25 Temmuz 2015 Cumartesi

Öğrencinin Dilinden Öğrenci Anlar:) -5-

İnstagrama tamamen öğretmenlik ve koçlukla ilgili paylaşımlarımla öğrencilere ve velilere faydalı olmak amacıyla katıldım ama instagramın bana bu kadar faydalı olacağını hesaplayamamıştım. Çok farklı, bilgili, duyarlı, sevgi dolu, çalışkan, mutlu, heyecanlı öğrencilerle tanıştım:) Bu güzel öğrencilerden biri de Bensu:)
12.sınıf öğrencisi olan Bensu ve arkadaşları okullarında uluslararası bir projeye katıldılar. Bu projeyle ilgili Milliyet gazetesinde haberleri yayınlandı ve ben heyecanlandım:) Bu pırıl pırıl çocuklar ne yapmış merak ettim. Bir öğrenci lisede sadece ders çalışmamış üstüne kendine hem akademik hem sosyal başarı kazandıracak bir projede yer almış! Bu benim için çok güzel ve mutluluk verici bir durum. İstedim ki Bensu bize anlatsın, benim sevgili öğrencilerim de bu örnekten yola çıkarak farklı bir bakış açısı kazansın;)
Bensu ile verimli bir sohbet gerçekleştirdik, keyifli okumalar diliyorum:)


Merhaba Bensu:) Bize kendinden bahseder misin?

Merhaba, ben Bensu Halulu.18 yaşındayım. 4 yıldır Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde okuyorum, fakat dersaneler kapatıldığı için ve okuluma çok uzak oturduğumdan lisedeki son yılımı Uğur Hazırlık Liseleri'nin Beylikdüzü şubesinde tamamlayacağım.

Cağaloğlu Lisesi güzel bir lise. Bu okulda öğrenci olmak için  neler yaptın, nasıl çalıştın?:)

Benim ortaokul zamanımda SBS vardı, her yıl sınava giriyorduk. Neredeyse bütün arkadaşlarım bu yüzden 3 yıl dersaneye gittiler. Fakat ben haftasonları dinlenmek istediğim için ve kendi başıma yeterli derecede ders çalıştığım için dersaneye gitmedim. Her okul yılı 1 ay denedim, fakat sonra dersaneyi bıraktım. Haftasonları erken kalkmak pek bana göre değildi :) Onun yerine haftada bir tane matematik, bir tane fen özel dersi alıyordum. Gayet yeterli oluyordu.Ben test çözmekten çok, konuları en ayrıntılı şekilde öğrenmeye çalışıyordum.  Dersleri hep okulda öğreniyordum, anlamadığım bir yer olunca kesinlikle öğretmenime soruyordum. Konunun mantığını anlayana kadar da konu çalışmaktan, araştırma yapmaktan vazgeçmiyordum. Ben bir şeyin mantığını anlayamadan öğrenemeyen bir öğrenciydim. Eğer mantığıma yatarsa bir şey, kolay kolay unutmazdım. Belki klişe gelecek ama ben çok çalışmaktansa, verimli çalışmaya inanan biriyimdir. Yani basit, kalitesiz, üstünde düşünmeden günde 300 soru çözmektense; üstünde düşünerek 100 kaliteli soru çözmeyi tercih ediyordum. Önemli olan ne kadar soru çözdüğün değildi bence. Önemli olan soruların mantığını anlamak ve konuyu iyicene öğrenmekti. Zaten bu ikisini halledince, önüme çok ilginç bir soru gelse de mantığımı kullanarak soruları çözüyordum. Ama en önemli nokta anlamadığın soruları kesinlikle bir öğretmene sormak.Ben eğer anlamadığım yerleri öğretmenlerime yılmadan sormasaydım, ezberleyip geçseydim kesinlikle SBS’de yüksek bir puan alamazdım. Bence başarının anahtarı bu. Çözülemeyen sorular çözülmediğiyle kalırsa o çözülen 200-300 sorunun hiçbir yararı olmaz kişiye. TEOG’a hazırlanan arkadaşlarıma diğer bir önerim, zorlandıkları derslerden, konulardan kaçmaktansa, aksine onların üzerine gitmeleri. Anlamak için gayret sarf ettikçe, zamanla konuları daha iyi anlayacaklarına ve anladıkları için de sevmeye başlayacaklarına eminim.

Kesinlikle doğru bir çalışma anlayışına sahipsin. Öğrenci konuyu derste öğrenmeli, anlamadıklarını sormalıdır.  Konu tamamen anlaşıldıktan sonra soru çözmek gerekir. Yorum kabiliyetini geliştiren sorular çözmek de konuya hakim olmak açısından çok önemlidir. Her zaman vurguladığım gibi mutlaka ama mutlaka yapılamayan sorular arkadaşlara öğretmenlere sorularak doğru çözüm yolları öğrenilmelidir. Bu güzel çalışma tarzınla iyi bir lisede okumaya hak kazandın. Bensu nasıl bir lise öğrencisidir, burada çalışmaya nasıl devam ettin?

Akademik açıdan, azimli bir öğrenciyim. En iyisi ben olmalıyım gibi bir hırsım yok fakat yapabileceğimin en iyisini yapmaya çabaladım hep.Bu süreçte de kendimi hırpalamadım hiçbir zaman. Kimi öğrenciler tamamen kendini derslerine adar. Hiçbir zaman öyle bir öğrenci olmadım. Herkesin bir yapısı vardır.Ben öyle çok , sıkı çalışma temposuna gelebilen biri değilimdir.  Yine de derslerime, notlarıma hep önem verdim.  Özellikle sınav haftası boyunca sıkı çalışıyordum. Lisemde de 4 yılın ortalaması alınınca okul 7.siyim. Elde ettiğim sonuçtan gayet memnunum.Sosyal açıdan da aktif biri olmuşumdur her zaman. Dostluklara çok önem veren biriyimdir. İlköğretim arkadaşlarımla hala sık sık görüşürüm, liseden de edindiğim birçok iyi dostum var. İnsanları, insanlarla iç içe olmayı çok seven biriyimdir.Bu yüzden de insanlarla iç içe olabileceğim bir alanı seçtim; TM öğrencisiyim. Herkes bana “Senin derslerin çok iyi, neden TM’yi seçiyorsun?” dedi. Ben de onlara TM mesleklerinin bana daha uygun olduğunu düşündüğüm için seçtiğimi anlattım. İnsan sevdiği şeyi yapmalı bence. Kimseye kulak asmadım ve doğru bildiğim şeyi yaptım. Hala da derim, “Yaptığım en doğru seçim, TM’yi seçmekti.” diye. Lise boyunca bir sürü kursa katıldım: buz pateni, keman, tiyatro. Bunların yanı sıra yazı yazmayı çok seven biriyimdir. Birkaç senaryo yazma girişimim oldu, hikayeler yazdım. Şiir de yazmaya başladım bu sene, hatta okul dergisinde yayınlanacak yazdığım iki şiirim.

Hem akademik hem sosyal açıdan başarılı bir öğrencisin. Sadece okula gidip gelmek olmamış lise senin için, kendini de geliştirebildiğin bir dönem olmuş. Kendini tanımış, potansiyelini farketmişsin ve bunları açığa çıkarmışsın. Liseden sonrasını hayal ettin mi, hedeflerin neler?:)

Şu an en çok istediğim şey iyi bir üniversiteye girebilmek tabii. Hedefim; Boğaziçi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler okumak.Fakat üniversite konusunda fikirlerim değişiyor. Koç'u da düşünüyorum,çok emin değilim hala. Diğer hayalim ; fantastik bir kitap serisi yazmak. Öyle serileri okumayı çok sevdiğimden kendim de yazmak istiyorum ama bu bayağı zaman ve emek isteyen bir şey.Üniversitede denemeyi düşünüyorum ama. Gerçekleşmesi için daha uzun zaman gereken bir hayalim ise, ileride mesleğimde çok başarılı olmak. Küçüklüğümden beri hep insanlara yararlı olmak ve kendimden büyük bir şeyin parçası olmak istemişimdir. Üniversiteden sonra da çalışacağım yeri bu doğrultuda seçmeyi düşünüyorum.

Bu şekilde devam ettiğin sürece hedeflerini adım adım gerçekleştireceğine inanıyorum. Ayrıca fantastik kitaplara bayılıyırım! Kitabın çıktığında alıp okumak isterim,belki benim için imzalarsın da:) Çok yönlü bir öğrencisin, bunu takdir ediyorum. Okulda bir proje yapıyorsunuz, bizi bu konuda bilgilendirir misin?

Teşekkür ederim:) Yaptığımız projenin adı "Çevrecilikle Kurulan Köprüler", Almanca adıyla "Umwelt baut Brücken". Bu proje Türkiye ve Almanya'nın 4 yıldır birlikte yürüttüğü bir proje. Projenin temel amaçları : gençlere çevre bilinci kazandırmak ve farklı kültürler tanımalarını sağlamak. Bu projeye Almanya'dan 12, Türkiye'den de 12 okul katılıyor. Her okulun bir kardeş okulu oluyor.Bizim kardeş okulumuz Rudolf-Koch-Schule'ydi.Almanya'da ve Türkiye'de okulların iki ayrı araştırma konusu, her okulun da birbirinden farklı konusu oluyor.Türkiye'deki konumuz  "pillerin geri dönüşümü"ydü; Almanya'daki ise,  Heidelberg Eğitim Yüksek Okulu ve Klaus Tschira Vakfı'nın yaptığı çalışmalardı. Bu iki konu hakkında araştırmalar yaptıktan sonra gazetede yazılarımız yayımlandı. Her okulun anlaşmalı gazetesi oluyor.Bizimkisi Milliyet'ti.Almanların da yazdığı yazılar Almanya'da bir gazetede yayımlandı .Kasım ayında Alman arkadaşlarımız bize geldiler. Herkesin bir partner öğrencisi vardı. Bir hafta boyunca partnerlerimiz bizimle kalıyordu.Bu bir hafta ,araştırma ve İstanbul gezileriyle geçti.Genellikle okul bitimine kadar araştırma yapıyorduk veya yaptığımız araştırmalardan elde ettiğimiz verileri kullanarak gazete yazılarımızı yazıyorduk. Kalan zaman bize aitti. Topluca İstanbul'u geziyorduk, beraber sohbet ediyorduk. Bizim grup da  Almanya'ya Mart ayında gitmişti. Orada da araştırmalar yaptık ve yazılarımızı yazdık. Türkiye'de olduğumuz zamanlarda ara ara toplantılar yapıyorduk. Ayrıca projenin sitesinde blog yazıları yazıp, yayımlıyorduk. Çevre hakkında veya proje hakkında olduğu sürece istediğimiz konuyu yazmakta özgürdük. Fakat yazıları Almanca yazma zorunluluğu vardı.Ayrıca her öğrenci grubu bu projede sadece 1 yıl yer alabiliyor. Bizden sonraki dönemden seçilenler seneye bu projeye katılacaklar. Ayrıca fotoğraf, gazete yazıları ve blog yazıları dallarında yarışmalar da düzenleniyor, okullar ödül alıyor. Bizim okul her sene en az 1 ödül alıyor.Bu başarıda bize her açıdan yardımcı olan, yön gösteren projeden sorumlu öğretmenimiz Eyüp Gökalp'in payı büyük. Ona buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Sizi bu projeye yönlendiren öğretmeniniz Eyüp GÖKALP'i, bu tarz bir projede yer alan seni ve arkadaşlarını tebrik ediyorum. Bu projeler hem bireysel hem toplumsal gelişimler sağlamaktadır. Bu tarz proje yapmak sana neler kazandırdı?

Bu proje benim için gerçekten unutulmazdı. Uluslararası bir projenin parçası olmak müthiş bir duygu. İnsanın kendine güvenini, takım içerisinde çalışma becerisini artıran bir fırsat. Aynı zamanda bilinç de kazandırdı bana. Çevre için aslında birey olarak ne kadar az şey yaptığımı ve Türkiye'nin bu konudaki yetersizliğini görmüş oldum. İyi ki bu projede yer alabilmişim diyorum. Bu sayede araştırma ve yazı yazmanın beni ne kadar mutlu ettiğini keşfetmiş oldum.

Sadece ders çalışmayan, kendini hem akademik hem sosyal açıdan geliştiren bir öğrencisin. Bu sosyal beceriler senin kişisel özelliklerine de katkıda bulundu mu? Öğrenci arkadaşlarına küçük tavsiyelerin varsa bizimle paylaşır mısın:)

Önceden de bahsettiğim gibi bazı arkadaşlar kendilerini tamamen derse adıyorlar,ama bu doğru bir tutum değil. Şimdi çok başarılı olabilirsiniz ama ileride gerçek hayata atılınca sosyal becerilerin de akademik başarılar kadar önemli olduğunu göreceksiniz . Hayat sadece dersten ibaret değil.Benim bu yazıyı okuyan arkadaşlara tavsiyem kendi sınırlarını zorlamaları, fırsatları değerlendirmeleri. "Ben bunu yapamam, ben bu alanda yetenekli değilimdir kesin" diye düşünmek yerine karşılarına fırsatlar çıkınca fazla düşünmeden değerlendirmeleri. Bu sayede önceden fark etmedikleri yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfedebilirler. Zayıf oldukları alanlarda da kendilerini geliştirebilirler. Kendimden biliyorum. Eskiden daha çekingen, daha az girişken bir insandım. Topluluk önünde pek konuşamazdım. Okulda katıldığım etkinlikler(oratoryo, tiyatro gibi ) benim özgüvenimi artırdı. Artık topluluk önünde rahatça konuşabiliyorum ve eskiye oranla çok daha girişkenim. 
Ayrıca kendilerine bir hobi bulmaları gerektiğini düşünüyorum. Hobileri hiçbir zaman , zaman kaybı olarak görmedim ben . Aksine hobiler stres azaltan, mutluluk veren aktiviteler. Ayrıca stresi azalttığından çalışma verimini de artırdığını düşünüyorum. Hatta bu yüzden son senemde olmama rağmen bir süredir istediğim latin dansları kursuna başlayacağım. Çünkü sınav yılı çok stresli oluyor ve insanın stresini azaltacak, kafasının dağılmasına yardımcı olacak bir hobiye ihtiyacı var. Haftada hobinize ayırdığınız 2-3 saatlik bir süre sizden bir şey götürmez, aksine kazandırır.
Biraz uzun yazdım ama buraya kadar sabırla okuduysanız teşekkür ediyorum, arkadaşlar. Okulda ve hayatta başarılar diliyorum size :)

Seninle tanıştığım için çok mutlu oldum Bensu, zaman ayırdığın için ve bizi bilgilendirdiğin için sana çok teşekkür ediyorum:) İnanıyorum ki seneye istediğin üniversitede istediğin bölümü okuyor olacaksın :) Sana mutlu ve başarılı bir hayat diliyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder