30 Temmuz 2015 Perşembe

TEOG'da Başarı Sürpriz Değil;)

TEOG'a hazırlanan öğrencilerimden sıkça aldığım soruları blogumdan da yanıtlamak istedim. Bunlara daha önceki yazılarımda da detaylı bir şekilde değinmiştim. Onlara da göz atabilirsiniz:) İlköğretimin hangi seviyesinde olursanız olun yazdıklarım geçerlidir:)

  • 6., 7. veya 8. sınıf öğrencisi olabilirsiniz. TEOG'a okul puanı da dahil edildiği için okuldaki ders notlarınızı yüksek tutmalısınız. Eksik olduğunuz derslerin performans ödevlerini özenle yapmalısınız. 
  • Sınavda Matematik, Türkçe, Sosyal Bilgiler , Fen Bilimleri, İngilizce ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri eşit soru sayısına ve eşit puan getirisine sahip. ( Özel okul tercih edecekseniz bu durum değişiyor. Tercih etmek istediğiniz okulun sitesinden önem sırasına ve hangi derslerin TEOG puanlarının ortalamaya katıldığına bakabilirsiniz.) Bu yüzden her bir derse zaman ayırmalı ve her bir dersi önemsemelisiniz. 
  • Bir dersi en iyi okulda öğrenirsiniz. Sınıfta öğretmeninizi dinlemeli, not almalı, etkinliklere katılmalısınız. Çekingen, parmak kaldıramayan veya tahtaya kalkmak istemeyen bir öğrenci olabilirsiniz; oturduğunuz yerde soruları çözmeniz de sizin derse katılmanız demektir. 
  • Herkes "Tekrar çok önemlidir." der. Bu bir gerçek:) Çok söylendiği için mi yapılmıyor bilmiyorum ama gerçekten önemli! Tekrarı sıkıcı bulduğunuz için de yapmıyor olabilirsiniz o zaman bu halden kurtaralım sizi; konu tekrarını okuyarak, özet çıkararak, kendi kendinize veya birine anlatarak yapabilirsiniz. İnternet üzerinden ücretsiz ve icretli konu anlatım ve soru çözüm videoları izleyebilirsiniz. Kitabınızdaki etkinlikleri ve alıştırmaları çözebilirsiniz. Defterinizdeki çözülmüş soruları bir kağıda yazıp kendiniz çözebilirsiniz. Kavram haritaları hazırlayabilirsiniz; şekil, özet, örnek soru içeren haritalar size sonrası için de genel tekrar olanağı sağlayacaktır. Kendinize özgü yeni yöntemler de keşfedebilirsiniz:)
  • MEB okul kitaplarına önem veriyor. Bu yüzden öncelikle çalışmanız gereken kitap okul kitabınız. Etkinlikler, alıştırmalar, ünite değerlendirme soruları mutlaka çözülmeli ve yapılamayanlar öğrenilmeli. Ardından yardımcı kaynak temin etmelisiniz, tüm dersler yerine branş branş satılan kitapları tercih etmenizi tavsiye ederim. İster konu anlatımlı, konu özetli alın isterseniz soru bankası. Bu kaynaklarda testler basit, orta ve zor sorular içeriyordur. Böylece konuyu yorumlamayı da öğrenirsiniz. Soru çözmeye başlamadan önce konuya çok iyi çalışmalısınız, soru çözerek konu öğrenilmez. Soru çözerek konuyu daha iyi yorumlayabilirsiniz. 
  • Ben okuldan önde olmak istiyorum derseniz okula hazırlıklı gidebilirsiniz. Daha önce belirttiğim gibi videodan konu anlatımı izleyebilirsiniz, konu anlatım kitaplarından çalışabilirsiniz veya özel ders alabilirsiniz. Bilmediğiniz bir konuyu çalışabilmeniz için öncelikle temeliniz iyi olmalı. Ayrıca kendi kendinize anlayabildiğiniz dersleri tercih etmelisiniz. 
  • Geçmiş konularla ilgili eksiklerinizi de kapatmalısınız. Bunun için geçmiş yıllara ait eksik olduğunuz branştan kitaplar alıp çözebilirsiniz.
  • 8. sınıf öğrencileri diğer sınıflara göre daha heyecanlı. Yazı sadece tatil yaparak geçirmeyebilirsiniz ama sadece ders çalışarak da geçiremezsiniz. Doğru, verimli ders çalışma teknikleriyle tüm gün ders çalışmak yerine yeterli düzeyde ders çalışıp kalan zamanda da eğlenebilirsiniz. 
  • Konuları bitirdikten sonra konu ile ilgili TEOG'da çıkmış soruları da çözebilirsiniz. Böylece soru yapılarıyla da tanışmış olursunuz:) 
  • Bir konuyu iyi anladığınızda işin %70ini çözmüşsünüz demektir. Konu ile ilgili düzenli soru çözerek %20sini tamamlarsınız ve kendinize güvenip stres kontrolünüzü de yaptığınızda %10 ceptedir:) Başarılı olmanıza engel ne olabilir ki?:)
  • Kendinize inanın, güvenin ve düzenli çalışın:) Hepinize kolay gelsin:)

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar:) -5-

İnstagrama tamamen öğretmenlik ve koçlukla ilgili paylaşımlarımla öğrencilere ve velilere faydalı olmak amacıyla katıldım ama instagramın bana bu kadar faydalı olacağını hesaplayamamıştım. Çok farklı, bilgili, duyarlı, sevgi dolu, çalışkan, mutlu, heyecanlı öğrencilerle tanıştım:) Bu güzel öğrencilerden biri de Bensu:)
12.sınıf öğrencisi olan Bensu ve arkadaşları okullarında uluslararası bir projeye katıldılar. Bu projeyle ilgili Milliyet gazetesinde haberleri yayınlandı ve ben heyecanlandım:) Bu pırıl pırıl çocuklar ne yapmış merak ettim. Bir öğrenci lisede sadece ders çalışmamış üstüne kendine hem akademik hem sosyal başarı kazandıracak bir projede yer almış! Bu benim için çok güzel ve mutluluk verici bir durum. İstedim ki Bensu bize anlatsın, benim sevgili öğrencilerim de bu örnekten yola çıkarak farklı bir bakış açısı kazansın;)
Bensu ile verimli bir sohbet gerçekleştirdik, keyifli okumalar diliyorum:)


Merhaba Bensu:) Bize kendinden bahseder misin?

Merhaba, ben Bensu Halulu.18 yaşındayım. 4 yıldır Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde okuyorum, fakat dersaneler kapatıldığı için ve okuluma çok uzak oturduğumdan lisedeki son yılımı Uğur Hazırlık Liseleri'nin Beylikdüzü şubesinde tamamlayacağım.

Cağaloğlu Lisesi güzel bir lise. Bu okulda öğrenci olmak için  neler yaptın, nasıl çalıştın?:)

Benim ortaokul zamanımda SBS vardı, her yıl sınava giriyorduk. Neredeyse bütün arkadaşlarım bu yüzden 3 yıl dersaneye gittiler. Fakat ben haftasonları dinlenmek istediğim için ve kendi başıma yeterli derecede ders çalıştığım için dersaneye gitmedim. Her okul yılı 1 ay denedim, fakat sonra dersaneyi bıraktım. Haftasonları erken kalkmak pek bana göre değildi :) Onun yerine haftada bir tane matematik, bir tane fen özel dersi alıyordum. Gayet yeterli oluyordu.Ben test çözmekten çok, konuları en ayrıntılı şekilde öğrenmeye çalışıyordum.  Dersleri hep okulda öğreniyordum, anlamadığım bir yer olunca kesinlikle öğretmenime soruyordum. Konunun mantığını anlayana kadar da konu çalışmaktan, araştırma yapmaktan vazgeçmiyordum. Ben bir şeyin mantığını anlayamadan öğrenemeyen bir öğrenciydim. Eğer mantığıma yatarsa bir şey, kolay kolay unutmazdım. Belki klişe gelecek ama ben çok çalışmaktansa, verimli çalışmaya inanan biriyimdir. Yani basit, kalitesiz, üstünde düşünmeden günde 300 soru çözmektense; üstünde düşünerek 100 kaliteli soru çözmeyi tercih ediyordum. Önemli olan ne kadar soru çözdüğün değildi bence. Önemli olan soruların mantığını anlamak ve konuyu iyicene öğrenmekti. Zaten bu ikisini halledince, önüme çok ilginç bir soru gelse de mantığımı kullanarak soruları çözüyordum. Ama en önemli nokta anlamadığın soruları kesinlikle bir öğretmene sormak.Ben eğer anlamadığım yerleri öğretmenlerime yılmadan sormasaydım, ezberleyip geçseydim kesinlikle SBS’de yüksek bir puan alamazdım. Bence başarının anahtarı bu. Çözülemeyen sorular çözülmediğiyle kalırsa o çözülen 200-300 sorunun hiçbir yararı olmaz kişiye. TEOG’a hazırlanan arkadaşlarıma diğer bir önerim, zorlandıkları derslerden, konulardan kaçmaktansa, aksine onların üzerine gitmeleri. Anlamak için gayret sarf ettikçe, zamanla konuları daha iyi anlayacaklarına ve anladıkları için de sevmeye başlayacaklarına eminim.

Kesinlikle doğru bir çalışma anlayışına sahipsin. Öğrenci konuyu derste öğrenmeli, anlamadıklarını sormalıdır.  Konu tamamen anlaşıldıktan sonra soru çözmek gerekir. Yorum kabiliyetini geliştiren sorular çözmek de konuya hakim olmak açısından çok önemlidir. Her zaman vurguladığım gibi mutlaka ama mutlaka yapılamayan sorular arkadaşlara öğretmenlere sorularak doğru çözüm yolları öğrenilmelidir. Bu güzel çalışma tarzınla iyi bir lisede okumaya hak kazandın. Bensu nasıl bir lise öğrencisidir, burada çalışmaya nasıl devam ettin?

Akademik açıdan, azimli bir öğrenciyim. En iyisi ben olmalıyım gibi bir hırsım yok fakat yapabileceğimin en iyisini yapmaya çabaladım hep.Bu süreçte de kendimi hırpalamadım hiçbir zaman. Kimi öğrenciler tamamen kendini derslerine adar. Hiçbir zaman öyle bir öğrenci olmadım. Herkesin bir yapısı vardır.Ben öyle çok , sıkı çalışma temposuna gelebilen biri değilimdir.  Yine de derslerime, notlarıma hep önem verdim.  Özellikle sınav haftası boyunca sıkı çalışıyordum. Lisemde de 4 yılın ortalaması alınınca okul 7.siyim. Elde ettiğim sonuçtan gayet memnunum.Sosyal açıdan da aktif biri olmuşumdur her zaman. Dostluklara çok önem veren biriyimdir. İlköğretim arkadaşlarımla hala sık sık görüşürüm, liseden de edindiğim birçok iyi dostum var. İnsanları, insanlarla iç içe olmayı çok seven biriyimdir.Bu yüzden de insanlarla iç içe olabileceğim bir alanı seçtim; TM öğrencisiyim. Herkes bana “Senin derslerin çok iyi, neden TM’yi seçiyorsun?” dedi. Ben de onlara TM mesleklerinin bana daha uygun olduğunu düşündüğüm için seçtiğimi anlattım. İnsan sevdiği şeyi yapmalı bence. Kimseye kulak asmadım ve doğru bildiğim şeyi yaptım. Hala da derim, “Yaptığım en doğru seçim, TM’yi seçmekti.” diye. Lise boyunca bir sürü kursa katıldım: buz pateni, keman, tiyatro. Bunların yanı sıra yazı yazmayı çok seven biriyimdir. Birkaç senaryo yazma girişimim oldu, hikayeler yazdım. Şiir de yazmaya başladım bu sene, hatta okul dergisinde yayınlanacak yazdığım iki şiirim.

Hem akademik hem sosyal açıdan başarılı bir öğrencisin. Sadece okula gidip gelmek olmamış lise senin için, kendini de geliştirebildiğin bir dönem olmuş. Kendini tanımış, potansiyelini farketmişsin ve bunları açığa çıkarmışsın. Liseden sonrasını hayal ettin mi, hedeflerin neler?:)

Şu an en çok istediğim şey iyi bir üniversiteye girebilmek tabii. Hedefim; Boğaziçi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler okumak.Fakat üniversite konusunda fikirlerim değişiyor. Koç'u da düşünüyorum,çok emin değilim hala. Diğer hayalim ; fantastik bir kitap serisi yazmak. Öyle serileri okumayı çok sevdiğimden kendim de yazmak istiyorum ama bu bayağı zaman ve emek isteyen bir şey.Üniversitede denemeyi düşünüyorum ama. Gerçekleşmesi için daha uzun zaman gereken bir hayalim ise, ileride mesleğimde çok başarılı olmak. Küçüklüğümden beri hep insanlara yararlı olmak ve kendimden büyük bir şeyin parçası olmak istemişimdir. Üniversiteden sonra da çalışacağım yeri bu doğrultuda seçmeyi düşünüyorum.

Bu şekilde devam ettiğin sürece hedeflerini adım adım gerçekleştireceğine inanıyorum. Ayrıca fantastik kitaplara bayılıyırım! Kitabın çıktığında alıp okumak isterim,belki benim için imzalarsın da:) Çok yönlü bir öğrencisin, bunu takdir ediyorum. Okulda bir proje yapıyorsunuz, bizi bu konuda bilgilendirir misin?

Teşekkür ederim:) Yaptığımız projenin adı "Çevrecilikle Kurulan Köprüler", Almanca adıyla "Umwelt baut Brücken". Bu proje Türkiye ve Almanya'nın 4 yıldır birlikte yürüttüğü bir proje. Projenin temel amaçları : gençlere çevre bilinci kazandırmak ve farklı kültürler tanımalarını sağlamak. Bu projeye Almanya'dan 12, Türkiye'den de 12 okul katılıyor. Her okulun bir kardeş okulu oluyor.Bizim kardeş okulumuz Rudolf-Koch-Schule'ydi.Almanya'da ve Türkiye'de okulların iki ayrı araştırma konusu, her okulun da birbirinden farklı konusu oluyor.Türkiye'deki konumuz  "pillerin geri dönüşümü"ydü; Almanya'daki ise,  Heidelberg Eğitim Yüksek Okulu ve Klaus Tschira Vakfı'nın yaptığı çalışmalardı. Bu iki konu hakkında araştırmalar yaptıktan sonra gazetede yazılarımız yayımlandı. Her okulun anlaşmalı gazetesi oluyor.Bizimkisi Milliyet'ti.Almanların da yazdığı yazılar Almanya'da bir gazetede yayımlandı .Kasım ayında Alman arkadaşlarımız bize geldiler. Herkesin bir partner öğrencisi vardı. Bir hafta boyunca partnerlerimiz bizimle kalıyordu.Bu bir hafta ,araştırma ve İstanbul gezileriyle geçti.Genellikle okul bitimine kadar araştırma yapıyorduk veya yaptığımız araştırmalardan elde ettiğimiz verileri kullanarak gazete yazılarımızı yazıyorduk. Kalan zaman bize aitti. Topluca İstanbul'u geziyorduk, beraber sohbet ediyorduk. Bizim grup da  Almanya'ya Mart ayında gitmişti. Orada da araştırmalar yaptık ve yazılarımızı yazdık. Türkiye'de olduğumuz zamanlarda ara ara toplantılar yapıyorduk. Ayrıca projenin sitesinde blog yazıları yazıp, yayımlıyorduk. Çevre hakkında veya proje hakkında olduğu sürece istediğimiz konuyu yazmakta özgürdük. Fakat yazıları Almanca yazma zorunluluğu vardı.Ayrıca her öğrenci grubu bu projede sadece 1 yıl yer alabiliyor. Bizden sonraki dönemden seçilenler seneye bu projeye katılacaklar. Ayrıca fotoğraf, gazete yazıları ve blog yazıları dallarında yarışmalar da düzenleniyor, okullar ödül alıyor. Bizim okul her sene en az 1 ödül alıyor.Bu başarıda bize her açıdan yardımcı olan, yön gösteren projeden sorumlu öğretmenimiz Eyüp Gökalp'in payı büyük. Ona buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Sizi bu projeye yönlendiren öğretmeniniz Eyüp GÖKALP'i, bu tarz bir projede yer alan seni ve arkadaşlarını tebrik ediyorum. Bu projeler hem bireysel hem toplumsal gelişimler sağlamaktadır. Bu tarz proje yapmak sana neler kazandırdı?

Bu proje benim için gerçekten unutulmazdı. Uluslararası bir projenin parçası olmak müthiş bir duygu. İnsanın kendine güvenini, takım içerisinde çalışma becerisini artıran bir fırsat. Aynı zamanda bilinç de kazandırdı bana. Çevre için aslında birey olarak ne kadar az şey yaptığımı ve Türkiye'nin bu konudaki yetersizliğini görmüş oldum. İyi ki bu projede yer alabilmişim diyorum. Bu sayede araştırma ve yazı yazmanın beni ne kadar mutlu ettiğini keşfetmiş oldum.

Sadece ders çalışmayan, kendini hem akademik hem sosyal açıdan geliştiren bir öğrencisin. Bu sosyal beceriler senin kişisel özelliklerine de katkıda bulundu mu? Öğrenci arkadaşlarına küçük tavsiyelerin varsa bizimle paylaşır mısın:)

Önceden de bahsettiğim gibi bazı arkadaşlar kendilerini tamamen derse adıyorlar,ama bu doğru bir tutum değil. Şimdi çok başarılı olabilirsiniz ama ileride gerçek hayata atılınca sosyal becerilerin de akademik başarılar kadar önemli olduğunu göreceksiniz . Hayat sadece dersten ibaret değil.Benim bu yazıyı okuyan arkadaşlara tavsiyem kendi sınırlarını zorlamaları, fırsatları değerlendirmeleri. "Ben bunu yapamam, ben bu alanda yetenekli değilimdir kesin" diye düşünmek yerine karşılarına fırsatlar çıkınca fazla düşünmeden değerlendirmeleri. Bu sayede önceden fark etmedikleri yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfedebilirler. Zayıf oldukları alanlarda da kendilerini geliştirebilirler. Kendimden biliyorum. Eskiden daha çekingen, daha az girişken bir insandım. Topluluk önünde pek konuşamazdım. Okulda katıldığım etkinlikler(oratoryo, tiyatro gibi ) benim özgüvenimi artırdı. Artık topluluk önünde rahatça konuşabiliyorum ve eskiye oranla çok daha girişkenim. 
Ayrıca kendilerine bir hobi bulmaları gerektiğini düşünüyorum. Hobileri hiçbir zaman , zaman kaybı olarak görmedim ben . Aksine hobiler stres azaltan, mutluluk veren aktiviteler. Ayrıca stresi azalttığından çalışma verimini de artırdığını düşünüyorum. Hatta bu yüzden son senemde olmama rağmen bir süredir istediğim latin dansları kursuna başlayacağım. Çünkü sınav yılı çok stresli oluyor ve insanın stresini azaltacak, kafasının dağılmasına yardımcı olacak bir hobiye ihtiyacı var. Haftada hobinize ayırdığınız 2-3 saatlik bir süre sizden bir şey götürmez, aksine kazandırır.
Biraz uzun yazdım ama buraya kadar sabırla okuduysanız teşekkür ediyorum, arkadaşlar. Okulda ve hayatta başarılar diliyorum size :)

Seninle tanıştığım için çok mutlu oldum Bensu, zaman ayırdığın için ve bizi bilgilendirdiğin için sana çok teşekkür ediyorum:) İnanıyorum ki seneye istediğin üniversitede istediğin bölümü okuyor olacaksın :) Sana mutlu ve başarılı bir hayat diliyorum :)

14 Temmuz 2015 Salı

Okulda Akademik ve Sosyal Başarı..

Hayatımız boyunca birçok sınavla karşılaşacağız ama bu demek değil ki hayat sınavlardan ibaret:) Hayat bizim seçimlerimizden, aldığımız kararlardan, attığımız adımlardan, duygularımızdan, düşüncelerimizden, sevdiklerimizden, sevmediklerimizden ve daha birçok sürprizden oluşuyor;) 

Şu an okul hayatında olan sizler bu yılları yaşarken hep bir sonraki adıma hazırlanıyorsunuz. İlkokul bitiyor derken liseye kayıt başlıyor..Daha dün YGS'ye hazırlanıyordunuz ,şimdi üniversite için tercih yapıyorsunuz..Yeni üniversitenize kayıt yaptırıyordunuz ya bir bakmışsınız iş başvurusunun sonucunu bekliyorsunuz:) Her yeni gün yeni bir umut, yeni sürprizlerle sizi bekliyor:) Peki her şey hayatın size sunduğu beklenmeyen anlardan mı ibaret? Siz bunlara nasıl erişiyorsunuz?. Ya da hayata nasıl hazırlanıyorsunuz?

Okul bu konuda size yardımcı olan en önemli kurumlardan. Orada hayatınızın önemli bir bölümünü geçiriyor, yeni bilgiler öğreniyor, arkadaşlıklar kuruyorsunuz. İlköğretimde kişilik oluşturmaya başlayan sizler , ortaöğretimde( lisede) ergenlik dönemiyle tanışıp yeni değişimlere uğruyorsunuz. Bu yüzden gittiğiniz okulu seçmeniz, okulu sevmeniz, okulda verimli zaman geçirmeniz çok çok önemli.   Okul sadece derslerden ve o derslerden alınan notlardan ibaret değil. Bu okulun akademik kısmı. Yani sizin aldığınız notlar sizin akademik başarınız. Nedir akademik başarı? Zihinsel çalışmalarınızın karşılığıdır. Örneğin matematik dersini ne kadar iyi anlayıp uyguladığınızdır. Akademik başarı kesinlikle önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Bir insanın sadece zihinsel potansiyeli yoktur ki. Fiziksel ve psikolojik potansiyelini de kullanmalıdır her insan. Bu yüzden okul sadece matematik, kimya, edebiyat gibi derslerden ve bu derslerden alınan notlardan ibaret değildir. Akademik başarı sosyal başarıyla desteklenmelidir. Sosyal başarı nedir diyeceksiniz şimdi de!:) 

Sosyal başarı; iletişim becerilerinde başarılı olma, bulunduğu ortamda kendini iyi bir şekilde ifade edebilme, fiziki ve sosyal çevresi ile ilişkilerinde dengeyi koruyarak kendini ifade edebilmek demektir. Bulunduğu ortamın doğal ve sağlıklı bir üyesi olmak demektir. Kendi gibi olabilen ve kendini en iyi bir şekilde ifade edebilen demektir. Grup içerisinde birlikte iş yapabilen ve grup içerisinde bulunabilen birey sosyal bir bireydir. Bunları ortaya koyduğunuzda sosyal başarınızla kendinizi, hem okulda hem de aile çevrenizde önemli bir başarının altına imza atmışsınız demektir. Bir okul aynı zamanda sosyal başarı da kazandırmalıdır size. Bunu tek başına ne öğretmen ne idareci ne öğrenci yapabilir. Bu okul-aile-öğrenci işbirliği ile bir sonuca ulaşır. Ne işe yarar bu sosyal başarı? Bakıldığında doğrudan sınav kazanmada etkisi yok gibi görünse de size kendinizi daha iyi hissettirir ve özgüveninizi artırır. Bu da sınav süreci için önemli bir özelliktir.  Bir ortama girdiğinizde görünmeyen olmak yerine kendini ifade edebilen bir birey olmanızı sağlar. Okulda veya iş hayatında veya özel hayatınızda farklı insanlarla bir arada uyum içerisinde zaman geçirebilmenizi sağlar. Bir fikrin, bir insanın peşinden körü körüne gitmenizi engeller. Kişiliğinizi sağlam temellere oturtmanızı sağlar. 

Gerçek başarı akademik ve sosyal başarıyı dengede tutabilen insanlarındır. Bu yüzden bulunduğunuz okulda derslerinize çok iyi çalışırken spor, sanat, kültür faaliyetlerine de katılmayı ihmal etmeyin. Bir müzik aleti çalmayı öğrenin veya bir spor dalıyla ilgilenin, sevdiğiniz türden kitaplar okuyun ve resim yapmayı deneyin, okul gezilerine katılın, okulda yapılan projelerde yer alın,  arkadaş edinin. Bunlar sizi iyi birer öğrenci yapmakla kalmayıp başarılı birer insan da yapacaktır:) Bu güzel temelleri okulunuzda atın. Bunu yaparken size öğretmenleriniz ve aileniz destek olacaktır. İşe onlara kendinizi güzelce ifade etmekle ve ekip olmayı teklif etmekle başlayın:) 

Her çocuk özeldir ve farklı özelliklerle donatılmıştır :) Bunu açığa çıkarmak sizin elinzde:) 

10 Temmuz 2015 Cuma

TEOG'a Neden ve Nasıl Çalışmalıyız?

TEOG 'a hazırlanan öğrenciler için küçük tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Öncesinde bu sınavın neden önemli olduğuna değineceğim. TEOG'un açılımı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı'dir. Sizler ilkokulu bitirip liseye başlayacaksınız. Temel çok önemlidir evet ama devamı da bir o kadar önemlidir. İyi bir lisede okumak iyi bir üniversite okumanın da ilk adımıdır aynı zamanda. Eğitim ve sosyal olarak lisede kendini geliştiren öğrenciler üniversitede akademik ve sosyal başarılarını çok daha yukarılara taşıyacaklardır. Öncelikle iyi bir lise size iyi bir eğitim vaad eder, öğrenciler akademik olarak başarılı olduğu için tatlı bir rekabet ortamı oluşturur ve grup çalışmalarına fırsat tanır. Seviye olarak hemen hemen aynı öğrencilerle bir arada olmak sizi motive eder, çalışma azminizi arttırır. Spor, kültür, sanat faaliyetleriyle de desteklerseniz çok güzel bir lise hayatı yaşamış olursunuz:) Bu yüzden yapmanız gereken birkaç şey var;)

  • Defteriniz, kitabınız, kalem ve silginiz daima yanınızda olsun. Böylece derse fiziksel olarak hazır olmanız psikolojik olarak da sizi hazır hale getirecektir.
  • Kaçıncı sınıfta olursanız olun dersi derste öğrenin! Bir öğretmenin 40dakikada anlattığı konuyu siz çok daha uzun süre çalışmak zorunda kalırsınız. Bu yüzden derste öğretmeninizi iyi dinleyin, aktif olun, not alın, düşünün, anlamadığınız yeri sorun, örnekleri çözmeye çalışın.
  • Okuldan eve döndüğünüzde dinlendikten sonra günün tekrarını yapın. Bu konu özeti çıkararak, soruları yeniden çözerek, test çözerek veya hepsini birden yaparak da olabilir. Nasıl daha iyi anlıyor ve daha uzun süre hatırlıyorsanız o şekilde tekrar edin.
  • Okul kitabınızdaki tüm etkinlik ve alıştırmaları çözün. Ünite bittiğinde mutlaka değerlendirme sorularını çözün. Yapamadığınız sorular olabilir, bu çok normal. Evde yardım alabileceğiniz birileri varsa onlara sorun yoksa okulda arkadaşlarınıza veya öğretmeninize sorun ve doğru cevabı öğrenin. 
  • Yardımcı kaynaklar edinin. Konuyu dinleyip tekrar ettikten sonra buradan sorular çözün. Farklı sorular çözmek konuyu kavramanın en iyi yollarından biridir. Bunu sık yaparsanız karşınıza çıkacak sürpriz soru sayısını da en aza indirmiş olursunuz:)
  • İlk dönem yapılan TEOG daha az konu ve birkaç derste yılın daha kolay anlaşılır konularını içerdiği için öğrencilerin yüksek puanlar alabileceği bir sınavdır. 1. sınavınız ne kadar iyi olursa 2.sınava o kadar yüksek bir moralle hazırlanırsınız. Kendinize güveniniz , çalışma isteğiniz artar:) Bu yüzden ilk konular kolay diyerek az çalışmak yerine elinizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edin.
  • Çıkmış TEOG sorularını ve MEB'in web sitesinde yer alan konu kavrama testlerini çözün. Böylece sınavda çıkabilecek soru tarzlarına aşina olursunuz. 
  • Bu çalışmaları yaptıktan sonra hafta bir kez kendinizi ödüllendirin; bu aile ile bir aktivite , arkadaşlarla eğlence veya kendi kendinize zaman geçirmek olabilir. Sizi daha motive edecektir, zaman kaybı olarak görmeyin:)
  • Oyun oynamak, bilgisayarda vakit geçirmek, tv izlemek, telefonla uğraşmak vs. bunlar güzel şeyler ama kararınca yapılmazsa zararı dokunacaktır. Bu yüzden planlı, olabildiğince düzenli bir çalışma tarzınız olursa her şeye vakit ayırabilirsiniz. Hem unutmayın iyi bir lisede öğrenciyken de bunları yapabilirsiniz:)
  • Yardıma ihtiyacınız olan dersler olabilir bununla ilgili ailenizle görüşerek destek alabilirsiniz. Herkes her dersi aynı seviyede anlayamaz, bu bir eksiklik değildir. Daha fazla  ve doğru tekniklerle çalışma ile başarı sağlanabilir;)
  • Bu yıl 8. sınıfa giden öğrencilerim güzel bir tatil yapın, dinlenin, eğlenin, enerji depolayın:) Kendinizi yormadan, sıkmadan da ders çalışın tekrarlar yapın. Temel eksikleriniz varsa bunları çözün. Kendi anlayabilceğiniz konuları önceden çalışmanızda bir sakınca yok, böylece sınavdan önce tekrar edecek bol zamanınız kalır:)
  • Fiziksel ve psikolojik sağlınız her şeyden önemli, bu yüzden uykunuz, yeme-içme düzeninize de dikkat edin. 
Her öğrenci bir potansiyelle dünyaya gelir, sizler de elinizden geleni yaparsanız bu potansiyeli kullanmış olursunuz. Başarı şans ile elde edilmez,  emek vermeli ve çaba göstermelisiniz:)

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar:) -4-

Sevgili Yağmur(@ygslyskasiyoruz) ile yaptığımız röportajın devamını da sizlerle paylaşıyorum. Kendisine t detaylı, bilgilendirici cevapları için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Özellikle vurgulamak istediğim Yağmur bir kişi. Bu serüven O'nunki. Herkesin bir sınav serüveni olacak, hedefine doğru yol alırken benzer sıkıntılar yaşayacağınız gibi farklı durumlarla da karşılaşacaksınız. Siz Yağmur gibi olmak zorunda değilsiniz, O'nun gibi çalışmak, O'nun hedefini hedeflemek zorunda değilsiniz. Sizden önce bu süreci yaşamış ve hedefine ulaşmış bir arkadaşınızın başarıya ulaşma yollarından örnekler çıkarıp kendi hedefiniz için çalışmalısınız. Keyifli okumalar:) 


YGS VE LYS’ye nasıl çalıştın ve hangi kaynakları kullandın bize detaylı bir şekilde anlatır mısın?
YGS ve LYS’ye  birlikte çalıştım diyebilirim. Zaten LYS konularını 11.sınıfta sıkı takip ettim, ikinci dönem de YGSye başlayınca beraber gitmeye başlamış oldu. Her gün YGS çalıştım, tabi ki aralarda molalarım oldu. Okul sınavları için LYS de çalışınca beraber ilerletmiş oldum. YGS’den sonra ise hep LYS kasmaya başladım. Yazın ise ağustosa kadar çok nadir çalıştım diyebilirim. 12.sınıfın ilk dönemi ise YGS’ye ağırlık verdim okulu aksatmadan. Okul zaten bana LYS desteği sağlıyordu. Özel derste de LYS matematik ağırlıklı gitmem iyi oldu. Dershanede YGS, özel derste LYS devam ettik.Denemelere ise çok erken başladım. Herkes hocalarım dahil sınava bir ay kala başla derken ben konularım tam olmasa da YGS’ye 3 ay kala deneme çözmeye başladım. Ve kötü netlerden iyi netlere yükselişi gördükçe şevkle çalıştım. Eğer moralinin bozulmayacağını temin ederse bir öğrenci, kesinlikle denemelere erken başlayıp yükselişini görmeli. Çoğu şey de deneme ile öğreniliyor. Onun dışında her hafta dershanemizin denemesine de girmeyi ihmal etmedim ilk günden itibaren.
Kaynak önerilerime gelecek olursak:
*YGS TÜRKÇE: FEM soru bankası, FEM konu anlatımlı kitap, ODTÜ soru bankası
*YGS MAT1: FEM konu özetli soru bankası, A YAYINLARI konu anlatımlı, FEM ilk adım
*YGS SOSYALl: FEM soru bankası tarih, FEM konu anlatımlı tarih, KÖRFEZ soru bankası tarih, FEM coğrafya soru bankası
*YGS FEN: bir tmci için ideal kitap KÖRFEZ fen bilimleri konu anlatımlı.
(YGS kaynaklarımın çoğu dershanemden ötürü FEM idi.)
-LYS EDEBİYAT: ALTIN ANAHTAR sb, FDD edebiyat bilgileri sb, LİMİT sb, LİMİT konu anlatımlı, FEM soru bankası, FEM konu anlatımlı
-LYS COĞRAFYA: BİLFEN sb
-LYS MAT2: KAREKÖK trigonometri, KAREKÖK0 türev, APOTEMİ türev, FEM soru bankası, KÜLTÜR soru bankası, FEM ilk adım, BİREY yayınlarının pdfleri
*Matematik için bir önerim daha var. 9'dan beri her sene "Esen yayınları konu özetli soru bankası" kullandık sınıfça. Dünyanın en güzel kitabı diyebilirim. Temel atmada çok faydalı.

Ygsden sonra nasıl çalıştın, ara verdin mi? Ygs ve lys çalışma tarzında farklılık var mıydı?
Ygsden sonra 4-5 gün debelendim. Mola gibiydi benim için. Birçok kişi gibi tam anlamıyla kendime gelemedim. Ama kazananın en çabuk toparlanan olacağını biliyordum. Arkadaşlarım arasında en önce ben toparlandım. Hedeflerim için bir sayfa daha açtım kendime. LYS çalışma tarzım daha değişik oldu. YGS kadar motive değildim açıkçası. Günlük soru sayısı hedefi koymadım. YGS çalışırken 250 soru çözmek çok kolay. Ancak LYS’de öyle değil, mat2 bayağı vakit alıyor. Bu nedenle 250 soruya ulaşamayınca moral bozukluğu yaşıyordum. Soru sayısından çok minik ödevlendirmelerle ilerledim. 

Sınava hazırlanma süreci uzun bir maraton gibi. Her güne aynı motivasyon ve enerjiyle başlamak zor. Birçok öğrenci bu süreci yaşıyor ama herkes aynı devam şekilde devam edemiyor. Bunu bir öğretmen olarak çok normal görüyorum. Peki seni motive eden neydi, yolun başından sonuna kadar gelmeni ne sağladı?
Beni bu süreçte motive eden en önemli şey hayalimdi. Belki de hedefimin hayaline aşıktım. Ben yapı olarak politik bir gencim. Ülkemiz hakkında oldukça araştırmalar yapıyor ve güncel olayları takip ediyorum. Adalete olan inancım gereği düzeni sorgulamaya başladım. Ve hayalimi bu yönde şekillendirdim: adil bir gelecek, adil bir ülke. Bu hayal beni motive etti. Bunun haricinde elbette arkadaşlarım ve ailemin motivasyon çalışmalarını yadsıyamam. Arkadaşlarımın yapamadıkları bir soruyu 'Yağmur çözer.' diye bana getirmeleri bile benim için büyük motivasyon kaynağıydı. Babamın insanlara benden gururla bahsetmesinin verdiği güçten bahsetmiyorum bile :)

Geleceğini, yaşadığın toplumu düşünmen ve hem kendin hem insanlar için bir şeyler yapmak istemen çok güzel. Seni takdir ediyorum güzel düşüncelerinden ve çabalarından dolayı
J Tabii ki içten motivasyonun olduğu aşikar. Yorulduğun, bunaldığın zamanlar oldu mu ve bu durumları nasıl atlattın?
Beni zorlayan en büyük şey YGS'den sonraki psikolojimdi. Bir süre atamadım üzerimden, YGS’ye ciddi manada emek verdim. Ancak sınavda bunların karşılığını aldığım söylenemez. YGS sonrası LYS çalışırken bir süre "Bu sınavda çıksa yine yapamayacak mıyım, şimdi yapıyorum ama ya o zaman? A şıkkını işaretliyorum ama ya B ise?" diye okuduğunuzda bu kız paranoyaklaşmış diyebileceğiniz düşüncelere kapıldım. Ama zamanla çalıştığım şeyleri başardığımı gördükçe üstümden attım bu hissi. Beni en çok zorlayan bu oldu diyebilirim. Tek  çare korkunun ecele faydası olmadığını görüp korkunun üstüne gitmekmiş. 


Zorlanman çok normal. Bunu atlatabilmek bırakmayı tercih etmek yerine daha çok çalışıp üstesinden gelmenden de çok güzel;) Ailen seni nasıl destekledi?
Ailemin özellikle bu sınav serüveninde maddi manevi çok desteğini gördüm. Maddi olarak dershanede burslu olduğumdan oraya harcama yapmasalar da özel ders, kitap alışverişi vs hiçbir zaman kısıtlama yapmadılar sağ olsunlar. Ve az çilemi de çekmediler; saçma sapan triplerim, ağlama krizlerim vb. Her zaman başaracağım o günü hayal ettirdiler bana. Onları çok seviyorum. 

Liseden mezun bir öğrenci olarak  sence okul hayatını nasıl geçirmek gerekiyor?
Bence okul hayatında sosyallikle dersleri dengede tutmak gerek. Sadece sosyal olursanız geleceğinizi kaybedebilirsiniz. Sadece ders çalışırsanız ise ciddi psikolojik hasarlar oluşturursunuz kendinizde. Önemli olan bizlerin de birer birey olduğunu unutmadan hayallerimizi sosyalliğimizi kenara bırakmadan bir okul hayatı geçirmek gerekiyor.


Sosyal medyayı kullanmayı neden tercih ettin vekullanırken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Ben oldum olası sosyal medya hesaplarını aktif kullanan bir gençtim. Twitterı ilk çıktığı yıllardan beri, instagramı ise yaklaşık 4 senedir aktif olarak kullanıyordum. 11.sınıfın yazında kişisel hesabımdan sınav hesaplarını takip etmeye başladım. Hatta ilk takip ettiğim kişi de sevgili @ygslyshesabi'dır. Bir gün neden ben de böyle bir hesap açmayayım diye düşünürken kendimi hesabımın bio'sunu yazarken buldum. Felsefem her zaman güneşin bizim için doğacağı güne inanmak oldu, inanç oldu. İnsanlarla iletişim kurmayı, sosyalleşmeyi sevdiğimden bildiklerimi onlarla paylaşmayı seçtim. Sistemin bizi rakip olarak görmeye diretmesine karşın, neden dost olmayalım ki dedim. Ve nitekim bugün 7000 küsür kişilik bir aile olduk.
Ama internet koca bir derya, kendinize dur demezseniz rüzgar alır götürür sizi. Amacınızdan da saparsınız hayallerinizden de. Evet ben bir anlamda kendimi birilerine karşı sorumlu hissetmek için açtım bu hesabı, yaptıklarımı paylaşayım, hesap vereyim ki motive olayım mantığı da vardı. Ve bu mantığı kaybetmemek için çok çabaladım açıkçası. Çünkü bir paylaşım yapıp saatlerce elimde telefon takılı kaldığım günler de oldu ve  zararlarını da gördüm. Bu yüzden paylaşımımı yapıp telefonu bırakmayı yeğledim hep. Molalarımda sorulara yanıt verdim, bildirimlerime baktım. Ve şunu söyleyebilirim ki, sizden yararlanan insanların bir duası bütün yorgunluğunuzu alıp götürüyor. Ve onlara yardımcı oldukça inanıyorum ki Allah da bana yardım etti, o güzel insanların dualarıyla bir şeyleri başardım. Önemli olan her şeyi kararında yaşamak. Ve çok şükür ben dengeyi tutturdum. İsteyince telefon da kenara bırakılıyormuş tablet de.


İçtenlikle ve yardımcı olmak adına verdiğin her yanıt için teşekkür ederim sanaJ Son olarak sınavlara hazırlanan öğrencilere neler söylemek istersin:)
Ve genç yoldaşlar; hedefinizi belirleyin, masanıza koyun ve olana kadar çabalayın. Unutmayın bizim ülkemizin artık genç, dinamik ve düşünen bireylere ihtiyacı var. Kimseyi umursamayın, hayaliniz sizin hedefiniz sizin. Ve size inanmayanları mahçup etmek de sizin elinizde. Varsın inanmasın size kimse, siz kendinize inanırsanız bu iş tamam. Ben inanıyorum ki hepinizin bir güneşi var. Çoğumuzunki henüz doğmadı. Bizim yardımımızı bekliyor. Güneşinizi doğurtmak sizin elinizde. Eğer inanırsanız, güneşin sizin için doğacağı günler yakındır. Ve unutmayın ki, sizin hedefinizi sizden önce başaran birileri varsa bunu başarmamanız için hiçbir sebep yok. Kendinizi küçümsemeyin, en büyük hayalleri başaranlardan biri siz olacaksınız. Bu ülkenin sana bana ihtiyacı var. Birbirimizden başka kimimiz var? Sen yarın doktor olacaksın beni tedavi edeceksin, ben yarın avukat olacağım seni savunacağım. Dünya bu. Hayaller ve emekler üzerine kurulu. Emek verenlerden biri olmak istiyorsan,
Bir ömür öküz olacağına, bir sene inek ol genç dostum! :)




7 Temmuz 2015 Salı

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar :) -3-




Yine ilginizi çekecek, faydalı olacak, farklı bir bakış açısı kazandırarak sizi motive edecek bir röportaj ekledim sayfama:) Sevgili Yağmur ( @ygslyskasiyoruz) ile gerçekleştirdik bu sohbeti :) Kendisine bana zaman ayırdığı için ve sizlere faydalı olmaya çalıştığı için çok çok teşekkür ediyorum :)   
Yağmur her bir sorumu detaylı bir şekilde yanıtladı, burada bana ve O'na yönelttiğiniz birçok sorunun cevabını bulacaksınız. İki kısımda yayınlayacağım sohbetimizin ilk kısmını sizlerle paylaşıyorum, devamını da yarın ekleyeceğim bir aksilik olmazsa:) Bunlar dışında sorularınız olursa buradan veya instagram hesabımdan(@zynpbnck) bana yine ulaşabilirsiniz;)

 
Bize kendinden bahseder misin Yağmur :) Ve tabii ki arkadaşlarının, sınava hazırlananların en çok merak ettiği Ygs-Lys sıralamanı bizimle paylaşır mısın? ;)


Merhaba:) Ben Yağmur Erkişi. 1 Ağustos 1997 doğumluyum. Aslen Zonguldaklıyım ancak 4 senedir tayin sebebiyle Bartın'da ikamet ediyorum. Bartın Davut Fırıncıoğlu Anadolu Lisesi'ni bu yıl (2015) birinci olarak tamamladım. Ygs5 sıralamam 53.417, Tm3 sıralamam ise 5840. Tm3 yerleştirmem ise 5116.





Bir hedefin var mıydı? Hedefe sahip olmak sana neler kazandırdı ve bu hedefi gerçekleştirebildin mi? :) 

Bir hedefim her zaman oldu. Liseye başlarken ilk hedefim inanır mısınız bilmem ama eğitim öğretim hayatımı hiç teşekkür almadan hep takdirle bitirmekti. İlk senenin sonunda not ortalamasında birinci olduğumu gördüğümde ise bir hedef daha eklendi serüvenime. Okul birincisi olabilmek! Sonrasında meslek seçimi kısmına doğru ilerledik. Lise1'de psikoloji diye tutturmuş olsam da lise ikinin sonlarına doğru hukuk istediğimin farkına vardım.  Minik hedeflerim yahut üniversite hedefim her zaman beni belli bir çizgide tuttu. En basitinden 9 ve 10.sınıftayken okul derslerimi, 11 ve 12'deyken ise YGS-LYS serüvenimi düzgün bir şekilde ilerletmeme olanak tanıdı, tıpkı karayollarındaki beyaz çizgiler gibi doğrultumu gösterdi yön verdi hayatıma. Hep güneşin kendim için doğacağı o günü hatırlattı, sabahları uyanma sebebi oldu hayallerim hedeflerim. Sabah uyandığında "Hukuk için, hedefin için günaydın!" yazısıyla güne başlayan biriydim 12.sınıf boyunca. Ben öyle diyeyim siz anlayın katkısını :) Ve hedefimi erkenden belirlememin meyvelerini yavaş yavaş almaya başladım. Bu uzun hayat serüveninde ilk meyvem sınav sıralamam oldu. İlk senemde bu sıralamayı elde etmem hedefime olan inancımın göstergesidir!

 
Okulda akademik olarak başarı düzeyi yüksek bir öğrenci olduğun aşikar:) Peki sosyal olarak nasıl bir öğrenciydin?


Okulda "sosyal inek" olarak tanınan biriydim diyebilirim. Lise 1'in sonunda "Okul birincisi olacağım." diyen bir çılgındım aslında. Daha sonra arkadaşlarım da buna alıştı. Beni resmen gönüllerin birincisi yapıp bana öyle destek oldular ki birinciliği elde ettim 4 senenin sonunda. Derslerde elimden geldiğince çevreme de yardımcı olmaya çalıştım, bunun yanında da sosyal aktivitelerde etkin olmayı başarınca arkadaşlarımın deyimiyle sosyal inek oluverdim gözlerinde :) 


11.sınıfın ilk dönemi sonunda bir erkek arkadaşım oldu. Hala birlikteyiz ve genelde insanların en çok sordukları bu : “Sosyallikle ders veya erkek arkadaşla ders nasıl birlikte yürütülebiliyor?” Bence her zaman insan hayallerine gönülden bağlıysa diğer etkenler ancak kişiye destek olabilir. Lise hayatım boyunca gerek tenis turnuvalarına katıldım gerek gezilere. Gerek bir günümü tamamen erkek arkadaşıma ayırdım gerek dostlarıma. Ama her zaman derslerimle sosyal hayatın çizgisini korumaya çalıştım. Ve  bunu başarmış olacağım ki, hayallerimin ilk adımını gerçekleştirmeme çok az kaldı. Sosyal inek olarak tanınıp hem derslerime hem sosyal hayatıma vakit ayırabilen biri olarak bu serüvene yeni başlayan ve serüvenin içinde olan arkadaşlara sesleniyorum : “Hayallerinize gönülden bağlıysanız diğer etkenler hep size destek!”

 
Sadece okul derslerine mi çalıştın Yağmur, YGS-LYS ' de bu sıralamayı elde eden bir öğrenci ne zaman çalışmaya başladı tam olarak sınava?

Lise 1'de koyduğum okul birinciliği hedefimden dolayı 4 sene boyunca dersleri aksatmamaya çalıştım açıkçası. İlk senelerde önceliğim her zaman okul yazılılarımı yüksek tutmak oldu sonrasında deneme sınavları da eklendi bu listeye. Ve 11.sınıfın ikinci dönemi kendimi YGS temposunda buldum. Aslında dediğim gibi hep tempodaydım ama YGS kitaplarını elime aldığım tarih 11. sınıfın ikinci dönemidir. LYS'ye ise şu tarihte başladım diyemem. 11. ve 12. Sınıfı daha bilinçli ve sıkı takip ettiğim için belirli bir başlangıç tarihim yok. Ancak YGS'den sonra genel tekrarlara başladım ve özellikle matematikte 10.sınıf konularını hatırlama amaçlı trigonometri vb baba konulara dönüş sağladım. Edebiyatta ise 12'yi sıkı takip etmemin çok faydasını gördüm,  özellikle 11.sınıfta LYS odaklı çalışıyordum.

 

Bilinçli olman, liseye başlar başlamaz düzenli bir çalışma temposuna girmen seni daha 9. sınıfta kendisiyle yarışan bir öğrenci haline getirmiş. Sınıfın ilerledikçe önünde beliren sınava daha da sıkı çalışmaya başlamışsın. Peki bu düzenli çalışmayı yapmanda sana destek olan kurum veya kişiler oldu mu? Varsa bunların artıları nelerdi?

Dershaneye 11.sınıfta başladım. 11.sınıfta dershaneyi sıkı takip ettim ve artılarını gördüm. 12.sınıfta ise dershaneye kayıtlıydım ancak daha çok deneme sınavlarına gidiyordum. Çünkü sözel derslerde ikinci kez dinlemekten hoşlanmıyorum. Okulda dinlediklerimi dershanede tekrar dinlemek yerine evde tekrarları tercih ettim. Matematikte ise 4 sene boyunca özel ders aldım. Tek özel ders aldığım ders matematik oldu. 4 sene aksatmadan aynı hocamla devam ettiğimden bana bir koç gibi davrandı. Ve 12. sınıfta ayrıca dershanede matematik görme gereği duymadım. 9-10-11'de haftada bir gün aldığım dersim 12.sınıfta haftada 2 iki güne çıktı. Böylece eksiklerimi daha rahat kapattım. Özellikle 11. sınıftaki matematik temelimi sağlam atmamın faydalarını 12.sınıfta gördüm çok. Hocamın verdiği tekrar dersleriyle konuyu hatırladım ve pratik yaptım. Bu nedenle konuyu öğrenmekte özel ders hocam, pratik ve sınavlarda dershaneme minnet duyuyorum.

 
ÖSYM'nin yaptığı sınavlar da birer maraton gibi. İyi bir koşucu olabilirsin ama potansiyelinin tamamını kullanmanda sana yardımcı bir koça ihtiyaç duyarsın. Sen kendi içsel motivasyonunu, azmini, çalışma şevkini ve tabii ki yeteneğini bu koçla ve dershaneyle birleştirince ortaya çok güzel bir sonuç çıkmış. Seni başarıya götüren bir çalışma programın var mıydı? Bunu kim hazırladı ve nasıl uyguladın?

Çalışma programım şöyleydi. Özel ders hocam dediğim gibi koçum gibiydi, kendi alanı yani matematik konusunda ödevler veriyordu o şekilde ilerliyordum. Özel derste işlediğimiz örneğin türevi bir sonraki derse kadar tekrar edip sorularını çözmek programımı oluşturuyordu. Diğer derslerde ise, kendime minik ödevler veriyordum. Ben çabuk sıkılan biriyim. Birkaç kez aylık veya 2 haftalık uzun programlar hazırladım, uyamadım. Planımda değişiklik oluyordu, bir gün aksıyordu devamını getiremiyordum. Bundan dolayı sabah kalkıp minik hedeflerimi not almaya başladım. Bitirdikçe rahatlıyor, günün programını tamamlamanın huzuruyla devam ediyordum. Ve 11.sınıfın ikinci döneminden itibaren soru sayılarımı yazdığım bir defterim oldu. En azından YGSye kadar hiç aksatmadım. 20 soru ya da 200 soru kaç soru çözersem çözeyim hep yazdım defterime. Böylece tempomu kontrol altında tuttum, aynı bir diyet gibi. Gevşediğiniz günün ertesi günü toparlama imkanı sunuyor bu uygulama. Ve son olarak YGS için günde en az 250 soru gibi bir limitim vardı.

 

 


3 Temmuz 2015 Cuma

Üniversite Tercih Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz

O gün geldi:) 4 yıllık Lise serüveniniz bitti ve yepyeni bir heyecan farklı bir süreç "Üniversite" sizi bekliyor:) Bunun için çalıştınız, uykunuzdan fedakarlıkta bulundunuz, bazen hayatınızı ertelediniz ama yapamadığınız her şeyi ve fazlasını keyifle yaşayacağınız bir döneme adım atıyorsunuz. Bunun için önünüzde tek bir aşama var artık, Tercih:)
"Hangi üniversiteye hangi bölüme gideceğim?":

  • Puanınıza , başarı sıralamanıza bakmadan önce ne düşünüyordunuz? Ne istiyordunuz? Siz neler yapabilirsiniz? Neler yapamazsınız? Hangi meslek size göre? Hangi mesleğe asla ait olamazsınız? İstedikleriniz ve istemedikleriniz neler? Bu soruları kesinlikle cevaplayın.
  • Üniversitelerin tanıtım günleri var, gidin yerinde görün. Aklınızdaki soruları onlara yöneltin. Evet özellikle özel üniversitelerin her biri kendine öğrenci almak isteyeceği için fazlasıyla reklam yapacaktır ama bu onların imkanlarını görmenizi de sağlayacaktır. Burs koşulları, yurt dışı bağlantıları ve iş imkanlarını her şeyi sorup yerinde bilgi alabilirsiniz. 
  • Şehir dışı tercih yapabilirsiniz. Şehir dışında okumanın avantajları ve dezavantajlarını düşünün. Maddi imkanlarınızı, kaynaklarınızı değerlendirerek tercih yapın. Gitmeyi düşündüğünüz üniversitenin bulunduğu şehri, ilçeyi, kampüsü araştırın. Ulaşım, yurt, ev  koşullarına bakın. Sosyal medyadan fotoğraflarına, o yerle ilgili yorumlara da ulaşabilirsiniz:) 
  • Her üniversitenin internet sitesi mevcut. Oradan kampüse, profosör,doçent öğretim görevli sayısına, fakülte ve bölümlere ulaşabilirsiniz. İlgilendiğiniz bölümün akademik takvimine, en az dört yıl okuyacağınız derslere göz atabilirsiniz. Sosyal kulüplerine, faaliyetlerine, düzenlediği etkinlik ve kongrelere buradan ulaşıp  sizi çeken veya iten tarafları görüp doğru değerlendirme yapabilirsiniz.
  • Asla yapmamanız gerekense istemediğiniz bir bölümü sadece puanınız yetiyor diye yazmak. Bu sizi çok büyük ihtimalle mutsuz edecektir!
"Nasıl Tercih Yapmalıyım?":

  • Ne isteyip istemediğinize karar verdiniz. Hangi şehirlerde okuyabilirsiniz araştırdınız. Hangi üniversite, fakülte ve bölümde okumak istediğinizi biliyorsunuz. Şimdi yapmanız gereken bu istekleri kağıda dökmek ve sıralamak:)
  • Başarı sırası puana ve yüzdelik dilime göre daha az hata payı içerir. Çünkü sınavın zorluk derecesine göre puanlar değişse de herkese zor veya kolay olduğu için sıralama daha az değişikliğe uğrar. Bu yüzden bölümlerin taban puanlarına bakarken hangi sıralamayla almış bakmak daha garantili bir yoldur.
  • Unutmamanız gereken bu sıralamaların geçmiş yıllara ait olduğu ve bu yılki tercihlere göre değişip şekilleneceğidir. Bu yüzden tercih yaparken en çok istediklerinizi başarı sıralamanıza bakmadan en üst sıralara ve garanti olacak şekilde daha az istediklerinizi( başarı sıralamanızın altındaki yerleri )de son tercihlerinize yazmalısınız.
  • Örneğin 60bininci öğrenciyi düşünelim. Hukuk fakültesine gitmek istiyor. Hukuk fakültesinin özel bir şartı var 40binden daha aşağısını almıyor. Bu öğrencinin devlet üniversitelerinden Hukuk Fakültesini yazması ölü tercihtir. Elbette sıralayı geniş tutmalısınız ama sınırları da bilmelisiniz. Tıp, Hukuk gibi bölümler her zaman aynı düzeyde talep edilir. Bu yüzden sıralaması ciddi bir değişikliğe uğramaz.
  • Fakat bu her bölüm için geçerli değildir. 2013 ve 2014 verilerine bakın sadece 2014e değil. 2013te 100bininciyi alan bölüm 2014te 90bininciyi almış olabilir. Bu yüzden sıralamanızı dar tutarsanız sıkıntı yaşayabilirsiniz.
  • Bol miktarda tercih şansınız var korkmadan en üst tercihlere en çok istediğiniz yerleri yazın. Ardından sıralamanıza yakın ve çok istediğiniz yerleri başarı sırasına göre yazın. Son olarak da daha az istediğiniz ve sıralamanızdan aşağıda kalan garanti gelecek yerleri yazın.
  • Yaptığınız sıralamayı birkaç gün tekrar gözden geçirin, değişiklik yapmak istiyorsanız yapın. Tekrar yaptığınız sıralamayı gözden geçirin ve fikirlerine önem verdiğiniz kişilerle görüşün. Okul, dersane rehber öğretmeninizle görüşün. Ailenizle paylaşın. Sonra da bu işlemi resmi olarak yapın.
  • Sıralama konusunda tereddüt etmeyin çünkü gelişmiş tercih robotları zaten sizin için bunu yapıyor. Size kalansa ne isteyip istemediğinizi belirlemek ve onlar içinden elemek. 


Her şey gönlünüzce olsun, her birinize başarılar diliyorum:)

2 Temmuz 2015 Perşembe

TEOG Tercihlerindeki Değişiklikler

1. TERCİH SAYISI ARTTI; Geçen yıl 15 olan tercih sayısı bu yıl 25’e çıkarıldı. Öğrenciler istek sırasına göre toplam 25 okul tercihi yapabilecek.

2. TEK LİSTE OLACAK; Farklı okul türleri tek listede tercih yapılabilecek.

3. ÖZEL OKUL KAYITLARI DAHA ERKEN YAPILACAK; Özel okulları tercih eden öğrenciler ‘Özel Okula Kayıt Yaptırdım, Tercih Yaptırmayacağım’ butonunu tercih ederek o okullara kayıtlarını yaptıracak. Ancak Anadolu lisesinde boş kontenjan olursa ve taban puanı öğrencinin puanına uygunsa devlet okuluna başvurunun önü açık olacak.

4. YERLEŞEMEYENLER NAKİL İSTEYECEK: Yaptığı tercihlerden birine yerleşemeyen öğrenciler, otomatik olarak açık liseye kaydedilecek. Ancak bu öğrenciler, boş kontenjan olması durumunda nakil isteyebilecekler.

5. NAKİL İÇİN 5 TERCİH HAKKI OLACAK: Nakil başvurusu yapacak öğrencilerin bir değil, 5 tercih hakkı bulunacak. Merkezi olarak yapılan yerleştirmelerle öğrenciler uygun olan okullardan birine yerleşmeye hak hazanabilecek.

6. NAKİLLER CUMA GÜNÜ AÇIKLANACAK: Nakil başvuraları pazartesiden perşembeye kadar alınacak ve Cuma günü sonuçlar açıklanacak.

7. 20 PUANIN ALTINDA YERLEŞTİRME YAPILMAYACAK; İlk yerleştirmenin ardından kalan boş kontenjana başvuran öğrenciler en fazla 20 puan altına kadar okula kabul edilebilecek.

8. NAKİLLER AYDA BİR DEFA YAPILACAK: Nakil dönemi okullar açılmadan tamamlanacak, daha önce haftada bir yapılan rutin nakiller bundan sonra ayda bir defa yapılabilecek.