınızdakileri deneyin ve sonuca bakın. Hangisi size uygunsa artık o taktiği uygulayın ve alışkanlık haline getirin. Öğrenciler son birkaç denemede veya daha kötüsü SINAV ANINDA daha önceden yapmadıkları bir yolla çözmeye başlıyor. Bu kesinlikle doğru değil!
    • Matematiği sonlara atmamanızı tavsiye ediyorum. 1. sırada ve 2. sırada deneyin hangisi sizin için uygunsa o şekilde devam edin;) 
    • Deneme anında fazla rahat veya aşırı stresli olmak sizin düşünme ve çözüm yapma kalitenizi düşürür. Bu yüzden çok dikkatli olup her soru ile ilgilenmelisiniz.
    • Yapamadığınız soruyla gereğinden fazla uğraşmayın. İşaret koyun ve diğer soruya geçin. En son dönüp bakın o soruya, çok daha farklı bir gözle bakıp anında çözebilirsiniz;)
    • Öğrenciler sınav zamanı yapamadığı sorular olduğunda ya da deneme çok rahat geçtiğinde etraflarına bakar. Bunu yapmayın. Siz zor durumdayken birileri harıl harıl soruları çözüyor olabilir ve siz bu durumdan gerilebilirsiniz, moraliniz bozulabilir. Ayrıca nefes alıp birkaç dakika kendinizi dinlendirirken, başkalarına bakarsanız zihniniz gereksiz dağılmış olur.
    • Deneme bittikten sonra alabildiğiniz en kısa sürede cevap anahtarını alıp kontrol edin. Soruların çözümünü mutlaka öğrenin. 
    • Deneme sizin doğruları söyleyen dostunuz! Canınızı sıkmak için değil, siz daha iyi olun diye hatalarınızı görmenizi sağlıyor. Bu yüzden sınavın analizini çok iyi yapın. Hangi soruları neden çözemediniz? İşlem hatası mı yapıyorsunuz, yanlış mı okuyorsunuz, soru köküne mi dikkat etmiyorsunuz, çalıştığınız konuda mı eksik var, daha önce görmediğiniz sorularınız mı yanlış? tüm bu soruların cevapları sizin eksiklerinizi kapatmanızı ve bir sonraki sınava daha hazırlıklı girmenizi sağlar. Haliyle bunu düzenli yaptığınızda gerçek sınava kadar tüm eksiklerinizi kapatmış olursunuz;)
    • Düzenli ve özenli çözdüğünüz denemeler sayesinde  eksiklerinizi görür ve çalışmalarınızı buna göre ayarlarsınız böylece sınav stresinizi yenmiş olursunuz.
    • 2 haftada bir dersanede veya okulda çözdüğünüz denemeler yeterlidir. Evde deneme çözmeye çalışmayın ve net odaklı olmayın. 
    • Konularınız tamamen bittikten sonra, sınava 1ay kala branş denemeleri çözebilirsiniz. Bu denemeleri de mutlaka süreli çözün.
    • Çıkmış soruları konulardan sonra çözün sınava yakın deneme olarak da çözün;) 
    Sınava kadar her adım önemli, attığınız her doğru adım sizi hedefinize yaklaştıracak unutmayın. Yazdıklarımı uyguladığınız takdirde inanıyorum ki  çok daha başarılı olacaksınız;) 

    14 Ekim 2014 Salı

    YGS BİYOLOJİ ANALİZİ

    Biyoloji sayısal öğrencilerin sözel ders diye düşündüğü bir fen bilgisi dersi:) Seveni olduğu kadar bir hayli kendisini "gıcık" bulanı da var;) Biyoloji YGS soruları sizi çok hırpalayan sorular değil, bilgi ve yorum gücünüzü dikkatle birliştirirseniz mis gibi netler çıkarırsınız hepiniz;)

    Konulara Göre Soru Dağılımı:
    Ekoloji.                                    2 Soru
    Endokrin Sistem.                    1 Soru
    Bitki Fizyolojisi                      1 Soru
    Hücre Bölünmesi.                   1 Soru
    Bakteri.                                   2 Soru
    Canlıların Temel Bileşikleri.  1 Soru
    Duyu Organları.                      1 Soru
    Kalıtım.                                   1 Soru
    Metabolizma.                          1 Soru

    • Geçen yılki sınavda bu zamana kadar hiç görülmemiş bir soru yoktu. Çıkmış soruları çözmenin inanılmaz etkili olduğu bir sınavdı. 1 veya 2 seçici olan bunun dışında  zor denilemeyecek, normal ve kolay seviye sorulardan oluşuyordu.
    Biyoloji Nasıl Çalışılır:
    • 9., 10. sınıf öğrencileri temel eksikleri varsa  6.,7.,8. Fen ve Teknoloji dersini mutlaka çalışsın.
    • Biyoloji çalışırken okurken anlamakta zorlandığınız konulara önce göz gezdirin, ardından soru çıkarın. Sonra bu sorunun cevaplarını arayarak konuyu okuyun. Konu bittikten sonra soruları cevaplandırın. Konu kavrama testleri çözün, eksik öğrenmeleriniz olabilir bu süreçte bu yüzden konuya bakarak çözebilirsiniz. En son soru bankasından bolca test çözün;)
    • Bu durumda da anlayamıyorsanız, videolu anlatımları izleyip kendi özetlerinizi çıkarmanızı tavsiye ederim. 
    • Ayrıca biyoloji çalışırken düz yazı yazmanın yanı sıra şekilli, kısa cümleli kendinize özgü kavram haritaları çizebilirsiniz. Bu da sizin öğrenmenizi kalıcı kılar ve daha kolay hatırlamanızı sağlar. 
    • Eski konuları tekrar ederken özetlerinizi, kavram haritalarınızı kullanabilirsiniz. Bu yeterli olmaz mutlaka sorularla üstünden geçin konunun;)
    • Çıkmış soruları çözün, öğrenin.
    • Soruları çözerken çok dikkatli olun, verileri kullanın.
    • Bilgi ve yorum gücünüzü kullanacağınız biyoloji soruları karşınıza çıkacaktır, alıştırmalar yapın.
    • İstediğiniz bir konu anlatım kitabı alabilirsiniz. Fem Simetri, Zambak, Güvender olabilir. Birey , Fem,Palme Biyoloji soru bankalarını çözebilirsiniz:) Bunun dışında da kaynaklar tabii ki çözebilirsiniz. (öğrencilerin en çok tercih ettiği ve memnun kaldığı kaynakları yazıyorum eksik olabilir , siz etrafınıza sorun yine :) )
    • Konularınız bitince bol bol deneme çözün, böylece konu eksiğiniz varsa görebilirsiniz. Denemeleri süreli çözmenizi tavsiye ederim:) 
    Bilgi eksiklerinizi tamamladıktan sonra lütfen yorum kabiliyetinizi geliştirecek sorular da çözün. Biyoloji sizi mutlu edebilecek bir ders , sözel değil ezberlemeye çalışmayın. Öğrenin ve uygulayın:) Başarılar...

    13 Ekim 2014 Pazartesi

    Müziğin Çok Yönlü Çocuklar Yetiştirmedeki Katkıları

    Çocukların öğretimi kadar eğitimi de çok önemlidir. Eğitim ailede başlar okulda devam eder. Çocuğunuz sizi model olarak alır. Sizin evin içerisinde, anne-baba olarak birbirinizle ilişkinizde, başkaları ile ilişkinizde karşılaştığınız durumlara verdiğiniz tepkileri öğrenir ve uygular. Öfkelendiğinizde kızıp bağırıyorsanız, efkarlandığınızda bir sigara içiyorsanız, haksızlığa uğradığınızda kırıp döküyosanız bunları o da yapar. Yanlış anlaşıldığınızda sakince kendinizi ifade ediyorsanız, işle ilgili stresinizi çocuklarınızla eğlenerek atıyorsanız, anne-baba olarak birbirinize sevgi dolu davranıyorsanız çocuğunuz bunu uygular:) Şu an ihtiyaç duyulduğu için okullarda da öğretilen "Değerler Eğitimi" evde verilmelidir öncelikle. Çocuk hoşgörülü, saygılı, anlayışlı, uyumlu, adil, düşünceli olmayı evde öğrenmeli. Sizler böyle olmalı, iyi olmayı desteklemelisiniz. Peki sizin yapmadığınız hiçbir şeyi çocuk yapamayacak mı? Tabii ki yapacak. Çocuğunuz spor ve sanatla ilgilenen bir çocuk olsun. Bu yazımda müzik aleti çalmaya değineceğim.  Bir müzik aleti çalamıyor olabilirsiniz, bu durum çocuğunuzda çalmayacak demek değildir! Her çocuk kendine bir müzik aleti seçmeli ve onu çalmayı öğrenme sürecini yaşamalı. "Mutlaka piyano çalsın, ille de keman olmalı " diyerek kendi isteklerimizi dayatmayalım . Flüt çalmak isteyecek belki, belki de gitar bırakalım önce dokunsun ona. Kursa gitsin, evde tımbırdatsın:) Sevsin, ilgilensin ve gelişsin.
    Neden müzikle ilgilensin?

    • Müzik çocuğunuzun işitsel ve görsel düşünme becerilerini birlikte harekete geçirir. 
    • Müzik aleti çalmayı öğrenirken sabırlı olmayı öğrenir.
    • Öğrenme sürecinde hem kursta hem tek başına çalışması gerektiği için düzenli çalışmayı ve bunu ihtiyaç duyarak yaptığı için öz disiplin gelişimini sağlayacaktır.
    • Odaklanmayı , dikkatli olmayı, işitsel becerileri gelişeceği için dersi de daha iyi dinlemesini sağlayacaktır. 
    • Bir hobisi olduğu için eğlenmek istediğinde hep yanında bir arkadaşı olmuş olacak:)
    • Gelecekte bu ilgisi gelişebilir, farklı insanlarla farklı kültürlerle tanışmasına vesile olabilir.
    • Çocuklar oyun oynasın, onlara zarar vermeyecek kadar TV izlesin ve bilgisayarda vakit geçirsin  fakat ruhunu, zihnini geliştrirken mutlu olacağı bir hobisi de olsun.
    • Okulda bu ilgisi ile ilgili olarak koroda, orkestrada yer alabilir bu da sosyalleşmesi ve öz güven geliştirmesi açısından etkili olur. Ekip çalışması yapabilmesini ve liderlik vasfı kazanmasını da destekler. 
    • Araştırmaların sonuçları gösteriyor ki sporla, sanatla uğraşan çocuklar kötü alışkanlıklardan diğerlerine göre daha fazla uzak durmaktadır. Çocuğumuzu her yerde koruyamayız ama ortamını kendisinin seçmesini sağlayarak kendini korumasını öğretebiliriz.
    • Çocuğunuzun mutlu olması ve zihinsel gelişimini destekleyen bu süreç onun akademik başarısını da yükseltecektir.
    Çocuğunuz kesinlikle herhangi bir müzik aleti çalmak istemeyebilir veya uzmanlaşmak istemeyebilir; zorlamayın. İlgisi olduğu her alanda da sonuna kadar destek olun:) Mutlu çocuklar , mutlu gelecek demektir:)

    12 Ekim 2014 Pazar

    İlköğretim 4. ve 5. Sınıfın Önemi

    Hiç şüphesiz eğitimin her aşaması önemlidir. Her bir evre farklı kritik öğrenmelerin gerçekleştiği zamanlardır. 4. ve 5. sınıf da birçok açıdan özeldir. 4. ve 5. Sınıf , öğrencilerin soyut düşünmeye başladığı döneme denk gelmektedir. Artık onların gelecek yıllarda görecekleri "büyük sınıf" derslerinin temeli atılmaktadır. Bu ne demek? Lisede görecekleri Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, İngilizce, Türkçe, Tarih, Coğrafya derslerinin temelleri bu yıllarda atılmaya başlar.

    • Türkçe; okuduğunu anlama her şeyin temeli biliyoruz ki. Çocuklar bu yıllarda okuduğunu anlama, metinle ilgili soruları cevaplama vb alıştırmalarla okuduklarını değerlendirmeyi öğrenirler. İleriki yıllarda kendi cümlelerini kurmalarını istediğimiz çocukların kelime hazinelerini, anlama yeteneklerini geliştirmeleri gerekir.
    • Matematik;   temel işlem becerilerinin öğrenildiği zaman. Tam anlamıyla temel! Matematik gibi doğrusal ilerleyen birbirine bağlı konuların olduğu bir ders için dört işlem bilmeyen bir öğrencinin işi çok zordur! Öğrenciler problem çözme becerisi kazanmalıdır. Verilen , istenen kavramlarını iyi öğrenmelidir. Bilinmeyenlerle karşılaştıklarında neler yapabileceklerini adım adım öğrenmeye başlarlar. 
    • Fen ve Teknoloji; bütün fen derslerinin temeli bu derste atılır. Öğrenciler lisede gördükleri Fizik,Kimya,Biyoloji derslerinin temelini alırlar. Yorum yapabilme yeteneği kazandıkları takdirde de çok daha başarılı olurlar gelecek yıllarda. Lisede bu derslerden akademik başarısı düşük olan öğrencilere ilk söylediğim 4. ve 5. sınıf kitaplarını alıp çözmeleri olmaktadır.
    • Sosyal Bilimler; Tarih,Coğrafya derslerinin temelidir. Çocukların neden sonuç ilişkileri ile öğrenmeye başladıkları sosyal bilimler onları gelecek yıllara hazırlar.
    • İngilizce; Dil küçük yaşlarda öğrenildiği takdirde daha kolay ve etkili öğrenilebilmektedir.
    İyi bir temel her iş için gereklidir. Eğitimde de çok büyük önemi vardır. O zaman temelin sağlam olması için neler yapmalıyız?

    1. Çocuklar okulu sevmeli, severek yapılan her iş çok daha güzel ve doğru sonuçlar verir. Bunun için siz de hayatınızı onların okulunu es geçmeden düzenlemelisiniz. Böylece çocuk okulu bir engel olarak görmeyecektir.
    2. Her çocuğun okuma alışkanlığı edinmesi gerekir. Bunu lütfen eline kitap verip "oku,okusana vb." cümleleri kurarak yapmayın. Daha önceki okuma alışkanlığı kazandırma ile ilgili yazımı okuyun ve lütfen uygulamaya başlayın. Okumayı seven çocukların düşünme, anlama, analiz etme, yaratıcı düşünme vb birçok yeteneğinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
    3. Çocuklar ödevleri eziyet olarak görmemeli. Ödev özellikle küçük yaşlarda onların daha çok pratik yapmaları, kavramları doğru öğrenmeleri için gereklidir. Ödev yapma alışkanlığı kazandırma ile ilgili yazımda detaylı olarak bunu nasıl sağlayacağınızı yazdım, okuyup uygulamanızı tavsiye ederim.
    4. Çocuğunuz kitap okuyor, ödevlerini yapıyor akademik olarak başarı gösteriyorsa endişe etmenize gerek yok. Fakat bu iş tamam deyip ilgilenmeyi de bırakamazsınız! İlköğretim önemlidir , iyi öğrenilmezse gelecek yıllar zor olur. Bu demek değildir ki ilköğretimde başarılıysa ortaöğretimde de başarılıdır! Hayır, çocuklar her dönem farklı yaşantılar içerisindedir. Bu yüzden doğru kontrol ve ilgi devam etmelidir. 
    5. Çocuğunuz okumayı, dersleri sevmiyor ve akademik olarak düşük bir performans gösteriyorsa bu durumu olumluya dönüştürecek yollara başvurmalısınız. Sırasıyla yukarıda yazdığım maddeleri uygulamaya başlamalısınız. 
    "Anne-Baba olarak elimizden geleni yapıyoruz ama eksikleri var.", "Benim zamanım başka onların zamanı başka artık yetemiyorum, dersleri çok değişmiş!","Çalışıyoruz haliyle evde tek başına ne yapıyorsa artık bilmiyoruz." ," Çalışıyor ama yapamıyor!" vb cümleler kuruyorsanız;

    • Her çocuk birbirinden farklıdır. Nasıl farklı yemekleri seviyor, farklı takımları tutuyorlarsa farklı şekilde öğreniyorlar. Onların öğrenme biçimlerini bilerek öğretim yapılmalı. Kalabalık sınıflarda dikkati dağılıyor olabilir, öğrenmeye istekli olmayabilir, eksik öğrenmeleri olduğu için ilerleyemiyor ve demoralize oluyor olabilir. Bunun gibi pek çok problem olabilir başarılı olmasını engelleyen. 
    • Okuldaki öğretmenleri, rehber öğretmeni ile görüşmenizi tavsiye ederim. Bu şekilde çocuklarınızın okulda nasıl olduğunu, karşılıklı neler yapılması gerektiğini görüşmüş olursunuz.
    • Yardımcı olabiliyorsanız siz evde çalışma ortamı oluşturmalı ve eksik derslerine yardımcı olmalısınız. 
    • Yardımcı olamıyorsanız güvenilir, çocuğunuza uyan bir etüd merkezine gönderebilirsiniz. İmkanınız varsa özel ders aldırabilirsiniz. Birebir çalışmalar öğrencinin bireysel özellikleri dikkate alınarak yapıldığı takdirde başarıyı arttıracaktır. Öğrenci-Veli-Öğretmen işbirliği ile doğru ve kalıcı öğrenmeler gerçekleştirilecek ortam oluşturulabilir.Öğrencinin varolan potansiyelini tam anlamıyla kullanması sağlanabilir.
    Sizi istenmeyen sonuca götüren süreçteki adımları değiştirirseniz sonucu da değiştirmiş olursunuz. Çocuklarınız çok kıymetli, onların eğitim ve öğretimleri de onların gelecekleri için çok önemli. Anne-Baba olan sizler her detayı düşünyorken bu çok önemli kısmı da ihmal etmeyeceğinizi biliyorum. Sağlıklı,mutlu,sevgi dolu, kendine özgü ve başarılı çocuklarınız olması dileğiyle:) Unutmayın her çocuk özeldir!:)

    10 Ekim 2014 Cuma

    YGS KİMYA ANALİZİ

    Kimya dersi sayısal alan öğrencileri için tam bir kurtarıcı! Hatta diğer alandan öğrenciler için de yapılacak çok kolay sorular mevcut:)  Bu yüzden kolay deyip es geçilmeden önem verilerek çalışıldığı takdirde büyük bir başarı elde edebilirsiniz;)
    Bu yıl 12.sınıf olmayan tüm arkadaşlarıma tavsiyem ilköğretim Fen ve Teknoloji dersine çalışın sonra 9.sınıf Kimyaya çalışın;)
    12. sınıf olanlar ise aşağıda yazdığım şekilde 9. sınıf Kimya çalışsın:)

    Konulara Göre Soru Dağılımı:
    Madde ve Özellikleri                 1 Soru
    Maddenin Ayrıştırılması.           0 Soru
    Atomun Yapısı.                          1 Soru
    Bağlar.                                        1 Soru
    Periyodik Sistem.                       1 Soru
    Bileşikler.                                   4 Soru
    Kimyasal Değişimler.                2 Soru
    Hayatımızda Kimya.                  1 Soru
    Kimya Kanunları.                       0  Soru
    Çözünürlük.                                2 Soru


    • Diğer yıllardan farklı olmayan bir sınavdı. Kolay denilebilecek bir sınavdı. Yorumdan ziyade bilgi ağırlıklıydı. 
    Kimya Dersi Nasıl Çalışılır:
    YGS Kimya hatta LYS Kimya'nın da temeli 9. Sınıf Kimya konularıdır. Ayrıca ilk konular gayet kolay anlaşılır olduğu için sizlerin çalışma şevkini de arttıracaktır;)

    • Kimya konuları da birbiri ile ilişkilidir. Bu yüzden konulara sırası ile çalışılması ve konu anlaşılmadan bir sonraki konuya geçilmemesi gerekir. 
    • Dersi dinlerken aktif olun, çok iyi not alın ve kavramlar arası bağlantıları kurmaya çalışın.
    • Notlarınızı tekrar edin, formülleri öğrenme tarzınıza göre çalışın( yazarak,konuşarak,kağıda yazıp duvara asarak vb.) 
    • Bol bol uygulama yapın! Konu ve formül ezberlemekle ciddi başarı elde edemezsiniz ama formülleri uygulamayı öğrenirseniz başarı kaçınılmaz olur! Bu yüzden konuyu kavradıktan sonra sorulara geçin. Yapamadığınız sorunun doğru çözümünü öğrenin.
    • Yorum yapabilir duruma gelmeniz için bol soru çözmeniz gerekir. Yorumlayamadığınız soruları arkadaşlarınıza ve öğretmenlerinize sorarak öğrenin ve hemen uygulayın:)
    • Çıkmış soruları çözün.
    • Kimya sorularında %100 başarı elde etmek sizin elinizde! Konuyu iyi kavrayıp, bol soru çözüp, dikkatli olduğunuz takdirde yapamayacağınız Kimya sorusu yok:)
    • Sakın kolay diye konu atlamayın! 
    • "Bu yıl 2 soru çıkmış kocaman konu kim çalışacak!" demeyin seneye 4 soru gelmeyeceğinin garantisi yok! ve unutmayın konular birbiri ile ilişkili;)
    "Kimyayı herkes yapıyor zaten!" diye düşünmüyorsunuzdur umarım!Çünkü herkesin yapabildiği bir dersi yapamadığınız takdirde geri kalırsınız. Her soruyu çözebilirsiniz gayret edin;)

    9 Ekim 2014 Perşembe

    Her Adım Bir Umut:)

    Ne istediğini bilmek o kadar basit olmasa gerek!.. 
    Neden mi?
    Bir kere istemek lazım ..İsteyebilmek.. 
    İsteyebildik diyelim..
    Sınırımızı bilmeyiz biz!.. Birden coşar, pek tabi taşarız..
    İyi bir okulda okumalıyım, saygınlığı olan bir işim olmalı, mükemmel(!) bir sevgilim ..diye uzayıp giden bir istekler listesi çıkarırız ortaya..
    Mutluluğun resmini zihinlerimizde çizer, üstüne keyifle birer kahve içeriz..
    Sonra o mutluluk için tasalanırız!..
    Okumalıyım,çalışmalıyım,sevmeliyim,sevilmeliyim...diyerek minik minik başlayan içimizdeki fısıltıların,dışardaki seslerle bir olup avaz avaz bağırdığını duyarız!..
    Zihinlerimizdeki mutluluk tablosu flulaşır,huzursuzluk ise köşesine bir güzel kurulur!..
    Bu böyle olmaz der sahaya çıkarız!.. okur,çalışır,sever,seviliriz...hep didinir hep çalışır çabalarız..Yetmez!..
    Dişimizi tırnağımıza takar,gecemizi gündümüze katarız..
    Kaçan kovalanır ya..Hayat tam gaz bizden kaçıyor gibi kovalarız!..kimi zaman nefessiz kalır ama peşini bırakmayız!..
    Kendimizi çabalamaya ,kovalamaya o kadar kaptırırız ki niye koştuğumuzu bilmeden devam ederiz takibe!..
    Sonra bi soluklanır..Abi ben n'apıyodum ya, niye koşuyorum ki ben, ne istiyorum??? diye sorarız..
    Döndük mü başa!..
     
    Hayır!..
    Yolun belki onda birini belki yarısını katettik belki de bitişe bir adım kaldı!..İlerledik.. 
    İşin özü başlangıç noktasında değiliz artık!..
    Ve başladığımız gibi değiliz..Saçımız dağıldı,terledik,düştük belki küçük/büyük yaralarımız var,yorulduk,hırslandık,usandık..büyüdük..
    Ardımıza baktığımızda bıraktıklarımızın sesleri kalmıştır artık..Net olmayan görüntüleri..Geriye dönemeyiz biliriz..
    Sorularla bakarız önümüze..uzak..hiçbir şey görünmez..bitmek tükenmek bilmez bir yol!..
    Ne yapacağımızı bilemeden bakarız bir geri bir ileri!..
    Neden sonra olduğumuz yerin farkına varırız!..Etrafımıza bakarız..KENDİMİZE..elimizdekileri sayar,eksiklerimizi saptarız..
    Yeniden isteriz, istediklerimizden vazgeçeriz!..Liseteye yenilerini ekleriz..
    Sonra buruk bir gülümsemeyle bakarız arkamıza,son değildir bu bakış elbet!..Her katettiğimiz yol sonrası döner bakarız yine..Bazen mutlu,bazen hüzünlü..ama vazgeçmeyiz ondan..
    Umutla döneriz yolumuza.. gözlerimizi kısar da bakarız geleceğimize, birşeyler görebileceğimize inanırız yürekten..
    Ve yavaş yavaş atarız adımlarımızı ..hafif ama güçlü adımlarla ilerleriz bu kez!..
    Geride bir çocuk belirir..gülümseyerek el sallar bize..
     
    Ne istediğimizi bilir miyiz?..
    E isteye isteye onu da öğreniriz elbet.. :)

    8 Ekim 2014 Çarşamba

    Dersi Derste Anlayalım!

    Okula başladığınız günden beri duyuyorsunuz bu cümleyi "Ders derste öğrenilir!" . Evet kimse kelime oyunu yapmıyor ya da sizin kafanızı karıştırmaya çalışmıyor. Durum tam da bundan ibaret;) İlköğretim, ortaöğretim veya yükseköğretim öğrencisi olabilirsiniz hiç farketmez,  her ders öğretmenin anlattığı o 40dakika içerisinde öğrenilir. Hani diyorsunuz ya "Öğretmen anlatınca anlıyorum da kendim çözemiyorum:( " bunun nedeni sizin dersi etkili dinlememeniz ve o konuyu tam anlamıyla öğrenememeniz.
    Şu an sıralayacaklarım size çok zor, yapılamaz gelebilir. Çünkü daha önce bunları yapmadınız ama yapılan araştırmalar sonucu sizin en iyi nasıl öğrenebilceğinizi  aktarıyorum. Lütfen dikkate alın, uygulayın ve sonucu görünce bu yazıyı okuduğunuza şükredin:)

     Dersi etkili dinlemek, konuyu ders esnasında kavramak için neler yapılmalı;

    • Derse fiziksel, zihinsel, ruhsal olarak hazır girin.(Uykunuzu iyi almış, fiziksel ihtiyaçlarınızı karşılamış ve kendinizi bu dersi dinlemeye hazır istekli kılın.)
    • Kesinlikle devamsızlık yapmayın. Eğer zorunlu bir durumunuz varsa kaçırdığınız dersin notlarını alın ve çok iyi çalışın. 
    • Dersten wc, telefon vb. nedenlerle çıkmayın. Kaçırdığınız her püf nokta sizi o konudan koparmaya yetecektir.
    • Derse gelirken tüm araç gereçleriniz yanınızda olsun. (Cep telefonu ders aracı değildir! yanınızda olabilir fakat kesinlikle kapalı olmak zorundadır!!! sessiz değil kapalı;) )
    • Dikkatinizi dağıtacak her şeyden uzak olun. ( dışarıyı seyretmeyi seviyorsanız cam kenarına oturmayın, uyumaya yatkınsanız duvar kenarı ve arkada oturmayın.)
    • Derse gelirken önceki konuları çalışmış olmalısınız, Matematik gibi birçok ders birbiri ile bağlantılıdır. Önceki konu eksiğiniz dersi öğrenmenizi zorlaştırabilir.
    • Derse gelmeden sayısal bir ders ise konu başlıklarına bakın, formüllere göz gezdirin. Derste mutlaka çok iyi not tutun. Öğretmenin yaptığı çözümleri doğru bir şekilde yazın. Anlayamadığınız her noktayı sorun. (Hiçbir şey anlamadım soru değildir. Neden bu formülü kullandık? İşlemin şu kısmını anlayamadım? vs diye sorularınızı not edin ve sorun)
    • Sözel bir derse gelirken geçmiş konuları tekrar ettikten sonra konuya göz atın. Sorularınızı çıkarın ve dersi dinlerken sorularınızın cevaplarını da arayın. Öğretmeninizin vurguladığı, önemli diyerek belirttiği her notu özenle yazın.
    • Dersten sonra tekrarınızı yapın ve mutlaka soru çözün. Konu kavrama testleri, konu özetli soru bankaları, çözümlü soru bankaları edinin (seviyenize göre) ve bu kitapları çözerek öğrenmenizi kalıcılaştırın.
    • Derste neden-sonuç ilişkilerini ve konular arası bağlantıları kurmaya gayret edin. Böylece çok daha iyi bir öğrenme gerçekleştirmiş olursunuz.
    • Aktif olun, yazın , soru sorun, soru çözün;) Ne kadar katılımcı olursanız o kadar iyi anlarsınız dersi. (Soru sormak için değil öğrenmek için soru sorun:) ) 
    • Unutmayın siz tenefüsler için okula veya dersaneye gitmiyorsunuz, 40dakikalık dersi tüm algılarınızı açarak dinleyin ve öğrenin:)
    Dersi okulda öğrendiğiniz takdirde size kısa bir tekrar yapıp hatırlamak ve üzerine soru çözerek pekiştirmek kalır. Zaman değerlidir ve siz şu anı ne kadar verimli şekilde geçirirseniz geleceğiniz de o kadar istediğiniz gibi olur;) İyi çalışmalar ve başarılar diliyorum hepinize:)