7 Temmuz 2015 Salı

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar :) -3-




Yine ilginizi çekecek, faydalı olacak, farklı bir bakış açısı kazandırarak sizi motive edecek bir röportaj ekledim sayfama:) Sevgili Yağmur ( @ygslyskasiyoruz) ile gerçekleştirdik bu sohbeti :) Kendisine bana zaman ayırdığı için ve sizlere faydalı olmaya çalıştığı için çok çok teşekkür ediyorum :)   
Yağmur her bir sorumu detaylı bir şekilde yanıtladı, burada bana ve O'na yönelttiğiniz birçok sorunun cevabını bulacaksınız. İki kısımda yayınlayacağım sohbetimizin ilk kısmını sizlerle paylaşıyorum, devamını da yarın ekleyeceğim bir aksilik olmazsa:) Bunlar dışında sorularınız olursa buradan veya instagram hesabımdan(@zynpbnck) bana yine ulaşabilirsiniz;)

 
Bize kendinden bahseder misin Yağmur :) Ve tabii ki arkadaşlarının, sınava hazırlananların en çok merak ettiği Ygs-Lys sıralamanı bizimle paylaşır mısın? ;)


Merhaba:) Ben Yağmur Erkişi. 1 Ağustos 1997 doğumluyum. Aslen Zonguldaklıyım ancak 4 senedir tayin sebebiyle Bartın'da ikamet ediyorum. Bartın Davut Fırıncıoğlu Anadolu Lisesi'ni bu yıl (2015) birinci olarak tamamladım. Ygs5 sıralamam 53.417, Tm3 sıralamam ise 5840. Tm3 yerleştirmem ise 5116.





Bir hedefin var mıydı? Hedefe sahip olmak sana neler kazandırdı ve bu hedefi gerçekleştirebildin mi? :) 

Bir hedefim her zaman oldu. Liseye başlarken ilk hedefim inanır mısınız bilmem ama eğitim öğretim hayatımı hiç teşekkür almadan hep takdirle bitirmekti. İlk senenin sonunda not ortalamasında birinci olduğumu gördüğümde ise bir hedef daha eklendi serüvenime. Okul birincisi olabilmek! Sonrasında meslek seçimi kısmına doğru ilerledik. Lise1'de psikoloji diye tutturmuş olsam da lise ikinin sonlarına doğru hukuk istediğimin farkına vardım.  Minik hedeflerim yahut üniversite hedefim her zaman beni belli bir çizgide tuttu. En basitinden 9 ve 10.sınıftayken okul derslerimi, 11 ve 12'deyken ise YGS-LYS serüvenimi düzgün bir şekilde ilerletmeme olanak tanıdı, tıpkı karayollarındaki beyaz çizgiler gibi doğrultumu gösterdi yön verdi hayatıma. Hep güneşin kendim için doğacağı o günü hatırlattı, sabahları uyanma sebebi oldu hayallerim hedeflerim. Sabah uyandığında "Hukuk için, hedefin için günaydın!" yazısıyla güne başlayan biriydim 12.sınıf boyunca. Ben öyle diyeyim siz anlayın katkısını :) Ve hedefimi erkenden belirlememin meyvelerini yavaş yavaş almaya başladım. Bu uzun hayat serüveninde ilk meyvem sınav sıralamam oldu. İlk senemde bu sıralamayı elde etmem hedefime olan inancımın göstergesidir!

 
Okulda akademik olarak başarı düzeyi yüksek bir öğrenci olduğun aşikar:) Peki sosyal olarak nasıl bir öğrenciydin?


Okulda "sosyal inek" olarak tanınan biriydim diyebilirim. Lise 1'in sonunda "Okul birincisi olacağım." diyen bir çılgındım aslında. Daha sonra arkadaşlarım da buna alıştı. Beni resmen gönüllerin birincisi yapıp bana öyle destek oldular ki birinciliği elde ettim 4 senenin sonunda. Derslerde elimden geldiğince çevreme de yardımcı olmaya çalıştım, bunun yanında da sosyal aktivitelerde etkin olmayı başarınca arkadaşlarımın deyimiyle sosyal inek oluverdim gözlerinde :) 


11.sınıfın ilk dönemi sonunda bir erkek arkadaşım oldu. Hala birlikteyiz ve genelde insanların en çok sordukları bu : “Sosyallikle ders veya erkek arkadaşla ders nasıl birlikte yürütülebiliyor?” Bence her zaman insan hayallerine gönülden bağlıysa diğer etkenler ancak kişiye destek olabilir. Lise hayatım boyunca gerek tenis turnuvalarına katıldım gerek gezilere. Gerek bir günümü tamamen erkek arkadaşıma ayırdım gerek dostlarıma. Ama her zaman derslerimle sosyal hayatın çizgisini korumaya çalıştım. Ve  bunu başarmış olacağım ki, hayallerimin ilk adımını gerçekleştirmeme çok az kaldı. Sosyal inek olarak tanınıp hem derslerime hem sosyal hayatıma vakit ayırabilen biri olarak bu serüvene yeni başlayan ve serüvenin içinde olan arkadaşlara sesleniyorum : “Hayallerinize gönülden bağlıysanız diğer etkenler hep size destek!”

 
Sadece okul derslerine mi çalıştın Yağmur, YGS-LYS ' de bu sıralamayı elde eden bir öğrenci ne zaman çalışmaya başladı tam olarak sınava?

Lise 1'de koyduğum okul birinciliği hedefimden dolayı 4 sene boyunca dersleri aksatmamaya çalıştım açıkçası. İlk senelerde önceliğim her zaman okul yazılılarımı yüksek tutmak oldu sonrasında deneme sınavları da eklendi bu listeye. Ve 11.sınıfın ikinci dönemi kendimi YGS temposunda buldum. Aslında dediğim gibi hep tempodaydım ama YGS kitaplarını elime aldığım tarih 11. sınıfın ikinci dönemidir. LYS'ye ise şu tarihte başladım diyemem. 11. ve 12. Sınıfı daha bilinçli ve sıkı takip ettiğim için belirli bir başlangıç tarihim yok. Ancak YGS'den sonra genel tekrarlara başladım ve özellikle matematikte 10.sınıf konularını hatırlama amaçlı trigonometri vb baba konulara dönüş sağladım. Edebiyatta ise 12'yi sıkı takip etmemin çok faydasını gördüm,  özellikle 11.sınıfta LYS odaklı çalışıyordum.

 

Bilinçli olman, liseye başlar başlamaz düzenli bir çalışma temposuna girmen seni daha 9. sınıfta kendisiyle yarışan bir öğrenci haline getirmiş. Sınıfın ilerledikçe önünde beliren sınava daha da sıkı çalışmaya başlamışsın. Peki bu düzenli çalışmayı yapmanda sana destek olan kurum veya kişiler oldu mu? Varsa bunların artıları nelerdi?

Dershaneye 11.sınıfta başladım. 11.sınıfta dershaneyi sıkı takip ettim ve artılarını gördüm. 12.sınıfta ise dershaneye kayıtlıydım ancak daha çok deneme sınavlarına gidiyordum. Çünkü sözel derslerde ikinci kez dinlemekten hoşlanmıyorum. Okulda dinlediklerimi dershanede tekrar dinlemek yerine evde tekrarları tercih ettim. Matematikte ise 4 sene boyunca özel ders aldım. Tek özel ders aldığım ders matematik oldu. 4 sene aksatmadan aynı hocamla devam ettiğimden bana bir koç gibi davrandı. Ve 12. sınıfta ayrıca dershanede matematik görme gereği duymadım. 9-10-11'de haftada bir gün aldığım dersim 12.sınıfta haftada 2 iki güne çıktı. Böylece eksiklerimi daha rahat kapattım. Özellikle 11. sınıftaki matematik temelimi sağlam atmamın faydalarını 12.sınıfta gördüm çok. Hocamın verdiği tekrar dersleriyle konuyu hatırladım ve pratik yaptım. Bu nedenle konuyu öğrenmekte özel ders hocam, pratik ve sınavlarda dershaneme minnet duyuyorum.

 
ÖSYM'nin yaptığı sınavlar da birer maraton gibi. İyi bir koşucu olabilirsin ama potansiyelinin tamamını kullanmanda sana yardımcı bir koça ihtiyaç duyarsın. Sen kendi içsel motivasyonunu, azmini, çalışma şevkini ve tabii ki yeteneğini bu koçla ve dershaneyle birleştirince ortaya çok güzel bir sonuç çıkmış. Seni başarıya götüren bir çalışma programın var mıydı? Bunu kim hazırladı ve nasıl uyguladın?

Çalışma programım şöyleydi. Özel ders hocam dediğim gibi koçum gibiydi, kendi alanı yani matematik konusunda ödevler veriyordu o şekilde ilerliyordum. Özel derste işlediğimiz örneğin türevi bir sonraki derse kadar tekrar edip sorularını çözmek programımı oluşturuyordu. Diğer derslerde ise, kendime minik ödevler veriyordum. Ben çabuk sıkılan biriyim. Birkaç kez aylık veya 2 haftalık uzun programlar hazırladım, uyamadım. Planımda değişiklik oluyordu, bir gün aksıyordu devamını getiremiyordum. Bundan dolayı sabah kalkıp minik hedeflerimi not almaya başladım. Bitirdikçe rahatlıyor, günün programını tamamlamanın huzuruyla devam ediyordum. Ve 11.sınıfın ikinci döneminden itibaren soru sayılarımı yazdığım bir defterim oldu. En azından YGSye kadar hiç aksatmadım. 20 soru ya da 200 soru kaç soru çözersem çözeyim hep yazdım defterime. Böylece tempomu kontrol altında tuttum, aynı bir diyet gibi. Gevşediğiniz günün ertesi günü toparlama imkanı sunuyor bu uygulama. Ve son olarak YGS için günde en az 250 soru gibi bir limitim vardı.

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder